Başbakan’ın başkanlık sistemi önerisine DP Genel Başkanı’ndan öneri

DP Genel Başkanı Cindoruk, Erdoğan’ın ‘başkanlık sistemi’ üzerindeki görüşlerine sıcak baktığını söyledi ancak “Bu zat bunu söylüyor ama yanlış ve eksik biliyor” dedi. Fransa’daki yarı başkanlık sistemini örnek gösterdi.

Haberin Devamı

Bu konuda şöyle konuştu:

“Finlandiya’da cumhurbaşkanını halk seçiyor ama başkanlık sistemi yok.

Eski demirperde ülkelerinden demokrasiye geçen devletlerde de cumhurbaşkanını halk seçiyor, orada da başkanlık sistemi yok.

Başkanlık sisteminde otorite ve yürütmenin gücünün tamamıyla Cumhurbaşkanı’nda olması gerekir. Bu Amerika’da böyledir. Başka örnekler de vardır; Güney Amerika’daki gibi. Orada otorite fazla olduğu için zaman zaman diktatörlüğe geçişe neden olabiliyor. Sonra başlarına neler geldiğini görüyoruz.

BİZİM ÖNERİMİZ


Bizim önerimiz yarı başkanlık sistemidir. O sistemde hem cumhurbaşkanı vardır, hem de başbakan... 1958’de Fransa’da De Gaulle’ün getirdiği 5. Cumhuriyet’in anayasasında, gerçekten cumhurbaşkanı, başbakan, siyasi sorumluluğu üstlenmiş hükümet ve bakanlar kurulu vardır.

Fransa’da bu sistem o tarihten beri işliyor.

Seçime katılan siyasi partiler, tek başlarına iktidar oluyor, koalisyonlar kurabiliyorlar.

Sayın Başbakan bu modeli anlatırken bir şeyi daha unutuyor, Senato’yu...

Dengeler yerine oturuyor. Aşağı yukarı 60 senedir Fransa askeri müdahalelerden kurtuldu, Cezayir isyanı bastırıldı. Fransız siyasetinin önemli bir ismi olan
yazar-tarihçi Michel Deverge o zaman buna itiraz etmişti. Ancak yıllar sonra Figaro Gazetesi’nde yazdığı bir makalesinde anlatmış, ‘De Gaulle haklı çıktı, ben yanıldım. Bu modelle rejim yerine oturdu’ demişti.

1990’dan beri Sayın Demirel’in, benim ve DYP’nin, Meclis Başkanlığım sırasında önerdiğimiz sistem buydu. Kalıcı bir rejim ortaya koymak bakımından doğru sistem budur. Anayasa ile bu sisteme geçilmesini istiyoruz.”

Cindoruk bir saptama yapıyor:

“Bu aynı zamanda iktidarın Ergenekon’la yapmak istediği askeri ağırlıkları ortadan kaldıran bir rejim... Davalara ihtiyaç duymadan, anayasa yapısıyla, rejim istikrarı sağlanabilir. Ordu müdahaleleri önlenebilir. Çünkü çok güçlü bir Senato yapısı vardır, üyeler dengeyi sağlıyor.”

MİTTERAND NE DEDİ


1994 yılında Fransa’yı ziyaretinde Mitterand’la görüşmesi sırasında kendisine şöyle dediğini hatırlatıyor Cindoruk: “Bizim sistemimizi niye dikkate almıyorsunuz? Çok istikrarlı bir sistemdir. Ben sosyalist, milliyetçi, liberal hükümetlerle çalıştım, ülkeyi yönetmede kalıcı hiçbir ihtilaf çıkmadı. Bu sistemi tavsiye ederim. Parlamento Başkanı olarak buna öncülük yapmalısınız, partilerin önüne koymalısınız.”

Cindoruk, TBMM Başkanlığı sırasında Anayasa değişikliği üzerine çalışılırken bu görüşe DYP olarak hazır olduklarını ama öteki 10 partinin hazırlıklı olmadığını gibi siyasi ortamın gerginliğinden konuyu gündeme getiremediklerini, ancak 20 maddenin değişikliği ile yetindiklerini söyledi.

“Ağır bir rejim değişikliğine ilişkin bu yapıyı ortaya koysaydık, öbür değişiklikleri yapamazdık, bunun üzerine ileriye bıraktık” diye ekledi.

Erdoğan’ın önerisine karşılık özetle söylediği şu Cindoruk’un:

“Teklif bir ümit ışığı gibi gözükebilir ama yeterli değildir. Büyük bir kısmı bilimsel değildir, örnek verdiği ülkelerle de örtüşmüyor söyledikleri. Ama bir çalışma yapmak lazım; ben de bu çalışmaya partimle hazır olurum.”

Haberin Devamı

Hangi askerler idam kararı verdi

Haberin Devamı

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un, Galatasaray’daki bürosunda yemek yedik, kahve içtik.. Mısırlı Han’daki bürosunda hafta sonu örgütleriyle yaptığı etkinlikleri anlattı. Pazartesi günlerini de kendine ayırıyormuş; notlarını ve kitaplarını tanzim ediyormuş. Anılarını yayınlamak istiyor önümüzdeki günlerde.
Bayar’lı, Menderes’li, Demirel’li ilginç bir ‘demokrasi tarihi’ olacağı belli kitabın.

Bu arada bir hatırlatma yapmak istiyor: “Basınımız, Ali Elverdi’nin ölmesi konusunda bir şeyi yanlış yapıyor” diyerek ekliyor: “Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam kararının verildiği Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Ali Elverdi yargıç değil, topçu subayıydı; daha sonra tümgeneralliğe kadar yükselmişti. O zamanki Sıkıyönetim Yasası gereğince, subaylar mahkeme başkanlığı yapıyordu. Ali Elverdi, teröristlere karşı mahkemede dik duran bir komutandı. Asıl idam kararını veren Süleyman Takkeci’dir. Daha sonra AKP’den iki dönem milletvekili olmuştur. Örneğin, 1962’de ihtilale kalkışan Talat Aydemir’in idamını da, deniz yargıcı Numan Özdalga vermiştir.”

Haberin Devamı

AKP Kıbrıs’ta tarihi tekerrür ettirdi

KIBRIS’ta tarih tekerrür etti. KKTC’de pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde AKP’lilerin ve AKP’ye yakın bazı gazetelerin genel yayın müdürlerinin, Kıbrıs’ı köy köy dolaştıklarını, “Başbakan Erdoğan’dan size selam getirdik” diyerek halktan Mehmet Ali Talat için oy istediklerini gazetelerde okuduk, TV haberlerinde dinledik.

Bunları duyunca aklıma iki olay geldi. Birincisi, 12 Eylül’den sonra yapılan ilk seçimlerden bir gece önce, Evren Paşa TV’lere çıktı ve emekli Orgeneral Turgut Sunalp’in Milliyetçi Demokrasi Partisi için halktan oy istedi. Türk halkı o tarihte tüm siyasilere ‘halkın iradesine sınır konulamayacağı’ konusunda bir ders verdi ve ertesi günkü seçimleri Turgut Özal’ın ANAP’ı açık farkla kazandı. İkinci olay da 27 Nisan e-muhtırası. Malum bu nedenle 2007 genel seçimlerinde AKP % 47 oy almıştı. AKP iktidarı, tarihin bu derslerini hiç dikkate almamış olacak ki, Kıbrıs’ta halkın iradesini yönlendirmeye çalıştılar, ama yanlış yaptıklarını gördüler.
Aslında Mehmet Âkif ne de güzel söylemiş: “Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar, ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” diye.
Metin YAYKINLIOĞLU

Yazarın Tüm Yazıları