Ben olsam şöyle yapardım

O görüntüleri bana hep soruyorlar.Hatırlatayım...

Haberin Devamı

Genel seçimlere 15 gün kadar kalmış, meydanlarda tansiyon iyice yükselmiş.
Liderler birbirlerine meydan okumaya devam ediyor.
Bir yandan da seçim döneminin sembolleri üzerinden de politika yapılıyor.
İzmir yine en fazla konuşulan kent...
AK Parti iki bakanını liste başı yapmış. Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay İzmir’de adeta kamp kurmuş.
Kemal Kılıçdaroğlu için de İzmir’in değeri ve önemi bir başka...
CHP Lideri de her fırsatta İzmir’e geliyor.
Derken...
Yine genel başkanın ziyaretlerinden hemen sonraki bir toplantıda Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam yan yana otururken; bir anda Kocaoğlu ayağa kalkıyor ve bugüne kadar hiç alışık olmadığımız bir tavır sergileyerek Susam’a bağırıyor.
Kocaoğlu’nu sakinleştirmek mümkün değil.
Kimse ne olduğunu anlayabilmiş değil.
Kocaoğlu ne kadar sinirliyse, Susam ise o kadar sakin durmaya çalışıyor.
Toplantıya katılanlar şok yaşıyor, haber internet sitelerinden anında veriliyor.
Ve birkaç dakika sonra da o görüntüler servis ediliyor.

***

Haberin Devamı

O gün telefonlarım hiç susmamıştı.
Hem İstanbul’dan, hem de özellikle Ankara’daki gazeteci arkadaşlarımız arayıp, “Neler oluyor?” diye soruyordu.
Çünkü bu parti içinde bir kavga olarak algılanmıştı.
Biz de bu sorular karşısında bildiğimiz kadarıyla konuyu aktarmaya çalıştık.
Parti içi bir mesele olmadığını, Kılıçdaroğlu’nun Kaya Termal Otel’de yaptığı bir toplantı sırasındaki çarpıtılan bilgilerin bu gerginliğe neden olduğunu söyledik.
Bir yanlış anlamanın zincirleme bir yanlışı getirdiğini ifade ettik.
Sonra seçimler oldu, sonuçlar tartışıldı, defterler kapandı ama görüntüler bir türlü akıllardan çıkmadı.
Bunu şuradan anlıyorum.
Aradan aylar geçmesine rağmen her Ankara’ya gittiğimde gazeteci arkadaşlarım aynı sahneyi hatırlatarak, “Başkanla Susam barıştı mı?” diye soruyor.
Demek ki, herkesin hafızasında iz bırakan bir olay olarak algılanmış.

***

Bunun cevabını Başkan Kocaoğlu Milliyet Ege’ye vermiş.
Susam’ın, “Kocaoğlu’nun yaptığı yüreğimden yaraladı” sözü üzerine şunları söylemiş:
“Susam’la yıllardır beraberiz. Ne yazık ki, aramızda böyle bir olay yaşandı. Böyle bir davranışta bulunduğum için ben de üzüldüm. Ancak bizim aramızda halledebileceğimiz bir iş olarak görüyorum. Biraz zamana ihtiyacımız var. Susam’ın öfkesinin biraz geçmesi gerekiyor. Sonra bu nasıl olsa aramızda hallolacak bir iş diye bakıyorum...”

***

Haberin Devamı

Ben siyasetçi değilim. Yani bu işin siyaseten zamanlamasını bilemem.
Ama şunu biliyorum ve yapıyorum. Daha doğrusu, yapmaya çalışıyorum.
Bugün yapmam gereken bir işi yarına bırakmıyorum.
Bugün özür dilemem gereken bir kişi varsa, “yarın ararım” demiyorum.
Arıyorum, hatta yanına giderek özür dilemem gerekiyorsa diliyorum, özeleştiri yapmam gerekiyorsa yapıyorum, bir şey söylemem gerekiyorsa o an söylüyorum.
Çünkü hepimiz iş hayatında, özel hayatımızda bazen istemeden insanların kalbini kırabiliyoruz.
Oluyor işte...
Ne kadar dikkat etsek de, ne kadar hassas davransak da bazen engel olamıyorsunuz.
Kalp soğukluğuna asla izin vermedim.
Sıcağı sıcağına, zor da olsa...
Cesaretimi toplayıp yanına gidip yanlış yaptığım, üzdüğüm arkadaşımın, dostumun yanaklarından öperek beni affetmesini istedim.
Bazen de karşı taraf haksız olsa da, çok üzülsem de bunu yaptım.

***

Haberin Devamı

Diyorum ya...
Ben siyasetçi değilim, belki de ondan değilim.
Ama siyaset de olsa, başka bir meslek de olsa...
İnsanlar küs kalmamalı... Dostluğu hep korumalı...
Hele bu iki insan İzmir’in siyasi hayatında çok önemli bir yerdeyse...

Yazarın Tüm Yazıları