Bu tavır İsrail’e yakışmıyor

ÜNLÜ orkestra şefi ve piyanist Daniel Barenboim, İsrail Müzik Festivali'nde yönetimindeki Staatskapelle Orkestrası'na Richard Wagner'in Tristan ve İsolde operasından bir parçayı çaldırtınca yuhalanmış.

Bir orkestranın yuhalanmasını hiç hoş karşılamadım. İsrail gibi bir ülkenin fanatizmi sanata yansıtmamalarını beklerdim.

Daniel Barenboim (d.1942) Musevi bir müzikçidir. Bruckner Madalyası'nı almıştır. Çellist Jacqueline du Pre ile evlenmiş, eşi genç yaşında ölmüş, hayatları da bir filmin konusu olmuş, sinemalarımızda gösterildiğinde ilgi görmüştü.

Barenboim'in yuhalandıktan sonra yaptığı açıklamayı buraya alacağım:

‘‘Wagner'in çalınması kararı ne orkestranın, ne de festival yönetiminin kararıdır, bu sizinle benim aramda bir şeydir, bunun sorumluluğu da bana aittir.’’

Bu sözler, sanatçının bireysel sorumluluğu cesaretle üzerine almasının da değerlendirilmesi gereken bir örneği.

* * *

WAGNER'in eserlerinin İsrail'de çalınması konusu uzun süre tartışıldı.

Museviler gaz odasına gönderilirken Wagner çalındığı için, İsrail halkı bu besteciyi bir türlü affetmiyor.

Nedense ne zaman Nazizm söz konusu edilse, bu bestecinin de adı o rejimle birlikte anılıyor. Şiddete yer veren filmlerin de müziği gene Wagner'in.

Sanatçıya başkalarının vurduğu damga.

Sanatı, sanatçıyı suçlamayı, sanatın özüne aykırı bulurum.

İnsanlar dinledikleri besteciyi kendi inançlarında bir kompartımana kilitleyebilirler, o sanatçı bir ulusa, ırka, acı çeken insanlara kötü çağrışımlar yaptırabilir.

Ama bu gerekçe, bir bestecinin yuhalanmasına kadar götürülecek bir fanatizmi bana hoş gösteremez.

Acı çeken ulusların, ırkların, faturayı sanatçılara ödetmesini ben bir türlü kabul edemiyorum.

Üstelik bestecinin burada rolü ne?

Eğer yazar olsaydı, Musevi düşmanı bir kampanyayı başlatsaydı, bu yuhalamayı biraz daha anlayışla karşılayabilirdim.

Sözgelimi Fransızlar, Louis Ferdinand Celine'i Almanlarla işbirliği yaptığı için okumamazlık etmediler, Ezra Pound, faşizmi savunduğu için şiir dünyasından kovulmadı.

Atatürk rejimine karşı oldukları gerekçesiyle 150'likler arasında yer alan Rıza Tevfik Bölükbaşı'nı antolojilerden silmedik.

* * *

BEN, İsrail toplumunun sanata hoşgörüyle yaklaşmasını bekliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları