Bireysel emeklilikte, yeni dönemdeki kesinti oranları merak konusu

ÖNCELİKLE şunu belirteyim... Okuyucularım iyi bilir ki, yazılarımda, tüketicinin haklarını ön planda tutarım.

Haberin Devamı

Çoğu zaman da okuyucudan gelen talepler doğrultusunda yazı konusunu seçer, bunun dışında da okuyuculardan gelen sorulara elimden geldiğince cevap vermeye çalışırım. Bu sefer yazacaklarım, eminim tüketicilerin hoşuna gitmeyecektir. Tavsiyem, tek taraflı değil, geniş perspektiften bakarak, yazacaklarımın okunmasıdır.

Gelelim konumuza... Yeni bireysel emeklilik yasası ile sistemde çok ciddi değişiklikler yapıldı. Çalışan-çalışmayan ayrımı olmaksızın sisteme giren herkese yüzde 25’lik devlet katkısı yapılacak... Geçmişte, vergi teşvikinden yararlansın-yararlanmasın sistemden ayrılanlara anaparaları üzerinden yapılan kesintiler iade edilecek... Bundan sonra da sistemden ayrılmak isteyenler sadece getirileri üzerinden stopaj kesintisine tabi olacak... Katılımcıların daha fazla getiri elde edebilmesi için emeklilik şirketleri yeni fonlar kurabilecek. Dikkatinizi çekerim... Tüm bunlar, bireysel emeklilik katılımcılarının, yani tüketicinin, lehine olan değişiklikler.

Açıkça söyleyeyim, bu değişikliklerin gerçekleşmesinde de başta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan olmak üzere Hazine’nin ve emeklilik şirketlerinin çok büyük katkısı oldu.

Geriye, henüz netleşmeyen ve bu değişiklikler kadar önemli, tek bir husus kaldı... O da, bireysel emeklilik sistemine giren katılımcılardan yapılacak kesintiler konusu. Sistem başladığından beri, özellikle de son yıllarda, emeklilik şirketlerinin yaptığı kesintiler sürekli şikayet konusu oldu.

Haberin Devamı

TÜKETİCİ ZARAR GÖRMEMELİ AMA...

Yeni bireysel emeklilik sisteminde de katılımcılardan yapılacak kesintiler, ciddi oranlarda aşağı çekilecek. İşte, sıkıntı da burada. Yeni dönemde giriş aidatının nasıl alınacağı, yönetim ve fon işletim gideri adı altında ne kadar kesinti yapılacağının henüz netleşmemesinin nedeni de bu sıkıntıdan kaynaklanıyor.

Şunu söyleyeyim... Emeklilik şirketleri özel kuruluşlar ve amaçları da yaptıkları işten para kazanıp, kar etmek. Şu da bir gerçek ki, şirketler, kuruldukları günden bu yana maalesef para kazanamıyorlar. Hal böyle olunca da sermayedarlar, bu işten rahatsızlık duyuyor.

Daha açık şöyle anlatayım... Bireysel emeklilik sisteminin gelişmesi, fonların büyümesi ve ülkenin tasarruf açığına katkı yapması isteniyor... Buna diyecek bir sözüm yok. Diğer taraftan tüketicilerin zarar görmemesi için yapılacak kesintilerin de düşük olması gerektiğini sonuna kadar savunuyorum... Dün de savunuyordum, bugün de.

Ancak, durumun da, sermayedar açısından, “Kardeşim mevcut haliyle para kazanamıyoruz, kesintiler çok da aşağı çekilirse iyice zarar edeceğiz; o zaman ne diye bu işi yapıyoruz, çekilir gideriz” noktasına da gelmemeli.

Haberin Devamı

HER KESİMİ MEMNUN ETMEK ZOR

Bu satırları okuyan kimi tüketiciler, “Banane kardeşim sermayedardan... Şirketler çuvalla para kazanacak bir yol bulurlar nasıl olsa” diyecektir. Maalesef kazın ayağı öyle değil işte. Yaşanacak sorun belki bugün için emeklilik şirketlerinin sorunu olur ama yakın gelecekte katılımcının yani, tüketicinin sorunu haline geliverir.
Doğrudur... Yeni düzenleme ile emeklilik sistemi gelişecek, fonlar çığ gibi büyüyecek. Ama bunun görülmesi, yaşanması gerekiyor. Eminim, bugün 18 milyar TL olan emeklilik fonlarının toplamı 40-50 milyar liralara geldiğinde ne tüketiciler, ne de emeklilik şirketleri kesintiler konusunu konuşmayacaklardır bile.

Hak da veriyorum... Bugün için hem tüketiciyi hem de emeklilik şirketlerini memnun edecek ortamı yaratmak çok zor. Ama eminim, her iki kesimin de zarara uğramayacağı, üzülmeyeceği bir orta yol mutlaka bulunur... Bulunmalıdır da.

Son olarak şunu da belirteyim... Yeni sistemin başlamasına az bir zaman kaldı. Kesintiler konusu da hem katılımcılar hem de şirketler açısından; devlet katkısı, stopaj oranı kadar önemli. Dolayısıyla bu konunun da artık netleşmesi ve kamuoyuna anlatılması gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları