Baykal: ‘Bu kurultay Kramer Kramer’e karşı gibi oluyor’

Şimdi kurultay-kurultaya karşı bir hale geldi...

Muhaliflerin kurultay talebine karşı;

Genel merkezin kurultayı...

Dün bu durumu CHP’nin 18 yıl genel başkanlığını yapan Deniz Baykal’a sordum.

Çok zor bir psikolojideydi...

Üzüntüyle isyan arasına gerilmiş bir ruh durumu.

Konuşsa konuşamıyor.

Niye;

Cevap ondan geliyor:

“Bak Fatih, çok uzun yıllara yayılan dostluğumuz adına söylüyorum. Bu kurultay tam bir Kramer Kramer’e karşı filmi gibi oluyor.”

Yani;

Filmdeki gibi, bir ailenin kendi çocukları önünde karşı karşıya gelmesidir gibi bir olaydır bu kurultay...

Seveni vardır, sevmeyeni vardır.

Ama yıllarca sol siyasette karar verici bir isim olarak;

“Yüreğimi açarak konuşuyorum” diyen Baykal’ın şu sözlerine de dikkat etmek gerekiyor:

“Yani genç bir siyasetçi gibi vıdı vıdı yapmak istemiyorum. Ama Türkiye’nin durumu ortadayken, CHP’ye bu görüntü yakışmıyor. Toparlanmak lazım. Delegenin ne istediği önemlidir.”

Yalnız Deniz Baykal mı?

Önceki gün CHP’nin önde gelen isimleriyle konuşuyorum.

Anladığım kadarıyla;

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu dahil kimse mutlu değil bu görüntüden.

Kılıçdaroğlu, liderliğinin sorgulanmasından;

Kendi liderliğindeki CHP’nin beklenen etkiyi yapamamasından;

Hâlâ kurultay kavgalarının devam ediyor olmasından;

Baykal ve Önder Sav’ın etkisinin hâlâ sürmesinden;

Tayyip Erdoğan karizması karşısında keskin bir etki yaratılamamasından,

Mutlu değil...

Başka isimlere bakıyorum.

Mesela Umut Oran;

Parti içindeki bu ayrışmadan ciddi şekilde rahatsız.

Diyor ki:

“765 gün sonra üç sandık birden kurulabilir. Bugün 54 il belediyesinden yalnızca 11’i CHP’li. 2508 belediyeden 534’ü CHP’li. 928 yerde CHP belediye başkan adayı bile çıkartamamış. Böyle bir yapıda CHP ayrışarak tüzük kurultayı yapıyor. Bu anlamlı mı?”

Gürsel Tekin’in de bu manzaradan çok mutlu olduğunu görmüyorum.

Peki bu kadar mutsuzluk içinde bir siyasi hareket halka nasıl mutluluk vaat edebilir?

Bu tespitler elbette; CHP içinde Kılıçdaroğlu’na karşı gelişen ya da geliştirilen olumsuz havayı körüklüyor.

Bir başka tartışma da CHP içinde bir “kimlik bunalımı”na doğru gidildiği iddialarıyla ilgili..

Partinin geleneksel yapısıyla, dünyada yeniden tanımlanmaya başlayan sol kavramı arasında ciddi bir “gaz sıkışması” olduğu görülüyor.

Dünyada değişen sol ideoloji, kimlik yapısı, Türkiye’nin sosyalist enternasyonaldeki bölgesel yeri, Kürt meselesi, Türkiye’de 39 yaş altındaki 50 milyon gençliğin gelecekle ilgili beklentileri üzerine kafa yorması gereken CHP’nin “kurultaya karşı kurultay” düzenleyen bir görüntü alması;

Türkiye demokrasisi açısından da sıkıntılı bir durumdur.

Pazartesi gününden itibaren; Türkiye demokrasisi için CHP ve Türkiye solu üzerine yazmaya devam edeceğim...