Boston’daki Türk bilim adamlarının Türkiye ile bağını güçlendirme planı

EKİM ayının son haftasında Turkcell’in New York Borsası’nda 10’un yıl gongu çalması ile The Metropolitan Museum of Art’ta Koç Ailesi’nin adını taşıyan galerilerin açılış töreni arasındaki bir günlük boşlukta Boston’a geçtim.

Haberin Devamı

Boston’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Eylül 2010’daki seyahati sırasında tanıştığım ve o günlerde yeni atanmış olan Başkonsolosumuz Murat Lütem ve eşi İdil Lütem’le buluştum.
- Başkonsolosluğumuz tam olarak faaliyete geçti mi?
- Henüz değil. Geçen bir yılda Başkonsolosluk ofisleri ve rezidans için çalışmalar yaptık. Hedefimiz New York’taki Başkonsolosluğumuzun verdiği tüm hizmetleri burada da yansıtmak. Böylelikle New York’a buradan yönelen yükü hafifletmiş oluruz.
- Başkonsolosluk ofisi ve rezidans kiralık binalardan mı oluşuyor?
- Ofislerimizin yer aldığı binayı kiraladık. Rezidans için de önce kiralama yolunda çalışmalar yaptık. Ancak Dışişleri Bakanlığımız satın alma yolunda karar verdi. Bunun üzerine rezidans binası Türkiye Cumhuriyeti’nin mülkü oldu. Henüz binadaki tadilat çalışmaları sürüyor.
Murat Lütem’e Cumhurbaşkanı Gül’ün Boston’da Türk bilim adamlarıyla geçen yıl eylül ayındaki buluşmayı anımsattım:
- O günlerde şimdiki görevimde çok yeniydim. Ancak, kısa sürede 80 Türk bilim insanının Cumhurbaşkanımızla buluşmasını sağladık. Aslında Boston ve çevresindeki Türk bilim insanı sayısı daha fazla ama o gün 80 kişiye ulaşabilmiştik.
- Cumhurbaşkanı Gül, “Sizlerden Türkiye’ye dönmenizi isteme kolaycılığına kaçmayacağım ama Türkiye irtibatınızı kesmeyin, canlı tutun” çağrısı yapmıştı.
Boston Başkonsolosluğu’na atanması öncesinde Çankaya Köşkü’nde de görev yapmış olan Murat Lütem yanıtladı:
- Göreve başladığımdan itibaren bir yandan Başkonsolosluğumuzu faaliyete geçirmek üzere çalışmalar yaparken, diğer taraftan Boston’daki Türk bilim insanlarıyla tek tek görüşme yapıyorum. Öncelikle kendilerine Başkonsolosluk olarak nasıl destek verebileceğimizi anlamaya çalışıyorum. Ayrıca, Türkiye’deki üniversitelerle bağ kurmaları, oralara bilimsel katkıda bulunmaları konusunda nabız yokluyorum.
- Aralarında Türkiye ile bağlantısı olanlar var sanırım.
- Evet... Amacım, ülkemizdeki üniversitelerle Boston’daki hocalarımız arasında “bilim köprüsü” oluşmasını sağlamak.
Lütem, Boston ve çevresindeki ünlü üniversitelerde eğitim gören Türk öğtencileri de anımsattı:
- Burada çok sayıda öğrencimiz var. Konsolosluk, onların da işini kolaylaştıracak.
Yeri gelmişken, Boston’da 4-5 yıl boyunca Fahri Konsolos olarak görev yapan Erkut Gömülü’yü anımsattı:
- Erkut Bey, burada ülkemizi çok iyi temsil etti. Çok güzel ilişkiler ağı oluşturmuş. Kendisine teşekkür ediyoruz.
Murat Lütem ve eşiyle sohbet sonrası Eylül 2010’da Cumhurbaşkanı Gül’le buluşan bilim insanlarının Erkut Gömülü’den aldığım kısa listesine yeniden baktım. O isimleri bir kez daha anımsatmakta yarar gördüm:
* Prof. Gökhan Hotamışlıgil (Harvard Üniversitesi), Prof. Daron Acemoğlu (MIT), Prof. Abdullah Yavaş (Wisconsin Üniversitesi), Prof. Cemal Kafadar (Harvard), Prof. Engin Deniz Akarlı (Brown Üniversitesi), Prof. Engin Sezer (Harvard), Prof. Gülru Necipoğlu (Harvard), Prof. Nusret Çakıcı (Fordham Üniversitesi), Doç. Kamil Ekinci (Boston Üniversitesi), Doç. Selim Ünlü (Boston Üniversitesi), Doç. Lerzan Aksoy (Fordham), Doç. Utku Ünver (Boston College), Doç. Asuman Özdağlar (MIT), Nuh Gedik (MIT), Mehmet Ali Sanlıkol (Brown), Mazhar Adlı (Harvard).
Lütem, 1-1.5 yıl önce Başkonsolos olarak kolları sıvadı... Erkut Gömülü’den devraldığı bayrağı, resmi sıfatla daha iyi noktalara taşıyacak.

Haberin Devamı

Karaçam, New York’ta ikinci Pera’yı 900 bin dolara Soho’da açıyor

Haberin Devamı

NEW York’ta bankacı Burhan Karaçam’ın oğlu Burak Karaçam’ın 2006 yılında Madison Avenue’da açtığı Pera adlı Akdeniz mutfağıyla kendine yer edinen restoranına uğradım.
- İşler nasıl gidiyor? Kriz sonrasında toparlanma var mı?
- İyi gidiyor. Genelde kurumsal müşteriler geliyor. Artık ikinci restoranımızı da açmak üzereyiz.
- Nerede açacaksınız?
- Soho’da... Biliyorsunuz Soho, New York’un en hareketli, turistik yerlerinden biridir.
- Açılış yakın mı?
- Bir-iki haftaya kadar devreye alırız.
- İlk restorana 4-5 milyon dolar harcamıştınız. Soho’daki kaça mal oluyor?
- 800-900 bin dolarlık bir yatırım oluyor.
- Ne kadar büyümeyi planlıyorsunuz?
- Büyüdüğü yere kadar gideceğiz. Aslında başlangıçtaki hedefimizi de Pera’yı ABD’de zincir haline getirmekti. Kriz, planımızı epey yavaşlattı.
- Mevcut restoranda kaç kişi çalışıyor?
- İkisi şef ahçı, 45 kişi. Şef ahçılarımızdan biri Türk. O lezzetten sorumlu.
- Restoranı nasıl tanımlıyorsunuz?
- “Doğu Akdeniz yemeklerinin Türk mutfağıyla yorumlanması” şeklinde tanımlıyoruz. Bir de mönüyü lezzetten sapmalara yol açacak genişlikte tutmamaya özen gösterdik. İstesek mönüye 70-80 çeşit yemek koyardık. 35-40 çeşitte tuttuk.
- Pera’yı ilk açtığınız dönemlerde Köşebaşı Kebapçısı’ndan destek almıştınız sanırım...
- Ortaklarından Sezai Çelikbaş burada 3 yıl kadar çalıştı, eleman yetiştirdi. Şimdi Soho için de eleman yetiştirecek. Bu kez kısa kalacak. Yalnız arada eğitim vermesi için çağırıyoruz.
- Soho’da kaç kişi çalışacak?
- Orada da 40-45 personelimiz olacak.
- Bir ara ABD’de dondurulmuş kebap dağıtımı da yapıyordunuz.
- Krizde işler yavaşlayınca onu da denedik. 25-30 eyalete dondurulmuş kebap gönderdik. Hawai’ye bile kebap gönderdiğimiz oldu. Yine devam ediyoruz.
İlk restoranın açılışı öncesi, 2006’da Burhan Karaçam heyecanla haber vermişti:
- Burak finans sektörünü bıraktı. Epey yatırım yaptı. New York’ta Pera adıyla ilk restoranı açıyor. Hedefi zincire dönüştürmek.
Pera, New York’ta ikinci restoranı 5 yıl sonra açıyor... Burak Karaçam’ın titiz, disiplinli çalışmasına bakılırsa,
bu işin arkası gelecek...

Yazarın Tüm Yazıları