Bu hayatta kendimi gereksiz buluyorum

Merhaba Güzin Abla, şu ana dek hiç kimseyle paylaşamadığım duygularımı size açıyorum. Benim problemim aşk, meşk, sevgili değil. Belki siz de, okuyucularınız da durumumu saçma ve komik bulabilir ama benim için son zamanlarda ciddi sorun haline geldi.

16 yaşında, Almanya’da doğup büyümüş bir genç kızım; etrafımdaki insanların beni sevdiğini düşünüyorum ama her ne kadar çevremden iltifat alsam da, kendimle barışık değilim, bana söyledikleri sözleri sahte buluyorum. Kendimi bildim bileli hiç kendime güvenmedim ve kendimi gereksiz buluyorum.

Şimdiye kadar okulları hep başarıyla bitirdim ve bu yıl yüksek okula başladım. Ama bu düşünceler de giderek yoğunlaşıyor kafamda. Ben karakter olarak sessiz ve çekingen biriyim arkadaşlarım çok ama her şeyi paylaşabileceğim kimsem yok.

Dışarıya çıkmak istemiyorum, elimden gelse bir maskeyle çıkardım sokağa. Kendime güvenim hiç yok ve hayata neden geldim diye, düşünüyorum.

RUMUZ: ZALİM KUŞ

Kızım önce şunu bilmelisin, hiç kimse gereksiz olarak gelmemiştir bu dünyaya, ancak neden geldiğimizi ve gerçek görevlerimizi unuttuğumuz için bazen böyle bir duyguya kapıldığımız olur.

Zaman içinde, düşüncelerin ve çevren geliştikçe, mutlaka neden yaratıldığın, neden özellikle bu ülkede ve bu ailede dünyaya geldiğini de anlayacaksın, varoluşunun nedenlerini göreceksin.

Senin yaşlarında, gençlerin böyle bunalıma girmeleri, çevrelerine uyum sağlamakta zorlandıkları çok sık rastladığım bir konu. Bu nedenle bu sıkıntıları çekerken yalnız olmadığını bilmelisin.

Ancak yazında çarpıcı bir nokta var: Neden ‘dışarıya çıkarken maske takmak isterdim’, diyorsun? Burada kendini beğenmediğin hissediliyor. Oysa bir genç kız, tazeliğiyle, gözlerindeki o pırıltı, dudaklarındaki gülümseyişle mutlaka güzeldir. Yeter ki, yüzünden o gülümseyiş eksik olmasın; o zaman çevrende gerçek arkadaşlar da olacaktır emin ol.

Kızım, seni rahatlatacak psikolojik kitaplar, örneğin, Doğan Cüceloğlu’nun, Leo Buscaglia’ nın, Erich Froam’un kitaplarını oku. Yaşamak, sevmek, dostluk, öfke, kendini beğenmeme gibi konuları oku. Ama kendi kendine başaramazsan, bir uzmanın yardımına başvurabilirsin.

Mutluluğu bulduğum ikinci eşim öldü

Sevgili Güzin abla, ben 27 yaşında Ankara’da yaşayan bir genç kadınım. Bu genç yaşımda, başımdan iki evlilik geçti.

İlk eşimden anlaşamadığım için ayrıldım, 8 ay sonra ikinci evliliğimi yaptım. Çok iyi bir insandı ve çok mutluydum. Ama kader bana öyle bir oyun oynadı ki, eşimi kanser yüzünden 4 ay önce kaybettim. Şu an çok mutsuzum yaşamak bile istemiyorum. Kısa bir süre önce bir işe başladım kendimi avutur, toparlarım diye, ama olmuyor yapamıyorum. Ne olur bir yol gösterin.

RUMUZ: YALNIZIM Y.Y.

Allah sabırlar versin, kızım. İşte bazen insanın yaşamında böyle beklenmedik acılar birbirini izliyor. Tanrı insanı bir anlamda deniyor, gibime geliyor.

Evet, üzülmekte haklısın. Ama umutsuzluğa kapılmamalısın. Henüz o kadar gençsin ki... Ummadığın bir anda her şey değişiverir. Acın henüz çok taze, biraz yatışsın, yüreğin yeni bir sevgiye hazır olduğunda, dünyaya daha bir cesaretle bakacaksın.

Çünkü yaşamak her şeye rağmen çok güzel; ömür ise acılara gömülmek için çok kısa. Sevgi dolu bir yürek bir gün kapını çalacak, yeter ki sen kendini hazır hisset.

Yaşadığı aşk acısını unutamamış

Merhaba ablacığım, yazılarını özenle her gün dikkatle okuyorum ve bazen çok şaşırıyor, bazen de çok etkileniyorum. Ben de o güzel fikirlerinle beni eleştirmeni istiyorum.

Ben Ankara’da yaşıyorum ama başka bir şehirde üniversite öğrencisiyim. Birkaç kız arkadaşım oldu ama sonu hüsranla bitti. Şimdi bir genç kızdan hoşlanıyorum ve duygularımı ona açtım. O da benden hoşlandığını belirtti ama biraz zaman istedi. Daha sonra da beni reddetti.

Doğal olarak yıkıldım. Nedeni de, eski erkek arkadaşıyla yaşadıklarını hala unutamamış! Bana zarar vermek istemediği için ‘bırak böyle kalsın’ dedi. Ama bu düşünce çok saçma geldi. Birbirimizden hoşlandığımız halde, başlamadan bitti. Bana şans vermesi gerekirdi, diye düşünüyorum.

Ne dersin? Unutmak istiyorum ama yaşadığım yer çok küçük, sık sık karşılaşıyoruz.

RUMUZ: KUSURSUZ AŞK


Sevgili oğlum, işte bazen genç kızlar, yaşadıkları bir aşk acısı sonunda, erkeklere karşı bir güvensizlik içine düşebiliyorlar. Çok da haksız değiller hani. Bunda senin kusurun yok elbette ama, işte kızcağız belli ki, henüz yaralarını saramamış. Belki de gönlünden o eski sevgiliyi tam anlamıyla atamamış.

Biraz sabırlı ol. Arkadaş kalmak isteyebilir. Ona ‘Tamam söylediklerimi unut, bir süre arkadaş kalalım, dost olalım, benim senin dostluğuna ihtiyacım var’ de. Bir de bunu dene ve sabırla bekle, onu zorlama.
Yazarın Tüm Yazıları