Bir Osman F. Seden yazısıdır

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Aileden sinemacı bir 'rüya taciri' daha motora stop dedi.

Osman F.Seden de; o ve ondan sonra gelen kuşaklar gibi, sinemanın serüveniyle toplumun serüvenini film karesinde buluşturdu. Kimi zaman gerçek bir düzlemde, kimi zaman hayal perdesinde. Ama hayatımızda hep karşılığı vardı.

Türk filmlerini küçümsediğimiz dönemlerin, gerekçe gösterilen yönetmenlerinden biriydi. Oysa bizi bize gösteren aynalardan birini tutuyordu. Kendimizi tutacağamıza keşke ağlasaydık. Bizim de melodram kahramanı olduğumuz günler yok muydu? Hadi canım siz de.

Bazı filmler unutulabilirdi belki ama televizyon, Türk sinemasının tarihini herkese öğretti. İster kabul edelim, ister red, bizim olan bir şeydi.

Osman F.Seden'i sinemacılar değerlendirsin, benimkiler bir seyircinin onun ardından düşündükleri. Biraz insaflı, biraz gerçekçi, biraz Türk filmlerini seven, biraz aydın züppeliğine kızan, biraz insanını tanıyan...

Birazları topladığınızda, Osman F.Seden'e kendi dönemi ve şartları içinde bakmalısınız.

Yıllardır film çeken, diziler yöneten bir insanın mutlaka hayatımızda bir yeri vardır.

Türk sinemasına kızmamızın altında, özeleştirinin görüntülerine tahammülsüzlüğümüzün dehşeti yatar.

Seyircilerin çoğu onu beğendiler, ağladılar, güldüler, şarkılarla mutluluğu yakalamaya ramak kaldığını sandılar. Oradaki kahramanlara özendiler, kötü kadınların kaderine yandılar. Çünkü melodram dediğimiz filmler, hayatın her kırıntısını toplayan bir kırkambardır.

Sinema salonları, bazılarımız için o filmleri sevenlerin gettosuydu.

Osman F.Seden'i ben bu yanıyla seviyorum. Halkın görmek, yaşamak istediğini perdeye getirirken, umutların ötesindeki ışıkla da göz kamaştırıyordu.

Ben hiç bir esere küçümseyerek yaklaşmadım, onu okuyanları, izleyenleri anlamaya çalıştım. O yüzden benim Osman F. Seden kompartımanım hep dolu kaldı.

***

OSMAN F.Seden'den Düşman Yolları Kesti'yi çok sevmiştim.

Çalıkuşu'na sempatim büyüktü.

Gazetede okuduğumuzda gerçekliği bizi ürperten, ağlatan, güldüren bir konu, Türk filmiyle önümüze geldiğinde inandırıcılığını kaybederdi.

Neden? Çünkü şartlanmıştık.

Yakılacak Kadın... Böyle bir kahraman gerçek dışı mı? İnsanlar öc almak için yirmi yıl bekleyecek kadar kin tutmalar mı?

Ömrümün Tek Gecesi'ni beğenmeliyidiniz, çünkü hepiniz bir zamanlar Esat Mahmut Karakurt okurdunuz.

***

MELODRAM, eleştirmenlerin lanetli kelimesidir. Aynı yaşamımızın bazı bölümleri gibi.

Belki de Osman Bey'i onun için çok sevdik ve onun için çok eleştirdik.













Yazarın Tüm Yazıları