Bakan Günay’da ‘Hayır’ yok (2)

Şu “hayır”ın oynaklığını bir yana koyup bir Kültür ve Turizm Bakanı çıkarmış olmakla İzmir -sanattan yana- nice hayırlı gelişmelerin ortaya çıkacağı bir kent olacak mıdır?

Haberin Devamı

Bir tuhaf “çelişki” aşılabilirse!
“Bakan” olan “genel” bakar; söz konusu bir “kent” ise yaklaşım, “yerel” oluverir.
Ve “insana yatırım” yapılacaksa, bu, Bakan’ın işi midir yoksa Yerel Başkanlar’ın mı?

* * *

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı İzmir’de üç temel sanat kurumu var: Devlet Tiyatrosu, Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Senfoni Orkestrası.
Anakent ile İlçe Belediyeleri’nin yoktan varettiği hiçbir sanat kurumu yok.
Tuhaflık şurada ki, başı “devlet” olan kurumların “devlet mülkü” yerleşik bir yerleri yok; ne sahneleri, ne çalışma yerleri, ne dekor-kostüm işlikleri. Şaşırtıcı gelmesin ya,  Anakent ile İlçe Belediyeleri bir hayli “kültür-sanat merkezi” inşa etmiş de, ne sanatçısı ne kuruluşu var!
Belediye mülkü olan değerli bir yer yıkılıp boşalmıya görsün, bir “merkez” yükseliveriyor o boşlukta.  İzmir Belediyeleri bu tutkudan yana herhalde Türkiye’de birinci gelir. Salonları ve sahnelerinin  çok yönlü sanat etkinliklerine elverişli olmayışları bir yana, özellikle kent merkezindeki “merkezler” İzmir dışından gelen toplulukların işinde yarar.
“Devlet”in sanatçısı var, mülkü yok; “Yerel”in yeri var, sanatçısı yok!
Böyle bir gariplik Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay’ın “hayır”ına konu olur mu acaba?

* * *

Haberin Devamı

Ve yine acaba?
C.H.P. Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu “Biz insana yatırım yapacağız” demiş seçim konuşmalarında. İzmir Yerel Başkanları “yere” yatırım yaptıklarından Bakan Günay, İzmir’de “insan”a yatırım yapar mı acaba?
Niye olmasın!
İzmir, konservatuvarlarıyla her dalda sanatçı eğitimi veren, yetiştiren bir kent; sanatçısı da işsiz, boşta gezen bir kent. Türkiye’nin çeşitli illerindeki konservatuvarları bitirip “diplomalı sanatçı” olan çoğu gencin ortak alınyazısı bu. Gönül ver, yeteneğinle seçil, yılların eğitimle geçsin; sonunda ya elinde çalınmaya çalınmaya sesi körleşmiş bir saz ya da sahne tozunu yutmaya yutmaya kısılmış bir ses ya da artık yürümekten başka işe yaramayan o büyüsü yitip gitmiş adımlarla boşlukta kal.
Bu yazgı değişmez mi? Değişir.
Şu “devlet” olmakla “yerel” olmanın tuhaf çelişkisi bir “hayır” ile öylesine hemen değişir ki!
Ama nasıl?
Yerim dar kaldığından söyleyemedim. Haftaya diyelim. Dinleyen olursa!

Yazarın Tüm Yazıları