Boyner: Yabancılarda ’İstanbulmania’ başladı

ÜMİT ve Cem Boyner ile dün öğle saatlerinde Nişantaşı Beymen’de buluştuk.

Nişantaşı Beymen, bir anlamda Beymen’in kaderini değiştiren mekan.

Bir "atlama taşı".

Çünkü Abdi İpekçi Caddesi’nin tam köşesindeki mağazadan sonra Beymen, yurtdışına açılmaya başlamış.

Önce Kahire mağazası, ardından Amman, Doha, Cezayir teklifleri gelmiş.

Yurtdışına açılma "yabancı ortaklara" da açılmayı getirmiş.

Boynerler’le yeni ortaklığı, Beymen’in büyüme planlarını konuşuyoruz.

Cem Boyner, dünyanın önde gelen özkaynak şirketlerinden Amerikalı Kohlberg Kravis Robert&Co kısaca KKR ortaklığı için "Gelip bizi buldular" diyor.

KKR, Türkiye’yi keşfeden en son yabancı.

Beymen’in ve Boyner’in yüzde 50’sinin satışı için görüşmelerin sürdüğü KKR, ilk kez ABD ve AB dışında böyle bir ortaklığa gidiyormuş.

Ümit Boyner’
e göre, KKR uzun vadeli bir yatırımcı.

Peki KKR’nin Beymen’e dolayısıyla Türkiye’ye ilgisi nereden?

"Para nerede büyürüm diye bakıyor. Türkiye, AB perspektifi, dinamizmi, nüfusuyla, yaşam biçimiyle cazip bir yer" diyor Cem Boyner.

"Dünyada şimdi bulunulacak bir yer varsa o da Türkiye. Maliyetler makul, iş yaşamı esnek"
diye ilave ediyor.

İlgiye bir örnek.

Beymen
’e son iki ayda gelen marka temsilcilerinin toplamı 10 yılda gelenlere eşitmiş.

Ayrıca gelenler Türk şirketlerindeki yönetim kalitesinden çok etkileniyormuş.

Cem Boyner diyor ki:

"Yabancı markalar da inanılmaz kiralar ödeyerek buraya geliyorlar. Son dönemde yabancılar arasında müthiş bir İstanbulmania başladı"...

Yabancılar buraya, Beymen Kahire’ye...

Belki Amman’a, Doha’ya, Cezayir’e ve hatta Cidde ile Şam’a.

Türkiye globalleşmenin tam göbeğinde.

Emine Bozkurt ikinci kadın raporunu hazırlıyor

KAGİDER’in "AB Yolunda Kadın" konferansının ilki dündü.

Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun katıldığı konferansta Avrupa Parlamentosu üyesi Emine Bozkurt ile karşılaştık.

Geçen yıl Türkiye’de kadının durumuyla ilgili bir rapor hazırlayıp parlamentoya sunan Bozkurt yeniden kolları sıvamış.

Yakında ikinci bir rapor geliyor.

"Neden gerek duydunuz" diye sorduk.

"Çünkü birinci rapordan sonra önce nelerin olup bittiğini yakından izlemek gerekiyor".

Bozkurt
, Avrupa Parlamentosu Kadın Hakları ve Kadın-Erkek Eşitliği Komitesi üyesi.

Konuya son derece hakim.

Hem kendi hazırladığı ilk raporun devamını getirecek, hem açılış konuşmasında önemle üzerinde durduğu "bazı kaygılarının" kaynağına inecek.

Nedir bu "kaygılar"?

Emine Bozkurt sayıyor:

"Sosyal güvenlik yasasında aile reisi erkektir denecek şeklinde duyumlar aldım. Kadın-erkek eşitliğine büyük bir darbe indirir bu."

"Şiddetle ilgili yeni düzenlemede 3. kişilerin şikayeti olmayacakmış."

"Sığınma evlerinin işlevselliği hakkında kuşkular var".

"Kadın istihdamında azalma söz konusu..."

İkinci raporun kaleme alınması için bunlar haklı nedenler elbette. Bozkurt’un açılış konuşmasında önemle vurguladığı bir şey de şu:

"Kadın-erkek eşitliği yalnız izlenecek bir yol değil. AB’nin yol göstericiliğine ihtiyaç var."

AB, "kadın-erkek eşitliğinde" mükemmeli yakalamış mı? Elbette ki hayır.

Ama AB Komisyonu’nda bu meseleden sorumlu Fay Devonic’in belirttiği gibi, 2006-2010 yılları için önüne bir yol haritası koymuş.

Bu yol haritası Türkiye için de bir fırsat aynı zamanda.

Topbaş, Caddebostan Plajı’nı Öztürk’e bırakmadı

GEÇENLERDE Fenerbahçe Caddebostan sahil yolunda yürüyordum.

Bir ara, miyop gözlerimle heykel gördüğümü sandım.

Heykel sandığım nesnenin yanına yaklaşınca iş anlaşıldı.

Bu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin diktiği dev bir panoydu.

Üzerinde "İBB Caddebostan Plajı - Yürüyüş Yolu" yazıyordu.

Fenerbahçe-Caddebostan yürüyüş parkurunda bu dev panolardan tam üç tanesine rastladım.

Ertesi gün Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ü arayıp, bunun ne anlama geldiğini sordum.

Öztürk anlattı.

Geçen yıl epey gürültü kopartan Caddebostan Plajı’nın bu yıl devreye girmesi için Kadıköy Belediyesi hazırlıklara başlamış.

Plajlara, kabin vesaire gibi şeyler için bir şirketle anlaşma yapılmış.

Geçen yıl alınmış olan 100 bin YTL’lik kum temizleme makinesi depodan çıkmış.

Ancak çalışmaların başlayacağı sırada İstanbul Büyükşehir Belediyesi duruma el koymuş.

Yani bu yaz Caddebostan Plajı, Topbaş’ın sorumluluğunda.

Öztürk’e, "Neden plaj elinizden alındı" diye sordum.

Nedenini bilmiyormuş.

Galiba ben biliyorum.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi
, CHP’nin kalesi diye bilinen Kadıköy’de illa "ben varım, ben buradayım" demek istiyor.

3-4 kilometrelik yürüyüş parkurunda tam üç tane dev pano dikmesi bunu gösteriyor.
Yazarın Tüm Yazıları