Bir kadının kader numarası

KAÇ kere yazdım, lunatik insanlar böyledir.

Fırıldak ruhludur.

Haberin Devamı

Bir gün öyle, bir gün böyle.
İçlerinde bir rüzgârgülü vardır, bir oraya döner, bir buraya.
Bir gün uyanırsınız, dünya kapkara, sizin ise dibiniz kara.
Adeta zindan.
Sonra bir gün kalkarsınız, etrafınız tozpembe.
Sizse bir “Tinkerbell”, arkanızda mutluluk tozları saça saça uçuyorsunuz.
Bazen tek müsebbibi birisidir, sizi dibe indirip, oradan tepelere fırlatıp belinizi kıran bir mavi balina.
Bazen bir müzik. Sadece bir müzik.
* * *
Aylak adam, bir sabah tozpembe uyanmışsa ne yapar.
İçinden geleni.
Dün, içimden kadın kılığına girmek, kadın ruhuna bürünmek geldi.
Sebebi, başucumda duran alın yazısı kitabı.
Adı “Kader Oyunu”(*).
Kadınlar için yazılmış, tek kişilik bir kitap.
Bugünlerde üzerime çökmüş bu ağır erkeklikle okumaya kalksam zerresini anlamayacağım.
Gün, tozpembe günüm ya; kitabı da pembe kimlikle okumaya karar verdim.
Daha doğrusu, “bir kadın olarak” kader numaramın arayışına çıktım.
* * *
Kitap, “ölümsüz” olduğu söylenen “Saint Germain Kontu”ndan esinlenerek hazırlanmış.
Girişinde “Kadınların cevabını en çok merak ettiği 107 soru” sıralanmış.
Sorular içinde ilgimi çekenler şunlar oldu:
“Âşık olacak mıyım”, “Hâlâ bir kız çocuğu yerine mi konuluyorum”, “Hayatımı karmaşık hale getiren ne”, “Seksi bir kız mıyım”, “Rejim yapmalı mıyım”, “Nasıl kendim olabilirim”, “Neden korkarım”, “İnsanlar isterik olduğumu düşünüyor mu”, “Anne ve babam ilişkimizi nasıl karşılayacak”, “Hayatımın aşkının cinsiyeti ne olacak”, “Ondan kendimi sakınabilecek miyim”, “Aşkımda hayal kırıklığına uğrayacak mıyım”, “Cinsel iştihamız ne durumda olacak”, “Ona fantezilerimi söylemeli miyim”, “Güç ilişkileri nasıl biter”, “Beni gerçekten sevdiğini nasıl anlarım”, “Ayrılıktan sağ çıkabilecek miyim”.
Oyun şöyle başlıyor.
? Bu sorulardan birini seçip aklınızda tutuyorsunuz.
? Sonra elinize bir kalem alıp, kitabın 21’inci sayfasındaki şekle gidiyorsunuz. Orada bazı numaralar var.
Gözlerinizi kapatıp, kalemin ucunu, o şeklin üzerine koyup, akrep ve yelkovanın aksi istikametinde üç kere döndürüyorsunuz.
Gözünüzü açıp bakıyorsunuz, orada bir numara var. O sizin “kader numaranız” oluyor.
O numarayı alıp kitabın 23’üncü sayfasındaki tabloya gidiyorsunuz. Orada sorunuzun numarasını buluyorsunuz. O numaranın hizasından, kader numarasının bulunduğu hizaya kadar gidiyorsunuz. Orada bir numara var. Bu kaderinizi okuyacağınız sayfanın numarası oluyor.
O sayfaya gidip, kader numaranızın karşısındaki cümleleri okuyorsunuz.
İşte sorunuzun cevabı orada yazıyor.
* * *
Kitap sadece kadınlar için yazılmış. O nedenle “erkek” olarak girmemeniz lazım. Çare yok, benim gibi kadın ruhuna bürüneceksiniz.
Merak etmeyin zor olmuyor. Zaten hepimizin içinde bir kadın var.
Önce soruyu seçtim:
31 numaralı soru:
“Acı çekmeden sevebilecek miyim”.
Kalemi aldım, üç kere çevirdim.
Kader numaram “40”mış.
Kader güzergâhını izledim.
Kader numaram beni 115’inci sayfaya götürdü.
Orada 40 numarayı buldum ve karşısında yazılanı okudum:
“Evet, duygusal başarısızlıklarının bilançosunu yaparak, bunlardan olumlu noktalar çıkararak ve hepsini idare edebilmek için bir bardak şampanya içerek.”
* * *
Kadınların karmaşık izahlarından kaçıyordum. Onu anlamak için kadın kılığına bürünmüştüm. Ama şu kahpe feleğe bakın ki beni daha da anlaşılmaz bir cevaba götürdü.
Yahu arkadaş sorum çok basit:
“Acı çekmeden sevebilecek miyim”.
Tam o sırada gözüm bir alttaki maddeye takıldı:
“50” kader numarasına.
Orada şu yazıyordu:
“Sana sarılmasına izin ver. Korkman için bir neden olmadığını göreceksin.”
Al... Al... Al işte tam aradığım cevap bu.
Allah’ım ne şanssız adamım ben.
Kader numaram bile yamuk. Bir numarayla büyük ikramiyeyi kaybediyorum.
Allah’ım, Yüce Allah’ım, bu hayat piyangosunun amortisi yok mudur...

Haberin Devamı

(*) Emmanuel Schaeffer: “Kadınlara
Özel Kader Oyunu”, Türkçesi: Dilek Demirkol, Dharma Yay. 2010

Yazarın Tüm Yazıları