Başbakan'ın evindeki terlikler

Kraliçe'nin taşıdığı toprak...

İKİ gün önceki haberlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın evi vardı.

Hemen hemen bütün haberlerde bir biçimde "terlikler" gündeme getiriliyordu.

Bilerek ya da bilmeyerek vurgu yapılan evdeki terliklerdi.

Elbette elimizde bir istatistik yok.

Ama biliyorum ki, Türk insanının çok büyük bir çoğunluğu evine ayakkabıyla girmiyor.

Bunun sebeplerinin başında inancı geliyor.

Arada sırada, tek bir kişi ve tek bir vakit bile olsa, eğer bir evde namaz kılınıyorsa, o eve ayakkabıyla girilmiyor.

O haberleri bu vurguyla yapan meslektaşlarımız haklı.

Evet, burada bir yaşam biçiminin ipucu saklı.

Ama yanıldıkları çok önemli bir nokta var.

Bu, sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın değil, bu ülke insanının kahir ekseriyetinin yaşam biçimine işaret ediyor.

Yazılanları okuyunca, "arogan" bir tavır seziyorsunuz.

Başbakan'ın evine de terlikle girilir mi canım sorusu, satır aralarında sırıtıyor.

Evet girilir.

Başbakan Erdoğan'ı o göreve taşıyan da, gücünü koruyup artırmasını sağlayan da koruduğu bu hayat biçimi.

* * *

Perşembe akşamı Çırağan Sarayı'ndayız.

Sarayın konuğu Hollanda Kraliçesi Beatrix.

Türkiye - Hollanda ilişkilerinin 400 yıllık bir tarihçesi var.

Hollanda'da 400 bin Türk yaşıyor.

İstanbul'da yaşayan Hollandalı sayısı ise sadece 400.

Çifte vatandaşlığı, Hollanda'da geçen onca yılın bir armağanı olarak görürüm.

Kısacası, bu nedenle biz de o 400 kişi arasındaydık.

Söz dönüp dolaşıp mutlaka Prenses Maxima'ya geliyordu.

Sekiz aylık hamile olmasına karşın, önceden belirlenen konuklarla sohbet ediyor, programda etkin bir rol üstleniyordu.

Salondaki herkesle konuşmasa bile, herkes onu konuşuyordu.

Konuşulanlar arasında mutlaka "Hollanda'dan getirilen toprak" vardı.

Kraliyet ailesinin beklediği bebek, bu ziyarette doğarsa, ayağını basacağı toprak...

Hollanda toprağı.

Hollandalıların bilinen bir atasözleri vardır. "Tanrı dünyayı yaratmış, Hollandalılar ise Hollanda'yı" derler.

Denizden karış karış kazandıkları toprakları görünce, ister istemez haklılar dersiniz.

Toprağa verdikleri değer, hiç de haksız sayılmaz.

Şimdi...

Düşünüyorum da, Kraliçe Beatrix değil de bizden bir devlet adamı, herhangi bir ülkeye toprak götürseydi...

Şöyle biraz kafanızın konforunu bozun bakalım.

Bu, sizce nasıl yorumlanırdı?

* * *

Sadece bu hafta çeşitli vesilelerle dinlediklerimi hatırlıyorum.

Birbirinden girift analizler; yüksek siyaset senaryoları...

İktidara nasıl yürüdüklerini anlatanları, dudaklarımı ısırarak dinlemeye çalışmam...

Oysa seçmen tercihini yaparken, bunların hiçbirine kulak bile vermiyor.

Onun yöntemi basit, kendine yakın olanı seçiyor.

Haberlerdeki "arogan" satırlara gelince...

İşte onlar, AKP'nin "ekmeğine yağ" sürüyor.
Yazarın Tüm Yazıları