Böyle kafa olmaz

YALÇIN BAYER'in Yeter Söz Milletin köşesinde, ‘Böyle dil konferansı olmaz’ (Cuma, 11 Ocak 2002) mektubunu okuyunca, yazmanın şart olduğuna karar verdim.

Ben de adı geçen ve iki gün süren Türk Dili ile ilgili toplantıya davetliydim, hem konuşacak hem de oturum yönetecektim. Kar yüzünden gidemedim, bildirimi gönderdim.

Adı saklı okurumuz, kişiyle, yerle uğraşacağına, toplantılarda konuşulanlarla ilgili düşüncelerini açıklasaydı ya! Anlaşılan onları önemli bulmamış.

Bakın adı saklı (neden saklı anlamadım), sponsorluğun işlevini, günümüzdeki yerini kavrayamamış okur ne yazmış:

‘‘Düşünce iyi ancak böyle bir toplantı için davetiyede Vural Öger'in katkılarıyla denmesini yadırgadım.’’

Bu çağda bu zihniyet, akıllara seza.

Okurumuza göre, bu toplantı Dedeman Oteli'nde değil eski Meclis Binası'nda, Milli Kütüphane'de olmalıymış. Onun asıl uygun gördüğü yer Dolmabahçe Sarayı, çünkü Atatürk Dil Kurultayı'nı orada toplamış.

Toplantının ciddiyetiyle mekán arasındaki bağlantıyı çözemedim.

* * *

KEŞKE başkaları da Vural Öger gibi Türk Dili'nin tartışıldığı sempozyumun sponsorluğunu üstlenseler de, onları övebilsem, teşekkür edebilsem.

Sanatın yaygınlaşması, büyük şehirlerden başka illere de gidebilmesi için sponsorların önemini yakından bildiğimden, sanata en küçük yardıma bile köşemde yer veriyorum.

Dilerim Vural Öger, böyle bir toplantıyı Almanya'da gerçekleştirir de, orada yaşayan vatandaşlarımızı, uzmanların aydınlatma olanağı doğar.

Ama Öger'e bir şartım var.

Eğer bunu Alman Parlamentosu'nda ya da Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapmazsa ben yokum. Yoksa sevgili okurumun gözünden düşerim.

Festivaller onlar sayesinde yapılabiliyor, birçok sergi onların yardımıyla açılabiliyor.

Yabancı müzik dergilerinin armağan ettiği CD'lerin arkasında değişik sektörlerden kurum adları görüyorum.

Parayı veren düdüğü çalar sözü uyarınca da, şimdiye kadar bu CD'lerde firmanın sahibinin ya da yönetim kurulu başkanının bestelerinin seslendirildiğine rastlamadım.

Şimdi bakın aklım nasıl karıştı, biz de Kültür Girişimi sempozyumunu The Marmara'da yapmıştık, oraya gelen dinleyicilerden özür(!) dilerim, onları otel köşelerine sürüklediğimiz için.

Vural Öger'e de ders olsun, bir daha ciddi işlerle uğraşmasın.

* * *

KÜLTÜR Bakanı İstemihan Talay, Yalçın Bayer'in köşesinde bu adı saklı zata cevap vermiş:

‘‘Toplum için bir şeyler yapmak isteyenleri, Vural Öger gibi isimleri değerlendirmek gerekiyor.

Kendisi bizden hiçbir şey talep etmemiştir, konuşmacılar tarafımızdan tespit edilmiştir.’’

* * *

ADI SAKLI zat sandığımdan akıllıymış, çünkü ilerde bu mektup adıyla birlikte anıldığında, buna bakıp da ben ne yapmışım diye dövünebilirdi.

Vural Öger'in kültür alanındaki sponsorluklarını sürdürmesini dilerim, Türk Dili toplantısının gerçekleştirilmesini sağladığı için de hepimiz ona teşekkür borçluyuz.
Yazarın Tüm Yazıları