Bir biyografi yazarı aranıyor

SON aylarda saygın, görmüş geçirmiş, birikimli, Türkiye'yi ve dünyayı iyi tanıyan iki dostuma aşağıdaki sorunun yanıtını veremedim:

Bizde en tanınmış biyografi yazarları kimlerdir?

İlk anda aklıma gelenler, bir iki kişiyi geçmiyor. Onlar da biyografi yazarı değil.

Her iki dostum da, biyografi alanında örnek kitapları okuyor, bu yüzden de bir karara varamıyorlar.

Çünkü onlar; sunulan malzemenin, bir üslup özeni, bir edebiyat ustalığı içinde kaleme alınmasını istiyorlar.

Çünkü onlar; yurtdışındaki başarılı biyografi örneklerini okumuşlar.

Çünkü onlar; biyografi kitabının soru-cevap kuruluğunda tekdüzeliğinde, sıradan olmasından çekiniyorlar.

Çünkü onlar; biyografi yazarının, bir araştırmacı kimliği taşımasının şart olduğunu biliyorlar.

Ben de düşündüğümde, onlara hak verdim.

Biyografik roman ile biyografi zaman zaman karıştırılıyor. Biyografik roman hakkında, gerçekler böyle dediğiniz anda hemen roman türüne sığınıyor yazar.

Faruk Bildirici'nin Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz için yazdığı kitaplar, biyografiydi.

Hıfzı Topuz'un romanları, Ayşe Kulin'in Füreya'sı biyografik roman türünün başarılı örnekleriydi.

Oğuz Atay'ın hocası Mustafa İnan hakkında yazdığı Bir Bilim Adamının Romanı da, adı üstünde romandı ama belge ve bilginin izdüşümü de hissediliyordu.

Can Dündar'ın yaptıkları dramatize biyografiler.

Önceki yıllara uzandığımızda Tahir Alangu'nun Ömer Seyfettin, Mehmet Emin Erişirgil'in Mehmet Akif Ersoy hakkında yazdıkları da biyografik roman türünün içine sokulabilir.

Bizde authorized (yetkili, izinli de denilebilir), unauthorized (yetkisiz, izinsiz) biyografi yazarı da anımsamıyorum.

Belge kırıntılarıyla hazırlanan biyografik çalışmaları da ben biyografi türünün dışında tutuyorum.

* * *

BİYOGRAFİ
yazarının yaşayan birinin biyografisini, anı-biyografisini yazması bazen daha zordur. Çünkü teybi önünü koyup, onu konuşturmakla yazarın işi bitmez, yapacağı sadece bu malzemeyi düzenlemek, süslemek değildir.

Anlatıcının söylediklerini, değişik kaynaklardan edindiği belgelerle pekiştirmeli, düzeltmelidir. Kısacası, her söyleneni bir denetimden, sağlamadan geçirdikten sonra yazmalıdır.

Biyografisi yazılanın, anlattığı anılarının da süzgeçten geçmesi taraftarıyım. Anılara yaslı bilgiler de nesnelliği bozabilir. Biyografi yazarlığı uzun bir araştırma dönemini gerektirir. Batı'da biyografi yazarları, yeni gerçekleri ortaya çıkarırlar. Yazarın yaşamı hakkındaki bilgimizi değiştiren, ölüm nedeni konusunda yeni tartışmalar açan araştırma sonuçları biyografilerde kendini gösterir.

Çok sevdiğim, çok saydığım iki dostum da biyografi yazarına bilgileri, belgeleri verdikten sonra, bunların ötesindeki araştırmaları, ondan bekliyorlar.

Shakespeare'in, Kennedy'nin, Beethoven'ın hayatlarındaki birçok yeni keşfi, biyografi kitapları sayesinde öğrendik.

Bir edebiyatçı, sanatçı için hazırlanan, sadece kütüphane çalışmalarıyla yetinilen, 'hayatı-sanatı-eserleri' anlayışındaki kitaplardan kurtulup araştırmacı yöntemlerle hazırlanan biyografilere yöneldiğimizde, üniversitelerimiz bu anlayışı benimsediğinde; bizde de biyografi yazarları yetişeceğine eminim.

Sanırım bu alanda yetişecek öğrenciler, yeni adlar, epey kitap önerisi alacaklardır.

* * *

DIŞARDAN
bakanlar, bazen eksiğimizi daha iyi görüyor ve gösteriyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları