Bu kurultay bir devrimdir

CHP Kurultayı üzerine bugüne kadar bir yazı yazmadım. Çünkü bu kurultayın son anına kadar heyecan verici bir taraf bulamamıştım.

Ama kurultayla ilgili tartışmaları çok dikkatle izledim.

BAYKAL'A HAKSIZLIK

Kurultay öncesi ve sonrasında Deniz Baykal'a yapılanların haksızlık sınırlarını hayli aştığını düşünüyorum.

Bu yazı, işte bu haksızlığa karşı içimde oluşan infialin yansıması.

Başından sonuna kadar ilgimi çekmeyen kurultay sonuçlandığı zaman, bana göre CHP'de bir devrim yaşandı.

İtiraf edeyim, bu kurultay bir lider olarak Deniz Baykal'ı benim gözümde büyüttü.

Deniz Baykal bu kurultaydan cesur ve kendine güvenen bir lider olarak çıktı.

Kırk bin satan küçük gazetelerin, her şeyi bildiğini iddia eden köşe yazarlarının ve sesi, temsil ettiğinden çok daha gür çıkan klasik CHP ‘‘nomenklatura’’sının despotluğundan kurtulmuş, onların baskısına teslim olmamış bir lider olarak çıktı.

CHP'lilere şunu söylemek isterdim.

Türkiye'de ekonomi iyiye doğru gidiyor.

Niye kompleks yapıp kendi kendilerine şu soruyu sormuyorlar:

‘‘Bu başarılı programın mimarı kimdir?’’

Aslında bu soruyu sorabilseler, son zamanlarda parmaklarını durmadan kendilerine uzatıp, ‘‘Siz muhalefet olarak niye hiçbir şey yapmıyorsunuz’’ diyenlere de en güzel cevabı verecekler.

Çünkü bu başarılı ekonomik programın mimarı kendi sıralarında oturuyor.

O insanın adı Kemal Derviş.

Üstelik o öyle bir insan ki, şu an iktidarda bulunan AKP hükümetinin başarısını bile teslim edecek kadar kendine güvenli. Aynı zamanda yaptıkları yanlışlarda onları uyaracak kadar da vatansever ve çağdaş bir muhalefet anlayışına sahip.

Derviş CHP'ye girdiği zaman, Baykal'la birlikte çekilmiş fotoğraflarına bakarak, ‘‘Bu fotoğraf ne kadar süre yırtılmadan kalır’’ diye sorgulayan bir yazı yazmıştım.

DERVİŞ ZİHNİYETİ

Deniz Baykal'
ın üzerine yapışmış ‘‘hizipçi’’ etiketine bakarak içimdeki şüpheyi dile getirmiştim.

İtiraf edeyim Baykal beni yanılttı.

Bu kurultayda Derviş'i dışlamak için elinde bütün imkánlar vardı.

Hatta kendine yönelik eleştirileri sakinleştirmek için Derviş'i CHP'nin kurtlarının önüne atabilirdi.

CHP GÜÇLENDİ

Ayrıca Derviş'in kurultay öncesi çıkışları bazılarınca Baykal'a karşı bir liderlik isyanı olarak nitelenmiş ve bu yönde kamuoyu oluşmuştu.

Dolayısıyla onu harcasaydı, kimse çıkıp kendisine bir şey diyemezdi.

Türk siyaset tarihi, lideri kurtarmak için kurtların önüne atılmış başarılı insanların enkazı ile doludur.

Baykal yanındaki kıymetli insanları harcamadı. Harcatmadı.

Onları beraberinde yönetime taşıdı.

Sırf lidere yakın olduğu için delik deşik edilen Bülent Tanla'yı da harcatmadı.

Bana göre bir liderin yapması gerekeni yaptı.

İşte bu nedenle diyorum ki, CHP bu kurultaydan güçlenerek ve partileşerek çıktı.

Bir çift sözüm de, parti içindeki muhalefete ve Baykal'ı dışardan delik deşik edenlere.

Allah aşkına muhalefet diye Baykal'ın karşısına çıkanlar kimdi?

Baykal'dan daha yeni, Türkiye'nin meselelerini ondan daha iyi anlayan, daha genç bir ekip miydi?

Kurultay günü kürsüye çıkanlara tek tek baktım.

Kusura bakmasınlar hiçbiriBaykal'ın siyasi kapasitesini yakalayacak nitelikte değildi.

Siyasette ve hayatın her alanında kural şudur:

Daha iyisi gelinceye kadar o anki en iyisidir.

Ayrıca Türkiye'de sosyal demokrasinin sorunu liderlik sorunu mudur yoksa toptan bir zihniyet sorunu mudur?

Bütün varlık mücadelesini sadece türban ve laiklik üzerine fokuslamış bir parti içi muhalefeti niye tercih edeceğiz ki?

CHP'nin artık kompleksini atması gerekiyordu ve kurultayda bu yapıldı.

Partinin elinde Kemal Derviş gibi çağdaş bir değer var.

Baykal, dar siyasete sığınıp, bu insanı harcama yoluna gitmedi. Tam aksine, onu elinden tutarak yanına çekti.

NEDEN DEVRİM

O insanın yeni bir sosyal demokrasi için projeleri var.

Üstelik bu ekonomik programla kendini kanıtlamış.

İşte bu nedenle diyorum ki, kurultay gerçek bir devrimdir.
Yazarın Tüm Yazıları