Başarısızlığa neden olan ÖSS heyecanımı nasıl yendim

Sevgili iyilik meleğimiz...

Bugüne kadar kaç gence yardım ettin; kaç kişiye ulaştın... Senin kadar ciddi bir sorumluluk taşımak ne kadar zor ve gurur verici olsa gerek. İzninle ben de senden feyz alarak sınav stresi yaşamakta olan genç arkadaşlarıma bir öneri sunmak istiyorum. 3 sene boyunca ÖSS’ye girdim. Yıl boyunca hazırlanıyordum. Her seferinde kazanacağıma inanıyordum. Ailemin, öğretmenlerimin çok iyi sonuçlar beklediği bir öğrenciydim. Fakat nedense sınav anı geldiği zaman mideme kramp giriyordu ve sınava zor giriyordum. Karnım ağrıyor, midem bulanıyordu. Sonuçta sınavda tabii ki başarılı olamıyordum. Hep hayal kırıklığı yaşıyordum.

Onlarca psikolog, psikiyatrist gezdim, ilaçlar kullandım ama bu sorunu bir türlü çözemediler. Bir düşünün; bu öyle bir sınav ki insanın sosyal statüsünü, geleceğini, aile ilişkilerini, insanların size bakışını baştan sona etkiliyor. Ve ne yazık ki bu sistemi değiştiremiyor hatta alternatif bir sistem bile sunamıyorlar.

Ben de benim durumumda olan arkadaşlarıma; Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birini hipnoz tedavisiyle kazandığımı söylemek istiyorum. Bir yıla yakın tedaviye gittim. Hem sakin ve huzur dolu bir insan oldum hem de en büyük hayalime kavuştum. www.draytash.com adresinden ulaşabileceğiniz doktorumun sizin de sorunlarınızı çözebileceğine yürekten inanıyorum. Ablacığım; ben de genç arkadaşlarıma yardım eli uzatmak istedim...

RUMUZ: BEYZA

Sevgili kızım, senin gibi pek çok genç her yıl bu azabı çekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir sistem nedeniyle binlerce genç insan, tüm hayatını ve geleceğini, o birkaç saatlik sınava bağlıyor. Hastalandığını, bir yakınını kaybettiğini ya da bindiği otobüsün lastiğinin patladığını düşünelim. İşte bir yılı boşa gidiyor, belki de iyi bir meslek sahibi olma şansını bir anda kaybediyor.

Genellikle de gençler, ömür boyu hayalini kurdukları bir mesleğe değil de, puanlarının yettiği bölüme yönelmek zorunda kalıyorlar. Zoraki edinilen bir meslekte ise insanın başarılı olması mümkün mü?

Ve tabii işte senin gibi birçok genç, stres yüzünden, yüzde yüz başarılı olabileceği bir sınavdan hayal kırıklığı içinde çıkıyor. Neyse ki sen böyle bir yöntemle, 3 yıllık bir süreç içinde de olsa, başarıya kavuşmuşsun. Bu deneyimini genç okurlarımla paylaştığın için çok teşekkür ederim.

Umarım, bu işkenceyi gelecek kuşaklar da çekmezler, her şey yerli yerine oturur, bu yanlıştan bir an önce dönülür.

Klimanın suyunu da değerlendirebilirsiniz

Sevgili Güzin Ablacığım; İstanbul ya da neresi olursa olsun, su sıkıntısının yaşandığı şu dönemde size bir fikir vermek istiyorum. Köşenizi nasılsa herkesin okuduğunu düşünerek size yazmak istedim.

Ben iki sene önce evime klima taktırdım. Klimanın suyunu dışarı atan borusunu mutfak balkonundaki su bidonunun içine verdim. Düşünmeden yaptığım bu iş bana çok faydalı oldu. Nasılsa klima çalışıyor, ondan çıkan su bidona doluyor. İnanın o su balkon yıkamaya, tuvaletlere dökmeye veya temizliğe, nereye olursa olsun çok işe yarıyor. Klimayı taktırdığımdan beri balkonu o suyla yıkıyorum. Bunu da zaten suyun en çok ihtiyaç duyulduğu yaz aylarında gerçekleştiriyorum.

Bu durumu görünce, fikrimi sizlerle paylaşmak istedim. Hele şu dönemde suyun bir damlası bile kıymetliyken... Bu önerimi dikkate alanlar, bidonu doğru yere yerleştirsinler ve sık sık kontrol etsinler, kısa zamanda dolabiliyor.

Şu yaz döneminde klimaların çok çalıştığını göz önünde bulundurursak çok faydası olacağını düşünüyorum. Böyle zor anlarda insanlar el ele vermeli.

Özellikle hanımların başaramayacağı iş yoktur. Gün boyu 20 litrelik su bidonu doluyor. Bununla neler yapılır, bir düşünün... İnanıyorum ki bu fikrime katılan çok olacaktır.

RUMUZ: NESRİN K.

Harikasınız Nesrin Hanım, öneriniz çok ilginç gerçekten... Dediğiniz gibi kadınların yapmayacağı yoktur...

TEK BİR SÖZ BİLE SÖYLEMEDEN TERK ETTİ

Güzin Ablacığım; neden bir erkek hiçbir şey söylemeden terk eder? Bir ay öncesine kadar çok iyi anlaştığım bir erkek arkadaşım vardı. O 31 yaşında, iyi bir işi olan ve kariyerini tamamlamaya çalışan biriydi. Benim de iyi bir işim var. Hafta sonları buluşuyor, geziyor, sohbet ediyorduk. Benden hoşlandığını söylüyordu. Bana çok iyi davranıyordu. Romantikti. Ben de onu sevmiştim. Tam ilişkimizin iyi gittiğini düşünürken; birden aramaz oldu. Acaba başına bir şey mi geldi, diye merak ettim ve bir gün gizli numaradan ben aradım. Telefonu bir hanım açtı. Çok şaşırdım, hiçbir şey diyemedim, sustum. Açan hanımın ona, "sevgilim" diye hitap ettiğini duydum. Şoke oldum, hemen telefonu kapattım. Hayatında bir başkası olduğunu anlamıştım. Beni en çok üzen de tek söz söylemeden beni terk edişi oldu. Arayıp "Kalbimde bir başkası vardı, seni sevemedim" deseydi yine üzülürdüm, ama anlayışla karşılardım. Veda etme gereği bile duymadı. Erkekler neden böyle yaparlar ablacığım?

RUMUZ: DAMLA

Neden mi kızım? Erkekler pek cesaretsizdir de ondan. Senin dediğin gibi bir kadının karşısına geçip, "Ben seninle olamadım, sevdim sandım, ama sevmemişim... Hayatımda bir başkası var... Bağışla beni, bizim ilişkimiz yürümez" demek cesaretini bulamazlar genellikle.

Oysa pek çok kadın bilirim, kıyamet kopacağını da bilse, hatta dayak yemeyi bile göze alıp, "Artık bitti, ben bir başkasını seviyorum, gidiyorum" diyebilir...

Erkekler hep bir açık kapı bırakmak isterler arkalarında. Olay çıkmasından, göz yaşlarından, kadınların zayıf davranmasından çekinirler. Onlar için sessiz sedasız ortadan yok oluvermek en kolay yoldur. Ve bu sadece seninkine mahsus bir davranış değil, merak etme... Birçoğu bunu yapar. Evli erkekler bile...
Yazarın Tüm Yazıları