Başbakan Oran’daki vekil konutlarını neden yıktırmıştı

SON zamanlarda Belediyelerde dönen imar dolaplarını herkes gördü, okudu. Aslında bunlar yıllardır bilinen olaylar ama nedense ne İçişleri Bakanlığı nede Başbakanlık belediyelerdeki imar yolsuzluklarının üzerine gitmiyor.

Vatandaş olarak bizler ise yeşil alanların bir anda imara açıldığını yada yada mahallemizde bir anda çok yüksek katlı binalara izin verildiğini görüyoruz ve hiçbir şekilde müdahale edemiyoruz. Kentlerimiz gittikçe daha fazla betona ve trafik yoğunluğuna boğuluyor rant uğruna.

Aslında balık baştan kokar, bu işlerden en başta Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar sorumlu olmalıdır ve yerel yönetimlere örnek olmalıdır.

Tayyip Erdoğan, Başbakan olur olmaz Ankara Oran’daki milletvekili lojmanlarını boşaltarak ’halkın arasına karışma’ (ya da Anadolu’dan gelen çok eşli ve çok çocuklu milletvekilleri gözden kaçırma...) görüntüsü vermişti ve bizlerde samimi bularak sevinmiştik. Ancak işin rengi daha sonra belli oldu. Sapasağlam villa tarzında yapılmış olan ve mimari ödül alan o güzelim lojmanlar halka satılacağı yerde yıkılarak, yerine Başbakanlığa bağlı olan TOKİ ve AKP’li Ankara Belediyesi’ne yakın olan Aktürk İnşaat’ın da ortağı olduğu toplam 1832 konutun yer aldığı 31’er katlı devasa bloklar ve Panora Alışveriş Merkezi dikilince hepimiz hayrete düştük. Acaba rant için mi boşaltıldı milletvekili lojmanları diye düşündük; zira lojmanlar yıkılıp yerine binlerce insan orada istif edilecekti ve çevre bozulacak yoğunluk aşırı artacaktı.

Cevabı ise basitti; tabii ki evet... Ama buna Başbakan müdahil olmamalıydı, çok kötü bir örnek oldu ve insanlar çalışarak, terleyerek para kazanmak yerine rant usulü kolay para kazanma yolunu seçmeye başladı.

Olan da dürüst çalışan ve rant ile işi olmayan vatandaşlara, yani bizlere oldu.

Hükümetin gerekli önlemleri almasını bekliyoruz. Usulsüzluk varsa belediyelere müfettişler gönderilmelidir. Bütün imar dosyaları didik-didik incelenmelidir. Belediye meclis üyeleri mercek altına alınarak denetlenmelidir ki, kimse haksız kazanç elde etmesin.

Nalan T.

İşçiler için yemek boykotu

ANKARA
Üniversitesi Meclisi, üniversiteye yemek hizmeti sağlayan şirketin işten çıkarttığı işçilerin geri alınması amacıyla 6 Ekim Pazartesi gününden itibaren "yemek boykotu" başlatacak.

Şirkette yaşanan işçi çıkarmaları üzerine işçiler, DİSK’e bağlı OLEYİS ve öğrencilerden destek istedi. Bunun üzerine, bazı öğrenciler, işçilere destek amacıyla 25 Eylül’de Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde yemek boykotu başlattı.

Daha sonra OLEYİS’te yapılan toplantıda, işçi ve öğrencilerin katılımıyla "Ankara Üniversitesi Meclisi" oluşturuldu. Yapılan değerlendirmelerin ardından boykotun, 6 Ekim Pazartesi gününden itibaren üniversitenin tüm fakültelerinde uygulanması kararlaştırıldı.

Ayrıca alınan karar gereği, pazartesi gününden itibaren üniversite bünyesinde dağıtılacak 10 bin bildiriyle öğrenci, öğretim üyesi ve diğer üniversite çalışanları, boykota destek vermeye çağrılacak.

Üniversite Meclisi’nin talepleri

ANKARA
Üniversitesi Meclisi"nin karşılanmasını isteği talepler şöyle:

İşten çıkarılan işçilerin tamamı yeniden işe alınmalı ve işsiz kaldıkları süredeki kayıpları telafi edilmeli.

İşçilerin sürgün edilmesine son verilmeli.

İşçilere, haftalık 45 saatlik çalışmanın dışında yaptıkları fazla mesainin ücreti ödenmeli, zorla fazla mesai uygulaması sona erdirilmeli.

Bu yıl yapılacak yemek ihalesinin şartnamesinde, işçilerin iş güvenceleri ve insanca yaşayabilecekleri ücret almaları açıkça düzenlenmeli.

İşçilere yönelik küçümseyici ve onur kırıcı davranışlara son verilmeli.

Kaliteli, sağlıklı ve doyurucu yemek hizmeti sunulmalı.

Altındağ Belediyesi bitişiğindeki tarihi Ankara evini görmüyor

ALTINDAĞ,
Samanpazarı semtinin Basamaklı Sokak No: 3 adresinde bulunan, (Altında Belediyesi’nin hemen yanında) yaklaşık 180 yıllık, Y-14 envanter numarası ile tescilli; Altındağ Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 265 ada 7 parselinde yer alan maliki bulunduğumuz, 3 katlı ahşap tarihi Ankara evi, hırsızlar ve art niyetli kişilerce sürekli tahrip edilmektedir. Söz konusu ev Altındağ Belediyesi’nin hemen yanında ve emsalleri arasında örnek konumda iken, son aylarda tahrip edilerek adeta talan edilmiştir. Bu duruma bir son vermek ve evin restore edilerek koruma altına alınması hususunda, ilgili kurumlara yazmış olduğumuz dilekçelerden de somut bir cevap alamamış olmanın üzüntüsü içerisindeyiz.

Bu tarihi ve güzide evin, restore edilerek, ilgili kurumlar tarafından (fiziki anlamdada) koruma altına alınıp, kültürel amaçlı (müze, kültür evi vb.) kullanılmasını istiyoruz.

T.Bülent BADEMLİ

Demir korkuluklar ile ilgili sorular

ANKARA
dahilinde birçok köprünün mevcut demir korkulukları sökülerek yenileri yapılıyor. Mevcut korkuluklar zaten ihtiyaca cevap verirken bu değişikliğin sebebi nedir?

Ankara halkına ne gibi fayda sağlayacaktır. Korkuluk yenilemeleri kentimizin sorunları açısından kaçıncı sıradadır. Yataylamasına yapılan demirler çocukların oyun isteğini her zaman kamçılar. Ebeveyninin dikkatinden kaçan bir çocuğun arasında müsait olan bu demirlerden yola düşmesinde belediyenin sorumluluğu ne kadardır?

Bu yenilemeler için toplam ne kadar harcama yapılacaktır?

İhaleye kaç firma katılmıştır?

İsimleri ve verdikleri fiatlar ile işi alan firmanın adı, iş bitirme, yeterlilik vs. ortaklarının isimleri nelerdir?

Eski korkulukların sökülmesi için ayrıca bir harcama yapılmış mıdır?

Ve bu demirler ne şekilde değerlendirilmiştir?

Ahmet Şükrü GÜRHAN

Sınıf öğretmenliğinde 3.696’lük kontenjan sabrımızı taşıyor

"BEN Eğitim Fakültesi sınıf öğretmenliği bölümü mezunu, öğretmen adayı Hülya Gül’üm...

Son birkaç senedir atama problemi yaşanmaktadır. Yurdumuzun birçok okulu özellikle kırsal kesimler öğretmensiz eğitime devam ederken, birçoğu da bu açığı yüzyılın icadı olan ’ücretli öğretmenlik’ adı altında part-time çalıştırılan öğretmenlerle kapatılıyor.

Okur-yazarlık adına güzel kampanyalar düzenlenmekte; "Baba Beni Okula Gönder", "Haydi Kızlar Okula", "Ana-kız okuldayız" gibi ülkemizin eğitim seviyesini yükseltecek ve kalkınmasına bir nebze katkı sağlayacak çalışmalar hızla artıyor.

Bunun aksine gitgide öğretmen açığı artıyor; özellikle de sınıf öğretmeni...

40 bine yakın sınıf öğretmeni atama bekliyor.

60 bin ücretli öğretmen çalıştırılıyor. Ve bu Ekim ayındaki atamada sınıf öğretmenine verilen 3.696’lük kontenjan artık sabrımızı taşırdı.

Belirsizlikle yaşamak bizleri bıktırdı.

Ciddi anlamda sesimizin duyulmasını istiyoruz."
Yazarın Tüm Yazıları