Belleğiniz güçlü mü

Beynin yaşlanması ve bellek ile ilgili düşüncelerimiz, son zamanlarda ciddi değişimlere uğradı.

Bellek kapasitenizi ve yaşınızı belirleyen şey, kronolojik yaşınızdan çok, beyin hücrelerinizin kapasitesidir. Kısacası sorun yaşta değil başta gibi görünüyor. Peki ama güçlü bellek için ne yapıyorsunuz ya da yaptıklarınız doğru mu?..

HATIRLAMAK da hatırlanmak da güzeldir. Unutmaktan ve unutulmaktan hiçbirimiz hoşlanmayız. Yaşlanmayı anımsadığımızda, nedense en çok unutkanlıktan korkarız. Oysa beynin yapısı ve fonksiyonundaki gerileyici değişikliklere rağmen, 100 yaşını devirenlerde bile yıkıcı bir bellek kaybının mutlak kader olmadığını biliyoruz. İster "nöron" adını verdiğimiz sinir hücrelerinin kaybından isterse bu hücrelerin dikensi çıkıntılarının (dendrit), kimyasal mesajları algılamayı sağlayan almaçlarının (reseptör) veya beyaz cevherdeki azalmaların sonucu olsun, ciddi düzeyde bellek kaybı yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir.

Beynin yaşlandıkça bir miktar küçüldüğü doğrudur, ama bu küçülme sinir hücrelerindeki sayısal azalmadan çok, beyin hacmindeki kütlesel küçülmeden, hücrelerin dikensi çıkıntılarının ağ yapısındaki bağlantıların ve bu bağlantıları saran kılıfların bozulmasından kaynaklanır. Yetişkinlerde beyin hücrelerinin üretiminin tümüyle durduğu düşüncesinin de pek doğru olmadığı biliniyor. Araştırmalar, yetişkinlerin de çocuklar ve gençler gibi yeni beyin hücresi üretebilidiğini gösteriyor. Müthiş bir haber: Yeniden beyin hücresi üretebilme yeteneği, özellikle beynin bellek pekişmesi ve bildirimsel bellek yeteneği ile ilgili kısımlarında daha belirgin!.. Anlayacağınız beyin yaşlanması ve bellek ile ilgili düşüncelerimiz, son zamanlarda ciddi değişimlere uğradı.

Bellek kapasitenizi ve yaşınızı belirleyen şey, kronolojik yaşınızdan çok beyin hücrelerinizin kapasitesidir. Beyniniz yeni hücreler üretebilidiğine göre siz sadece mevcut hücrelerinizle değil, bu yeni hücrelerinizi de kullanarak yeni anılar oluşturabilme ve eski anıların izlerini güçlendirip destekleme yeteneğine sahipsiniz. Kısacası sorun yaşta değil başta gibi görünüyor! Her gün çok sayıda beyin hücrenizi kaybettiğiniz için üzülmemelisiniz. Bu önlenemez hücre ölümü sonucu, öğrenme ve düşünme yeteneğinizin doğal olarak azalacağına inanmamalısınız. Yetişkinlikte de tıpkı çocukluk ve gençliğinizde olduğu gibi yeni sinir hücreleri üretebilir, hatta üretim kapasitesinizi kayıp kapasitenizin üzerine bile çıkarabilirisiniz.

YAPMAYIN

Sigara içmeyin: Sigaranın ciddi bir bellek düşmanı olduğundan kuşkunuz olmasın. Akciğerlerde hasar yaparak kanın oksijenlenmesini azalttığından, damar sertliğini hızlandırdığı, beynin kanlanmasını sınırlandığından ve içinde binlerce toksik madde taşıdığından sigara ciddi bir bellek düşmanıdır.

Alkolü abartmayın: Küçük miktarlarda alkol kullanımının (günde 1-2 ölçü) ciddi bir risk taşımadığı belirtiliyorsa da alkolün beyin için ciddi bir toksin olduğunu bilmelisiniz. Aşırı alkol tüketimi beyin hücreleri için doğrudan etkili bir zararlıdır. Alkol ayrıca B1 vitamini eksikliğine yol açarak da belleği bozar.

Stresten uzak kalın: Stresin ciddi bir bellek avcısı olduğunu gösteren pek çok bulgu var.

Depresyon bozar: Depresyon sorunu konstare olmayı, odaklanmayı ve yeni bir bilgiyi özümseyip pekiştirmeyi zorlaştırıyor. Uzun süreli depresyon sinir hücresi kaybına bile yol açabiliyor. Mevcut bir beyin sorununu hızlandırıyor ağırlaştırıyor.

Uykuyu ıskalamayın: İyi bir uyku kaliteli bir belleğin garantisi gibidir. Uyku bellek düşmanı stres hormonlarının düzeyini azaltıyor, beyne kendini yenileme ve tamir fırsatı sağlıyor.

Lüzumsuz ilaçlar: Bazı ilaçlar belleği azaltıyor. Özellikle uyku getiren her ilaç konsantre olmanızı zorlaştırarak ve odaklanmayı azaltarak belleğe travmatik etki yapıyor. Sakinleştiricileri uyku haplarını, antihistaminikleri, ağrı kesicilerden bazılarını bu gruba koyabilirsiniz. Yeni bir ilaca başlamışsanız ve takiben bellek sorunu yaşıyorsanız kullandığınız ilaçları gözden geçirin.

Toksik kimyasallar: Kurşun, civa ve petrokimyasal artıklar, uçucu ve çözücü kimyasallar bazı mürekkep ve boyalar belleği zarar verebiliyor. Alüminyumun ciddi bir bellek zararlısı olabileceğini düşündüren bulgular var.

YAPIN

Düzenli egzersiz: Düzenli bedensel egzersiz yapanlarının bellek kapasitelerini korumaları daha kolaydır. Egzersiz tutkunlarında beyin daha iyi kanlanıyor, daha bol oksijen alıyor üstelik hipertansiyon, kolesterol, kan şekeri, artışı gibi sorunlardan da uzaklaşıyor

Doğru beslenin: Yeterli, dengeli ve çeşitli besleniyorsanız, belleğinize en önemli desteği veriyorsunuz demektir. Günlük enerji gereksiniminizin yarısını karbonhidratlardan, yüzde 30’unu yağlardan, geri kalanını proteinlerden karşılamalısınız. Doymuş yağ ve trans yağların, işlenmiş ve şeker eklenmiş gıdaların belleğe faydası yok zararı vardır.

Antioksidanlar: Özellikle E vitamininin, kısmen de diğer antioksidan vitamin ve minerallerin bellek dostu olduğu biliniyor. Yeni buluşlar düzenli E vitamini tüketiminin yaşa bağlı zihinsel düşüş hızını yavaşlatabileceğini düşündürüyor. Antioksidan flavonoidlerin ve karotenoidlerin beyininize dost olduklarını unutmayın. Daha çok sebze ve meyve, düzenli sert kabuklu yemişler ve tam tahıl-bakliyat tüketmeye bakın.

İyi yağlar: Omega-3 yağ asitlerinin, özellikle DHEA’nın beynininize dost olduğunu gösteren çok sayıda bulgu var. Balık, ceviz, fındık ve keten tohumu bu yararlı omega -3’lerin en yararlı kaynaklarıdır.

Homosistein seviyeniz: Homosistein artışı bellek sorunlarınız kolaylaşıyor.

Kolesterolünüz: Yüksek kolesterol seviyesi olanlarda bellek kaybı daha erken başlıyor.

Bellek jimnastiği: Bulmaca çözün, problem yanıtlayın, yeni ezberler yapın.

Sosyal bağlar: Akrabalarınızı, arkadaşlarınızı arayın. Onlardan kopmayın. Gönüllü uygulamalarda görev yapın. Yaşadığınız toplumun bir parçası olarak kalmaya çalışın.

BİR CEVAP

NAR SUYU KOLESTEROLÜ AZALTIR MI?

Evet! Nar suyunun güçlü bir flavonoid içeriği var. "Antioksidan Power" nar suyunun yeni adı haline geldi. Nar suyu kolesterolü azaltmanızda da öte bir yarar sağlıyor: Kolesterolün damar duvarında okside-LDL’ye dönüşmesini, damara zarar vermesini, tıkayıcı-sertleştirici plakalar üretmesini engelliyor. Uzmanlar, eğer LDL kolesterollü damarsal zararlarını azaltmak istiyorsanız her gün 100 ml nar suyu içmenizi öneriyorlar. Kolesterol savaşının diğer doğal desteklerinden de faydalanmayı unutmayın. Nar suyu kalbe de, belleğe de ve muhtemelen cinselliğe de iyi geliyor. Olumlu kanıtlar fındıktan bile daha fazla.
Yazarın Tüm Yazıları