Biyodizel üretiminde oyunlar

KATI yakıtlar, alternatif enerji kaynağı... Son yıllarda Türkiye’de de, AB standartlarına uygun üretim tesisleri kurulmaya başlandı.

Yeni örgütlenen Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticileri Birliği (ALBİYOBİR) Genel Sekreteri Tamer Afacan geçen haftaki basın toplantısında ciddi uyarılarda bulundu. TSE’nin, ülke çıkarları ve gerçeklerini dikkate almadan, ‘kanola’ya dayanan, AB’nin biyodizel standardı ‘EN 14214’ü aynen kabul etmesinin, yerli hammaddeden üretim yapanların önünü kestiğini söylüyor.

Biyodizel, Türkiye için stratejik özellikler arasında sayılıyor.

Afacan’a göre, üretimde bir koordinasyon yok ve konunun sadece dağıtım ve satış ayağında olanların yapıcı yaklaşmaması nedeniyle sektörde kaos yaşanıyor. Bu konuda ‘Pastalarından pay aldırmama gayretinde olan lobilerin dezenformasyonu ile Türkiye’de biyodizelin mevzuat çalışmalarının dağıtım ve satış boyutu ile ele alındığını, TSE’nin de bu doğrultuda ‘petrol olmayan, tarım ürünü türevi olan’ biyodizelin standardını petrol grubunda değerlendirdiğini’ söylüyor.

Bu yanlışlığı vurgularken, standart için 47 petrol ve gaz ağırlıklı kurumdan görüş istenirken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, TÜBİTAK, üniversiteler ve yağ sanayicilerinden, biyodizel sektöründen görüş istenmemesini eleştiriyor.

TSE nezdindeki girişimlere rağmen, TSE’nin AB’nin ‘kanola’ya (eski adıyla Rapiska veya Kolza) dayalı EN 14214 biyodizel standardını aynen kabul ettiğini vurgularken ‘Türk tarımı ve atık yağlar, biyodizel üretiminde devre dışı kaldı ve Türk biyodizel üretimi başka bahara ertelendi’ diyor Afacan...

LOBİLER SAVAŞI

Kanola dışındaki ürünlerden biyodizel üreten tesisler zor durumda kalacak. Türkiye’de kanola üretimini Türk çiftçisi ve üreticisi sevmedi; yıllardır sürdürülen projeler tutmadı. Bazı biyodizelcilerin sözleşme ile yaptırdıkları üretim, devede kulak (2 bin ton yağ) kalıyor. Bu durumda üretim için ithal yağ getirmek durumunda kalınıyor. Türkiye’de ayrıca yıllık 300 bin ton pamuk yağı üretiliyor. (Pamuk üretiminden para kazanamayan çiftçinin, yağın biyodizelde değerlendirilmesiyle yüzü gülebilir.) Bunun yanında soya ve ayçiçekyağı da biyodizelin hammaddesi...

Bunun yanında, otel, catering ve lokanta gibi işyerlerinden toplanan atık bitkisel (kızartma) yağ miktarının ise 350 bin tonu bulduğu hesaplanıyor.

TSE’ye soruluyor; neden soya, ayçiçeği ve pamuk yağları ile kızartma yağlarına standart verilmiyor? ABD tüm yağlar için biyodizel standardı verirken, bizde neden sadece kanola!..

Yoksa bu işin arkasında AB ve petrol lobileri mi bulunuyor? Bir başka soru daha var: ‘Bu Türk tarımına bir darbe midir?’

Deniz Baykal’a ‘çok çok pekiyi’

CHP’nin Galataport, Kuşadası ve TÜPRAŞ için verdiği gensoru önergesinin görüşmesini Meclis TV’den izledim; Baykal’ın muhalefet lideri olarak doruğa çıktığını gördüm. İyi değil, çok çok iyiydi. AKP’ye karşı ilk kez sert bir tavır sergiledi. En hoşuma giden sözü, Unakıtan’a yönelik ‘Seni gidi vergi kaçağı, hukuk kaçağı’ demesi oldu.

Biz onu hep böyle görmek istiyoruz.

Konuşmasının mantığı ve üslubundan anlaşıldığına göre Baykal’ın, AKP’ye bindirirken hükümeti seçime zorlamak niyetinde olduğu anlaşılıyordu.

ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, ‘Benim projem’ dediği Galataport konusunda önemli açıklamalar yapacağını söylüyordu. Ancak hiçbir şey ortaya koyamadığı dikkatimi çekti. (SKY TV’de konuşan CHP’li Berhan Şimşek daha köşeli sözler etti, inanın.) Konuşmasında, maşallah AKP’lilerden daha fazla ‘dinci’ söylemlerde bulundu. Kuran’dan sıkça alıntılar yapınca dini fazla siyasete alet ettiğini düşündüm. Bunlar, camide telaffuz edilecek sözler.

Atatürk’ün laik Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosu, din merkezli bir Meclis olmamalıdır.

Cengiz KARKUŞ-ANKARA

Piyalepaşa unutuldu

BEDRETTİN Dalan döneminde İstanbul’un gökdelenler bölgesi olarak Piyalepaşa-Dolapdere düşünüldü.

Kasımpaşa-Samatya ve Kasımpaşa-Beşiktaş arasında otoyollar projelendirilmişti.

Ancak bu projeler bir kenara itildi ve SP-AKP yönetimlerince Piyalepaşa Bulvarı benzin istasyonlarıyla dolduruldu.

Her belediye yönetimi, rantlar yaratarak kendi yandaşlarını zengin etti.

Bugün Zincirlikuyu ve Şişli’den Maslak’a uzanan Büyükdere Caddesi gökdelenlerle dolduruldu:

Migros, Cevahir, Profilo, Metro City, Beybi Giz, Tekfen, Eczacıbaşı, İş Kuleleri, Sabancı, Mövenpick ve Etiler’de Akmerkez ile Maya...

Cami yapmak için yeşil sahalara tecavüz eden zihniyet karşısında İstanbul daha çok trafikten çekecektir.

GÜNÜN SÖZÜ

‘Devlet adamı koyunu kırpar, siyasetçi koyunun derisini yüzer.’

(Anonim)

Kervansaray Oteli

MÜZİK grubumuz Bulutsuzluk Özlemi ile Ege’ye yaptığımız yolculuklarda her zaman Balıkesir’in olmazsa olmazı Kervansaray Oteli’ne uğramışızdır. Kervansaray Oteli’nde otururken insan biraz sonra kapıdan içeri Belgin Doruk ya da Ayhan Işık girecek gibi şeyler düşünmeden edemez. Çünkü o döneme özgü o kadar bozulmamış bir mimarisi var ki...

Bu, projesi hocam Muhteşem Giray ve Affan Kırımlı’ya ait ve yarışma sonucu elde edilen yapı, her yönüyle kültürel miras olmayı hak ediyor. Hafif dairesel formuyla meydanla kurduğu ilişki, arkadlı girişi, bugünkü mimari anlayışına göre de gayet modern bir cephesi vardır ve odalarında kullanılan malzeme de döneminin en iyi malzemeleridir. Ayrıca Balıkesir’in köklü bir ailesinden kalmadır. Kentin yaşamında izleri vardır, bir bakıma Balıkesir’in ‘Pera Palas’ıdır.

Ne yazık ki Çanakkale Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 23.5.2003 tarihli toplantısında ‘yapının 2863 sayılı yasaya göre kültür varlığı niteliği taşımadığına’ karar vermiş.

Mülkiyeti Vakıflar’dan Belediye’ye devredilen yapı, yerel basında çıkan haberlere göre yıkılacak ve yerine başka bir şey yapılacakmış. Herhalde alışveriş merkezi yaparlar, belediyelerin aklına başka bir şey gelmiyor nedense.

AB ile müzakerelerin başladığı bugünlerde bize sihirli bir değnek değecek ve biz çağdaş olacak değiliz. Hiç mi kendimizin yapması gereken bir şeyler yok? Halkın seçtiği belediyelerin neden çoğu böyle günübirlik ve kültürel duyarsızlık içeren kararlarla hareket ediyor. Kentlerimiz kimliklerini kaybediyor.

Y.Mimar Nejat YAVAŞOĞULLARI İSTANBUL

Biliyor musunuz

AVCILAR Belediyesi CHP Meclis Üyesi Taner Taşdelen’in, 2006 yılı bütçe görüşmeleri sırasında muhtaç asker ailelerine yapılacak yardıma ret oyu veren AKP’li meclis üyeleri için ‘Muhtaç asker ailelerine her ay yapılan 60 YTL gibi cüzi bir miktarı bile engellemeleri düşündürücüdür’ dediğini...

FRANKFURT Üniversitesi Türkoloji Bölümü Başkanı Prof.Marcel Erdal’ın saat 15.00’te Türk Dil Kurumu’nda ‘Almanya’da Türk Dili Üzerine Çalışmalar’ konusunda bir konuşma yapacağını, konuşmanın www.tdk.org.tr adresinden canlı olarak izlenebileceğini...

MESAJ PANOSU

İSTANBUL Üniversitesi Avcılar Kampusü’nde okuyan öğrenciler soruyor: Eğitim döneminin başladığı ilk gün fakülte çevresindeki kaldırımlar yenilenmeye başladı. Derslerde ‘fleks’ sesleri duyuyoruz. Fakülte içinde tozdan, kumdan yürünmüyor. Bu işler yazın diye yapılmadı?

KAZAN Belediyesi, çöp imha işini, yerleşim merkezi içinde Garaj yakınlarında bir alanda yakarak yapıyor. Buradan çıkan duman, hava akımıyla Ankara’ya kükürt ve kurum olarak geliyor, Çamlıdere Barajı’na ulaşıyor. Çevre temizliği, halk sağlığı, mevcut belediye yetkililerinin umurunda değil. Çocuk ve yaşlılar için son derece riskli. Ayrıca çevrede yetiştirilen tarım ürünleri de Ankara’nın semt pazarlarından soframıza kadar geliyor.

Mahmut CEVHER-ANKARA




Yazarın Tüm Yazıları