Brifing...

Bekir COŞKUN

BU yazı yazıldığı saatlerde, Cumhurbaşkanımız Demirel, Genelkurmay'daydı ve ‘‘irtica ile memleketin durumu’’ konusunda generallerden brifing alıyordu...

Cumhurbaşkanı ‘‘Askerleri bu işe garıştırmayın’’ diyor, brifing almaya gidiyor...

Memleketin durumu böyle...

Ne yapacaksınız?..

*

Askerler Demirel'e ne diyecekler:

‘‘Sayın Cumhurbaşkanım, irtica tehlikesi var...’’

Demirel ne diyecek:

‘‘Sahi mi?..’’

Yani Cumhurbaşkanı'nın irticadan, yobaz akımlardan, gericilikten, tarikatlardan haberi yok, askerlerden öğrenmeye gitti, öyle mi?..

Generaller anlatırlar:

‘‘Sayın Cumhurbaşkanım gericilik de mevcut...’’

Süleyman Bey gözlerini açarak:

‘‘Bu fevkalade önemli bi şey...’’

*

‘‘Her bir şey meşru zemininde tartışılmalıdır’’ deyip; Meclis'in, Hükümet'in işini askerlerle konuşmaya gitmek... Giderken ‘‘Askerleri siyasete çekmek yannıştır’’ demek...

Bu ne?..

Generaller brifingde ne demişlerdir:

‘‘Sayın Cumhurbaşkanım yobaz akımlar da var...’’

Cumhurbaşkanı bu sefer kaşlarını da kaldırıp, şaşkınlık içinde yanındaki generallere dönerek:

‘‘Bu da fevkalade önemli bi şey...’’

*

Cumhurbaşkanı, ülkenin başına geleni, irticayı-yobazlığı-tarikatları-tarikatçı bürokrat ve valileri, dinci sermayeyi bilmiyor, brifingde askerlerden öğrenecek...

Ne dersiniz?..

Bakın:

Cumhuriyet bir kaosta...

Bundan çıkmakta en büyük görev Cumhuriyet'in başına düşer.. Mağaza-market açmak için Cumhurbaşkanı'na gerek yok... Ama tıkanıklığı aşmak için Cumhurbaşkanı gerekiyor...

Demirel artık ‘‘Kötü olan bi şey yok’’ deyip kamuoyunun gözünü örtmek, her şeyi sütliman göstermek, her kesime hoş gözükmek yerine, durumu ve çözümü ortaya koymalı...

Bu böyle gitmez...

Gidemez...

---