Ben de eskiden tanıdığım gerçek hayvanseverleri çok özlüyorum

Sevgili Bekir Coşkun, iki gün önceki yazısında bir dönemin ünlü hayvan hakları savunucusu Panter Emel’i özlediğini söylüyor...

Haberin Devamı

Panter Emel’in hayvanlar uğruna nasıl da cansiperane mücadele verdiğini anlatırken şimdiki hayvanseverler için “Hayvan dostları içlerine kapandılar, artık sessizler” diyor.

“Panter Emel’i özledim...” başlıklı yazısında, “O, sırtında bir mont, elinde koca çantası ile hayvan haklarını kendi yöntemleriyle ekranlara taşıyan ilk insandı, bir tecilli mahkeme kararıyla susturuldu” diyor...

Ben de eski hayvansever dostlarımı çok arıyorum...

Kavgalar artık hayvanlardan çok kendileri için

Evet ne yazık ki, artık hayvanseverler, hayvanlar için olmaktan çok kendi aralarında mücadele veriyorlar.

Kavgaları, artık hayvanlar için değil, kendileri için...

Yazışmalar, tartışmalar, mahkemeler, hakaret-iftira davaları birbirini izliyor... Ama sonuçta hayvanlar için elde edilen bir şey yok...

Hayvan Hakları Kanunu, hâlâ geçerli ve hâlâ yetersiz, hatta hayvanların zararına işliyor.

Belediyeler, Hasdal’da yapılan katliam gibi kuduzu bahane edip, çoğu yavru yüzlerce hayvanı yok edebiliyor.

Kavgalar artık gerekli makamlarla değil, birbirleriyle...  ınsan hemen her gün bir yenisi ortaya çıkan, adları sanları birbirine çok benzeyen bu derneklerin ne işe yaradığını soruyor ister istemez...

Peki ya bu kavgalar ne için? Kimin tekerleğine çomak sokuluyor? Yoksa bu hayvan sevgisi örtüsü altında başka şeyler mi var? Bir rant kavgası mı sergileniyor?

BİR ZAMANLAR ONLAR VARDI

Evet... Bir Panter Emel vardı... Tüm yürekliliğiyle, üç kuruşluk ekmeğini hayvanlarla paylaşan, onlar için -belki biraz abartılı da olsa- çılgınlıklar yapabilen, adını hemen herkese duyuran... Ama şimdi susturuldu.

Bir Süsen Erkuş vardı... Hayvanların yurtdışına bir bilinmeyene doğru gönderilmesini engellemek için havaalanlarına barikatlar kuran, bağırıp çağırarak koca koca adamlarla mücadele eden... şimdi Gelibolu’ya sığındı... Hayvanlar ise hâlâ meçhule gönderiliyor...

Bir Nurten Akoral vardı... Sarıyer barınağını hayata geçiren ve Bodrum’daki orman yangınında kendini hayvanları için alevlerin arasına atabilecek yüreklilikte...

Ruhu şad olsun.

Bir Gönül Hanım vardı, geçen yıl kaybettiğim sevgili dostum... Onunla birlikte ellerimizde süt ve ekmeklerle, az dağ tepe dolaşmadık, karda yağmurda çamurlara saplanıp tehlikeler atlatmadık... Evdeki köpekleri için komşularıyla öyle bir mücadele ederdi ki, kimsenin gıkı çıkmaz olmuştu... Ne yazık ki hayvan sevgisi yüzünden o da kalbine yenik düştü...

Ve yıllardır içinde olduğum bu hayvanseverler arasında sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen, sadece üye aidatları ve bağışlarla hayvanların bakımlarını, tedavilerini zar zor yapabilen dernekler vardı. Pek çoğu da kendi ceplerini zorlardı bu mücadele için...

Yıllar önce Barınak adını bana ilk duyuran, hayatı belediye ekipleriyle mücadele ile geçen Suna Develioğlu vardı, başına gelmedik kalmayan...
Bir yanda Yedikule barınağı gibi binlerce hayvanı yaşatan örnek bir barınakta, ayağına çizmelerini geçirip ve sakat, hasta demeden hepsiyle birebir ilgilenen Mimar Meral Olcay var hâlâ... Üsküdar barınağını ayakta tutmaya çalışan, bu uğurda kendi ailesini, yakınlarını bile ihmal eden Asude Ustaoğlu var...
Ankara’da eşinden kendisine miras kalan HAYKOD barınağını, 74 yaşına rağmen hâlâ bin bir mücadele ile ama dimdik ayakta olarak yıllardır yürüten Hayriye Erkök’ü sevgiyle selamlamamak mümkün mü?

ASKOD; Aliağa Sokak Hayvanlarını Koruyanlar Derneği Başkanı Hülya Alpgiray gibi içten, sakin, saygılı ama yeri geldiğinde her türlü mücadeleye hazır bir başka dostumuzu da tabii...
Aklımda ve yüreğimde yer etmiş gerçek dostlar işte...

BEKİR COŞKUN ÇOK HAKLI

Buna karşılık her geçen gün çoğalan, artık hafızama kaydedemediğim pek çok dernek ve yöneticileri, üyeleri altlarında son model otomobillerle dolaşan... Hayvanlar için gösterişli kampanyalar düzenleyen... Televizyonlarda, gazetelerde boy gösteren... Sağa sola, bağış isteyen havalı afişler astıran... Türkiye’nin hemen her yerinde söz sahibi olmaya çalışan... Sanki koskoca bir ahtapotun kolları...

Bekir Coşkun çok haklı... Ben de eski hayvan dostlarımı çok arıyorum... Eski dostlarımı, ceplerindeki üç kuruşla hayvanlara bakmaya çalışan gerçek hayvanseverleri... Sanırım her şey gibi giderek onlar da yok oluyor hayatımızdan... Ve olan tabii yine dört ayaklı sevgili dostlarımıza oluyor
FEYZA ALGAN

Yazarın Tüm Yazıları