Banu Alkan’ı İspanyol televizyonunda izledim

Türk televizyonlarındaki sabah ve kadın programları çok eleştiriliyor ya...

Yalanım varsa gözüm çıksın, aynısını İspanyol televizyonlarında izledim.

Ya 5’inci kanaldaydı ya da başka biri hatırlamıyorum; Banu Alkan’ın İspanyol benzeri çıktı ekrana.

Programın sunucusu erkek.

Sarışın kadın saç baş, duruş, oturuş, aynı bizim Banu Alkan...

Karşısında iki kişi var, telefona da birini bağlamışlar, canlı yayında nasıl bir ağız kavgası, bizdekini mumla ararsınız.

Herkes hep bir ağızdan bağırıyor, bir tek ’İspanyol Banu’ kurum kurum kuruluyor, ağır abla pozlarında...

Arkasındaki video wall’da da ’İspanyol Banu’nun havuz başında çekilmiş görüntüleri dönüyor.

Aynı bizim Banu Alkan gibi havuz kenarında parmakları üzerinde yürüyor.

Anladığım kadarıyla telefondaki sevgilisiyle bir kavgaya tutuşmuşlar, stüdyodakiler de görüntüleri eleştiriyor.

İnanmazsınız, sunucu ağız dalaşını kesip reklam arasını zor verdi.

Galiba ATV falan izliyorum, bu duyduğum da İspanyolca değil dedim.

Bu kadar mı benzer!

Aynı programın gece 02.00’de de tekrarı var.

Yani bu tarz kadın programları sadece bize özgü değil.

Model olmasın da dansöz mü olsun?

Deniz Akkaya’nın Top Model yarışmasına karşı ciddi bir kampanya başlatıldı.

Eleştiriler genelde Sabah grubundan geliyor.

16 yaşında kızların model olması doğru muymuş?

Kabul etseniz de etmeseniz de tüm dünyada durum böyle.

Hatırlıyorum, 16 yaşında güzellik yarışmasına katılan Duygu Dikmenoğlu da eleştirilmişti zamanında.

Oysa bugün Duygu Dikmenoğlu çizgisinden ödün vermeden yoluna devam eden iyi bir televizyoncu.

Ayrıca aynı grubun kanalında da bir süredir yayınlanan Oryantal Star adlı bir yarışma var.

Ben de şimdi çıkıp, "Genç kızlar model olmasın da dansöz mü olsun" desem...

Demem!

Nasıl ki bu yarışma için "Genç kızlarımızı dansöz olmaya özendiriyor" diyemezsek, Deniz Akkaya’nın Top Model’inin de yanlış bir ’rol-model’ olduğunu söyleyemeyiz.

Ne çabuk unuttuk, aynı grupta bir süre önce erkeklerin kadın kılığına girdiği O Şimdi Hanımefendi yarışmasının yayınlanacağını...

O dönem bu programı savunanların bugün Top Model’i eleştirmesi tutarsızlık.

Ben tutarlıyım çünkü O Şimdi Hanımefendi’yi de savunmuştum!

GELENEK!

Bizde önce evler apartmanlar yapılır, sonra altyapı hizmeti gelir.

Üst yapının altyapıdan önce gerçekleşmesi bir Türk geleneğidir.

Avrupa ise tam tersidir, önce altyapı hizmetlerini getirir, sonra evleri yapar.

Sabiha Gökçen Havalimanı’nda da durum değişmedi. Her geçen gün gelişen havalimanına, belli ki yakın bir zamanda bugünkünden çok daha fazla uçak inip kalkacak.

Ama şimdiden otopark sorunu başlamış durumda.

Havalimanına arabalarıyla gelenler tarlalara, yol kenarlarına bırakıyor araçlarını.

Böyle bir havaalanı yapılırken daha ilk başta yanına 4-5 katlı büyükçe bir otopark yapmak bu kadar mı zor?

Zor değil ama galiba geleneklere aykırı!

Havadaki cambaz

Geçen gün Ali Saydam’ın Akşam’daki yazısını görmesem yazmayacaktım.

Saydam’a göre son dönemin en iyi PR çalışması Red Bull’un Haliç’te düzenlediği uçak gösterisinde yapılmış.

Saydam, "dört dörtlük" diyor.

Türk medyası da, Türkiye’nin tanıtımı oldu diye büyük alkış tuttu bu gösteriye.

Oysa aynı konuyu yarışlardan bir gün önce Hürriyet’te Cengiz Özdemir de çok ilginç şekilde köşesine taşıdı.

Özdemir bu yarışların dünyada şehir dışında yapıldığını yazdı.

Hatta Kanada’dakini gözleriyle görmüş, düz bir ovada yapılmış.

"Yetkililer Haliç’e nasıl izin verdi, ya bir kaza olursa" diye soruyor.

Araştırmış.

Ne valilik ne de askeri yetkililer bu gösteriye izin vermiş.

Peki ne olmuş?

Başbakan’ın danışmanı Cüneyd Zapsu devreye girmiş ve sonunda izinler alınmış.

Cengiz Özdemir’in söyledikleri akıl alır gibi değil.

Yani yarışlar sonrasında bir tarafta alkış tutan büyük bir koro var, diğer tarafta ilginç iddialarıyla tek başına kalan Özdemir.

Demek ki sadece havadaki cambaza değil yerde olup bitene de bakmak lazımmış.
Yazarın Tüm Yazıları