Batı’nın ‘Gezi gençliği’ ne istiyor?

SANMAYIN ki, Gezi Parkı nedeniyle Y kuşağını tartışan sadece biziz.

Haberin Devamı

“Ekonomistler Topluluğu” adındaki bir Fransız düşünce kuruluşu geçen hafta Aix-en- Provence’ta, 18 ile 28 yaşlarındaki yaşları arasındaki gençleri bir araya getirmiş.
Öğrencilerin ekonomiden yola çıkarak “2020’yi nasıl hayal ediyorsunuz” sorusunu cevaplamalarını istemiş.
Lyon’dan Hugo de Gentil adındaki bir gencin satırlarını okurken aklımda hep bizim Gezi Gençliği vardı.
Bakın derdini ne güzel anlatmış genç Fransız öğrenci:
“Mutluluk ve refah peşinde koşarken kapitalizm sistemin kollarında bulduk kendimi.
Hayat koşullarımızın düzelmesiyle ekonomik büyümeyi bir tuttuk, ikisini aynı şey sandık.
Bugün böyle olmadığını anlıyoruz ve siz ekonomist büyüklerimizden toplumsal mutluluğu getirecek yeni bir ekonomik model bekliyoruz.
Ya da da eski modelin gözden geçirilmesini.
Biz Y Gençleri gülmeyi, mutlu olmayı istiyoruz.
Yeni teknolojiler, akıllı telefonlar, parasız eğitim, iyi beslenmek tabii ki bizi mutlu kılıyor.
Ancak sürekli stres, uyku hapları, sinir krizleri, işe gitmek için saatlerce yollarda sürünmek pahasına değil.
İsteğimiz dışında son viteste yaşamaya mahk^um görüyoruz kendimizi.
Kariyer, para, ev, araba derken merdivenleri nefes nefese çıkmak istemiyoruz.
Bizim kuşağın gençlerinin en önemli özelliği dünyayla ilişkisi.
Çeşitliliğin, yaşam tarzlarının farkındayız.
Gelişmekte olan ülkelerle kendimizi karşılaştırdığımızda hem ne kadar şanslı olduğumu görüyoruz, hem yüzeyselliğimizi.
Bu yüzden profesyonel hayatlara bir anlam verme arzusu gençler arasında giderek artıyor.
Çoğumuz için “sosyal girişimcilik” kavramını ortaya atan Muhammed Yunus bir ikon.
Sosyal sorunlarla, maksimum k^ar amacı gütmeyen şirketlerin çözümleriyle başa çıkmak yani kapitalizmin bu yeni biçimi bize daha uygun”.
Gençleri anlamaya çalışalım.
Mesele sadece 3-4 ağaç meselesi değil.
Onlar daha adil, daha çevreci, bireysel mutluluklardan ziyade herkesin mutlu ve huzurlu olduğu bir dünyada yaşamak istiyorlar.
İyi ki talepleri böyle, onlar sayesinde daha yaşanabilir bir dünyaya kavuşabiliriz belki.

Haberin Devamı

Kars gravyeri dünyaya açılır mı?

Haberin Devamı

1990’lı yılların başından beri mutfak kültürünün gelişmesine, yayılmasına çalışan Mutfak Dostları Derneği’nin davetlisiydik geçen sabah.
Dernek Başkanı Ahmet Örs’ün ağzından, merkezi İtalya’da olan Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı öncülüğünde hayata geçen “Kırsal Alanlarda Çevresel ve Sosyo-Ekonomik Sürdürülebilir Kalkınma” (ESSEDRA) projesinin ne olduğunu öğrendik.
Türkiye, Mutfak Dostları Derneği aracılığıyla yürütülen ve Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen projede Balkan ülkeleriyle ortak.
Örs’ün verdiği bilgiye göre, proje kapsamında önce bize özgü, kimi
zaman kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış bitkilerin, hayvan türlerinin, ürünlerin envanteri çıkacak.
Envanter çıktıktan sonra bunların bazıları “Slow Food”un 1996 başlattığı “Nuh’un Ambarı” Listesine aday gösterilecek.
“Nuh’un Ambarı” listesine dahil olmak Batı pazarının yolunu açabiliyor.
Yani Türkiye’de küçük üreticiler tarafından bin bir zahmetle yetiştirilen, üretilen ürünlerin önünde büyük bir şans var.
“Nuh’un Ambarı”na şimdilik Türkiye’den sadece Siyez bulguru ile mumlu havyar dahil olmuş.
Listeye girecek adaylar arasında Kars Kaşarı, Kars Gravyeri, Divle Obruk Peyniri, Foça Karası Üzümü, Çamlıhemşih Karakovan Balı, Vasilaki Üzümü, Ezine Beyaz Peyniri gibi çeşitler var.

Haberin Devamı

Turkcell-TİSVA ortaklığında sosyal borçlanma modeli

SÖZ mikro kredinin ve sosyal girişimciliğin mucidi Muhammed Yunus’tan açılmışken buradaki temsilcisi TİSVA (Türkiye İsrafı Önleme Vakfı) Başkanı Dr. Aziz Akgül’ün Turkcell ile işbirliğine değineceğim.
TİSVA-Turkcell’in geçtiğimiz yıl başlattığı, “sosyal borçlanma” modelinden 65 bin kadına kadın yararlandı.
Finansal hizmetlere ulaşamayan kadınlar cep telefonundan sağlanan bu “sosyal borçlanma” modeliyle mikro kredilere ulaştılar.
Bir yıl zarfında 1 milyon lira borçlanarak işlerini büyüttüler.
Turkcell’in BM’ye başarılı bir örnek olarak sunduğu “Ekonomiye Kadın Gücü” projesinin ikinci aşamasında yine internet ortamında “El Emeği Pazar Yeri” kurulmuş.
www.ekonomiye
kadıngücü.com adresine girdiğiniz zaman, fiyatları 1,5 lira ile bin 200 lira arasında değişen ürünleri görebiliyorsunuz.
Üreticilerin telefon numaralarından ya da mail adreslerinden direkt temas kurarak beğendiğiniz ürünü ısmarlıyorsunuz.

Yazarın Tüm Yazıları