Biraz da seks konuşalım

Arkadaşlar bir araya geldi mi ne konuşur? Kadın-erkek fark etmez, "ne yaptın, ne ettin" raporlarından sonra laf dönüp dolaşıp illa ki sekse gelir.

"Ee, yeni ilişkin nasıl gidiyor?" denir ya da "Sana birini bulcam artık, bu kadar olmaz, kurudun sevişmemekten"... Yani dolaylı ya da dolaysız seks konuşulur.

Çünkü seks önemlidir ve Türkler’in de bu işi düzenli olarak pek yapamadığı, yapamadığı için rahatlayamadığı ve hatta bu yüzden saçmalayıp üçüncü sayfalara filan düştüğü bildik bir bağlantı. Hatta bir arkadaşım geçenlerde, "Keşke biz de Brezilyalılar gibi olsaydık. Orada seks öyle doğal bir şey ki. Cidden yemek yer gibi seks yapıyorlar, bizde niye öyle değil?" diyordu sevimli bir şekilde. Hemen yanıt geldi tabii bu seksi yakınmaya: "Her milletin seks kültürü farklı, buralara uymaz öyle şeyler."

Böyle seks konuşmaları yaparken ve tam da bu konuşmaları yazmayı düşünürken Elele Dergisi’nin bu ayki kapak konusunu gördüm: 365 gün seks evliliği kurtarır mı?

Önce ilgimi çekmedi, tipik bir Cosmopolitan başlığını Elele’ciler niye kapak malzemesi yapmış dedim.

Ama meğer bu bir deneymiş!

Amerikalı iki çift, evliliklerini tazelemek için 365 gün seks yapmış ve bu deneyimlerini kitaplaştırmış!

Bu seks deneyi kitapları da New York Times’a konu olmuş.

Peki yapmışlar mı 365 gün? Evet, bıkmadan usanmadan. Çiftlerden biri 101. seks gününe dair şöyle demiş ama: "Seks yapmak artık vergi memuruyla görüşmekle eşdeğer bir duygu oldu benim için."

Yine de 365 günün sonunda çiftler bu aşırı fiziksel yakınlığın duygusal yakınlığa yol açtığı sonucuna varmışlar.

Yani, "iyi ki yaptık" demiş her iki çift de (ben bu iki ailenin zaman zaman birbirleriyle eşlerini değiştirdiğinden kuşkulandım, 365 gün aynı insanla seks yap ve bu kadar mutlu mesut ol, mümkünnn değil!).

En güzeli de Elele bu hadise üzerine ünlülere sormuş, "Elalem böyle 365 treni filan deniyor, biner miydiniz siz de bu trene, istasyonlarda mola vermeden?" diye.

En güzel yanıtı Billur Kalkavan yumurtlamış: "Bu saçmalıkları yaşamamak için evlenmedim!"

En flörtöz mekanları seçelim

Seks demişken devam etmemek olmaz...

Aslında gece dışarıya eğlenmeye giderken de çoğu zaman seks aramaya çıkıyoruz. Sadece bunu itiraf etmiyoruz.

Yine kadın-erkek fark etmiyor. Hatta kadınlar daha çok arıyor bence. Sadece bunun adına seks değil de "ilişki" diyorlar.

Böyle rahatlıyorlar belki. Yoksa kimsenin ilişki kurmak derdinde olduğunu zannetmiyorum hani.

Peki hangi mekanlarda aranan bulunuyor? Ya da şöyle diyelim: Hangi mekanda rahat flört imkanı var? Ve rahatça tanışılıyor? Anjelique ve Reina diyorum ben. Bir de Cahide. Sizin başka ekleyeceğiniz yer olabilir mi?

Ah bir de, gece sonu mekanı olarak Crystal olabilir. Onu da es geçmeyelim. Kaç arkadaşım orada biriyle tanışmıştır sabaha karşı.

Cumartesi-pazar: Ne yapmak lazım?

n KONSERE GİTMEK LAZIM: Masstival kapsamında Park Orman’da sahne alacak Stereophonics ve Alanis Morissette’i izlemek lazım. Bu gece saat 22.00’den sonra.

n KONSER ÇIKIŞI KULÜBE GİTMEK LAZIM: Nereye gidilebilir? Sürmeli Otel’in tepesindeki Babe mesela. En son gittiğimde DJ U.F.U.K gayet güzel çalıyordu. Şansınıza oradaysa, yine sabaha kadar bu mekanda takılınabilir. Babe kesmezse Supper Club’a geçilebilir. Bir türlü belini doğrultamayan Supper’da her cuma ve cumartesi parti var artık. Dünkü kaçtı, bugünküne bakılabilir.

n SABAHA KARŞI KAHVALTI YAPMAK LAZIM: Gördüğünüz gibi ne kadar zararlı şey varsa öneriyorum. Bu önerileri uygulasanız Osman Müftüoğlu’nun sağlık karnesinde size vereceği not sıfırın altı filan olur herhalde. Boşverrr, önemli olan keyif... Sabaha karşı kulüp çıkışı ya Chocolate’a gideceksiniz, o saatte açık çünkü. Ya da Bambi Kumrucusu’na!
Yazarın Tüm Yazıları