Bu formül işliyor

Sağlıklı yaşam formüllerine pek inanmam. Çoğuyla dalga bile geçerim! Ama bazıları var ki, gerçekten işe yarıyor. Bunlardan biri de “yediğinizin yarısını yiyin, yaptığınızın iki katını yapın, kilo sorununuz çözülür” formülü.

Haberin Devamı

Formülü yıllar önce Hürriyet’teki köşemde yazmıştım. Birilerinden duydum da mı yazdım, yoksa doğrudan ben mi ürettim pek emin değilim. İsmet Berkan’ın yazdığına göre formülün “patenti” de bana ait olmalıymış. Memnuniyetle kabul ederim.
Formülü bir kez daha tekrarlayayım: Kilo sorununuz varsa ve bu sorunu sonsuza kadar çözmekte kararlıysanız, “yediğinizin yarısı yaptığınızın iki katı” formülü her zaman, her yaşta en etkili, en kalıcı, en ucuz çözümdür.
Nedeni şu...

ÇOK KALORİ+AZ HAREKET=FAZLA KİLO

Kilo sorununun iki temel bileşeni var. Diğer bileşenler çok nadir görülüyor, en az yüzde 90’ı şu iki sebepten kaynaklanıyor: Bir; gereğinden fazla kalori tüketmek, iki; yeteri kadar hareket etmemek.
Çoğu kişi iki hatayı birden yapıyor. Seyrek de olsa hareketli bir hayat sürdürmesine rağmen sadece “ihtiyacından fazla” yediği için kilo alanlar ya da her zaman yediği kadar yerken düzenli olarak yaptığı herhangi bir sportif aktiviteyi bıraktığı için yağlananlar da var.

Haberin Devamı

HANGİSİ ÖNEMLİ?

Bu iki temel sorumludan hangisi daha önemli diye sorarsanız, tabii ki birinci şıkkı yani “ihtiyaçtan fazla beslenme” veya “yüksek kalorili yiyeceklere yönlenme” maddesini işaretlemeniz gerekiyor. Çoğu kişi de zaten önce bu hatayı yapıyor. Kilo aldıkça da daha önceden yaptığı aktiviteleri bile terk edip tembel, hareketsiz, miskin bir hayat sürmeye başlıyor.
İsmet Berkan’ın (ve daha pek çok kişinin) doğru bulduğu, uygulayınca da sonuç aldığı formülün iyi işlemesinin nedeni de bu.
Hangi yaşta olursanız olun, çok önemli bazı sağlık sorunları dışında ihtiyacınız kadar yediğiniz sürece kilo almanız pek söz konusu olmaz. Hele bir de azıcık hareket eden, koşuşturan, aktif biriyseniz, hatta üstüne üstlük bir de haftada üç-dört gün egzersiz yapmayı başarabiliyorsanız, kilo sorunuyla yolunuz hiçbir zaman kesişmez.
Önce bu formüle güveni nedeniyle İsmet Berkan’a teşekkür ederim. Özellikle bedeninizin kış uykusundan yavaş yavaş uyanmaya, yağ depolamaktan vazgeçip mevcutlarını da çözmeye çalıştığı şu günlerde doktora veya diyetisyene gitmeden üç-beş kiloluk fazlalığınızı kendi kendinize, sorunsuz bir şekilde vermek istiyorsanız, yediklerinizi azaltmanın (düşük kalorili beslenip az yemenin) ve de aktivitemizi çoğaltmanın bir yolunu bulmanızı öneririm.
Kendi kendine kilo vermenin, yani zahmetsiz, masrafsız, “kendin pişir kendin ye!” usulü zayıflamanın diğer püf noktalarını da yarın yazacağım...

Haberin Devamı

Böbrekler neden taş yapar?

Böbrek taşı, toplumun yaklaşık yüzde 10-15’inde bulunuyor. Taşların nasıl oluştuğu ise hâlâ net bilinmiyor.
Bununla birlikte bilinen bazı noktalar da yok değil. Mesela ürik asit yüksekliği olanlarda ürik asit taşına sık rastlanıyor.
Çok fazla unlu, şekerli beslenenlerde özellikle çocukluk döneminde çok fazla antibiyotik kullananlarda, yüksek dozda C vitamini desteği alanlarda, aşırı miktarda protein tüketenlerde, kola ve gazlı içecekleri fazla içenlerde böbrek taşlarına daha sık rastlandığı belirtiliyor.
Taşı önlemek için bilinen en etkili önlem bol ve sık su içmektir. Burada en etkili kararı idrar rengi verdirmelidir. Eğer idrarınız su gibi beyaz renkli ise bu yeteri kadar su içtiğiniz anlamına gelir.
Ürik asit yüksekliği varsa tedavi edilmeli ve uygun bir diyet yapılmalıdır. Diyetle alınan kalsiyumun ya da ağızdan alınan kalsiyum desteklerinin böbrek taşı yaptığı doğru değil. Hatta diyetle alınan kalsiyum arttıkça (su, yoğurt, yeşil yapraklı sebzeler) taş olasılığını azaltır.
Probiyotiklerden zengin beslenmenin (kefir, yoğurt) de taş oluşumunu engelleyebileceği belirtiliyor.

Haberin Devamı

Eller neden uyuşur?

El uyuşmaları aslında sık görülen bir sorun değildir. Ayak uyuşmaları el uyuşmalarından daha çok görülür.
Her iki elde uyuşma, önemli bir damar hastalığına işaret edebilir. Damar sertliği, Takayasu hastalığı damarsal kökenli el uyuşmalarına iyi bir örnektir.
Şu veya bu nedenle boyun düzleşmesi olan kişilerde eğer bir de ileri derecede boyun fıtığı varsa, tek veya iki taraflı el kol uyuşması (ve kas güçsüzlüğü) ortaya çıkabilir.
Kollara giden sinirlerin dirsekte “ulnar oluk”da, el bileğinde “karpal tünel”de sıkışması da el uyuşmasına sebep olabilir.
B 12 vitamini noksanlığının, şeker hastalığının, tiroit bezi tembelliğinin, B grubu vitaminlerde belirgin dengesizliklerin de el uyuşmasına neden olabileceği aklınızda olsun.

Yazarın Tüm Yazıları