Böyle gazetecilik olmaz

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı karalamak amacını taşıyan haber hiçbir gazetecilik ilke ve kurallarına sığmaz.Bir gazeteci, hele Ankara’da siyasi muhabirlik yapan bir gazeteci, kulislerde konuşuluyor diye belgesiz kanıtsız ‘Bir adayın, aday olmak için Baykal’ın kızının banka hesabına para yatırdığı’ yolundaki söylentiyi haber yapmaz.Eğer yaparsa o haberi gazetenin yazı işleri kullanmaz, anında buruşturup çöpe atar. Ertesi gün meslek ilke ve kurallarını hiçe sayan böyle bir haberi kullanan gazeteyi eleştiren bir meslektaşa da o gazetenin hem yazarı, hem de patronu olan kişi açıklama gönderip bu karalama haberini savunmaya kalkmaz.Deniz Baykal’ı sevmeyebilirsiniz, onu eleştirmek isteyebilirsiniz, ama gazetenizi silah olarak kullanıp onu karalayamazsınız. Gazeteci, ya da gazete sahibi olmak size böyle bir hak vermez. Baykal siyasi yaşamında yolsuzluk lekeleri olmayan bir liderdir.Kamuoyu onun çocuklarının adını bile bilmez.Baykal’a böyle bir kara çalmak, mesleği kötüye kullanmanın ötesinde hem vicdani, hem de yasal bir suçtur.Böyle bir iftira ve karalama olayı gazetecilik namusuna da uymaz.* * *Benim bu konu üzerinde bu kadar duyarlılıkla durmamın nedeni, gazeteci olmamdır. Hiç kuşku yok ki, Baykal yasal haklarını sonuna kadar kullanacaktır. Bu vesileyle bir noktaya daha işaret etmek istiyorum. Çok duyarsız, ilgisiz ve tepkisiz bir toplum olduk. Geçen akşam Necmettin Cevheri’ye rastladım. O da aynı dertten yakınıyordu.‘Bu topluma ne oldu böyle? Olaylar karşısında kılımız bile kıpırdamıyor. Buna çok üzülüyorum’ dedi.Sonra şu değerlendirmeyi yaptı:‘İspanya’yı gördük. Bombalar patladıktan hemen sonra milyonlarca insan demokrasilerini korumak için sokaklara döküldü. Başbakan Aznar’ın oyunu 8 puan birden aşağı çekti ve iktidardan uzaklaştırdı. Aynı bombalar bizde de patladı. Biz ne yaptık? Demokrasimizi korumak için kaç kişi yürüdü sokaklarda? Hangi tepkiyi koyduk? Hiç... Tersine biz hükümeti sandıkta ödüllendirdik.’Necmettin Bey yerden göğe kadar haklı.Bu duyarsızlık, toplum olarak bize daha çok faturalar ödetir.Powell ne demek istiyor?ABD Dışişleri Bakanı, Alman ZDF Televizyonu’na verdiği demeçte laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘Türkiye İslam Cumhuriyeti’ olarak tanımladı. Hem de şeriat yasalarının geçerli olduğu Pakistan’la aynı kefeye koyarak değerlendirdi Türkiye’yi.Powell ya cahil, ya da bu ifadeyi bilerek kullandı.Eğer öyleyse Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi için Türkiye’ye giydirmek istediği elbise bu. Powell şunu iyi bilsin ki, Türkiye bu elbiseyi giymez. Türkiye, Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik bir cumhuriyettir.Powell bunu bilmiyorsa bir gün öğrenir.
Yazarın Tüm Yazıları