Atatürk'ün 15 bin dolarlık yemek tadıcısı

ATATÜRK'ün ölümünden sonra, 11 Kasım 1938 tarihli The New York Times gazetesinde yayınlanan Askeri Kahraman Atatürk Devleşen Bir Devlet Yarattı başlıklı yazının bir bölümünde ilgi çekici bir bilgi vardı:

‘‘Yemek tadıcısı vardı.

Ancak Atatürk bir anlamda geleneksel bir Türk olmaktan kurtulamadı:

Yemeklerini tadan resmi bir görevli çalıştırıyordu. Kendisine hizmet eden Muhammed Mouhi, günde iki saat çalışarak yılda 15 bin dolar kazanıyordu.

Muhammed'in görevi Atatürk için hazırlanan tüm yemekler ve içeceklerin tadına iyice bakmaktı.

Bu işlem bittikten sonra yemekler bir saat kadar sıcak bir masada tutulurdu. Eğer Muhammed bu süre zarfında ölmezse, diktatör yemeğini yer, içeceğini içerdi.’’

Haberin doğruluk derecesini araştırmak, elbette Atatürk araştırmacılarına düşer. Bununla ilgili bir yalanlama, bir düzeltme olup olmadığını da bilmiyorum.

Ben gazeteden bu ilginç cümleleri alıntıladım.

Atatürk hakkında iki farklı kitap yayımlandı:

Biri Nuri M.Çolakoğlu'nun hazırladığı Kasım 1938 Dünya Basınında Atatürk. Hürriyet Arşivinden dizisinde yayınlandı.

Diğeri Can Dündar ve Ülkem Özge Sevgililer'in hazırladığı Mustafa Kemal Aramızda. O da Hürriyet Arşivinden dizisinde Doğan Kitap tarafından yayınlandı.

Çolakoğlu'nun hazırladığı kitabın başında Çolakoğlu'nun, Haluk Ülman'ın, Can Dündar-Bülent Çaplı'nın yazıları yer alıyor.

Ülman'ın yazısını okuyun, çünkü Atatürk öldüğünde, dünyadaki cepheler nasıldı, ülkelerin durumu ne haldeydi sorularına yanıt bulursunuz, bir uzmandan dönemin bütün dış politika haritasını önünüze serebilirsiniz.

Sık sık yetmiş iki millet sözünü söyleriz, dilimize pelesenk olmuş bir sözdür.

İşte Dünya Basınında Atatürk'teki yazılar bir ölümün ardından, duygu ve düşünce tazeliğiyle yazılmış örneklerdir.

Türkiye'yi yeniden yaratan bir lidere bakışın önemli belgeleridir bunlar. Yıllar arasından Atatürk incelemesi yapan herkes, o günü/günleri dile getiren bu yazıları okumalıdır:

Ne var ki, bu tür kitaplar, kütüphanelerimizin vazgeçilmez belge çalışmalarıdır.

Kuşaktan kuşağa armağan edilecek bir derleme.

YAŞAYAN ATATÜRK

Mustafa Kemal Aramızda kitabının başına yazdığı Sunuş'ta Vuslat Doğan Sabancı, ‘‘Türkiye'nin en köklü kurumsal geçmişine sahip yayın organı olan Hürriyet Gazetesi, zengin arşiviyle de her zaman ilgi çekmiştir. Hürriyet olarak, bu zengin arşivi gün ışığına çıkarmak için sistemli bir çaba içersindeyiz’’ diyor.

Can Dündar, Önsöz'üne şöyle başlıyor:

‘‘Farkında mısınız, sivilleşti Atatürk....’’

Mustafa Kemal Aramızda, Atatürk'ün çeşitli yerlerde, çeşitli nedenlerle yaptığı konuşmalardan, anılardan, izlenimlerden oluşuyor.

Gerçekten de bunlardan hoş bir Atatürk portresi çıkıyor.

Atatürk'ün kişiliğine değişik bir yaklaşım.

Kasım 1938 Dünya Basınında Atatürk


THE TIMES Cesur realist

Türkiye'yi ziyaret eden çoğu Avrupalı'nın aksine bu cesur realist, renkli hayallere kapılmıyordu. Ne İstanbul'un cami ve imamları, ne Padişahın etrafındaki İttihat ve Terakki döneminde bile varolmayı sergileyen devletler, ne de saraya göz dikenler arasında tüm otoritesini yitirmiş 'kafesteki halife'yi İslam’ın kaderini tayin eden kişi olarak göstermeyi amaçlayan dincilerin hayalleri ona çekici geliyordu.

EVENING STANDARD

Hem Garibaldi, hem Cavour

'Risorgimento' döneminin İtalyan lideri gibi, yabancıları topraklarından attı ancak onlar gibi tek bir rol üstlenmedi. O hem komplocu Mazzini, hem gerilla lideri Garibaldi, hem de devlet adamı Cavour idi.

DAILY EXPRESS

Yerimi alacak binlerce insan var

Altı yıl önce, herkes gibi ölümlü olduğunu fark etti. Devrin İngiliz Büyükelçisi Sir George Clerk'e, ölümden bahsetmişti. ‘‘Ölürsem’’ demişti; ‘‘yerimi alacak binlerce insan var.’’ George diplomatik bir incelikte yanıtladı ‘‘Ekselansları, binlerce kez abartıyor.’’

THE WASHINGTON POST

Ülkesine başının çaresine bakmayı öğretti

Büyük riskleri soğukkanlılıkla kabullenme özelliği biraz da maceraya duyduğu katıksız tutkudan kaynaklanıyor ama, Kemal her zaman aldığı riskten ne gibi somut yarar sağlayabileceğini hesaplıyordu.

FRANKFURTER ZEITUNG

Hayalet hikayelerine paydos

‘‘Bizim politikamızı ne duygular ne de hayaller etkilemelidir. Bize geçmişte çok şey kaybettiren hayalet hikayelerine artık paydos. Sadece bir tek prensibi tanıyoruz: Tüm problemleri Türklerin gözünden görmek ve Türk çıkarlarını korumak.’’ O arkasında büyük ama içinde hálá gerçekleştirilmesi gereken bir çok ödevi barındıran bir miras bırakıyor.

KATHİMERİNİ

Kemal Türkiye'nin babası

Türkiye, dağları delmeli, en derinlerde bile olsa, arayıp bulacağı en değerli taştan, Kemal Atatürk'ün heykelini yapmalıdır. Çünkü Türkiye, dost-düşman herkesin kıskandığı, hayran kaldığı bir insana sahip olma şansına kavuşmuştu. Onun ölümü, bütün dünya uygarlığı için büyük bir kayıptır.

MUSTAFA KEMAL ARAMIZDA TEK KOLLU HAYALET

Birkaç ses, benim de şiir okumamı istedi. Kendisi de emir buyurdular. Küçük cep defterimi çıkardım. Orada beğendiğim şiirler yazılıdır. Bilmem neden Názım Hikmet'in ‘‘Kırk Haramilerin Esiri’’ isimli manzumesini okuyorum.

Dikkatli dikkatli dinledi ve manzume bitince ne beğenmek ne beğenmemek, dakikalarca ve dakikalarca dalıp gitti. Anadolu kıyamının ilk zamanlarını sembolleştiren o manzumede vatanı temsil eden kahramanın bir kolu kesilir ve cellat öteki kolu da kesmek isterken balta birdenbire esirin elinde parıldar. Şef'in gözleri, belli, tek kollu o hayalete dalmıştı.

Tek kollu hayalet!..

Yahut ülke ülke parçalanan vatan...

Neleri ve neleri düşünüyor?

Belki daha üç-dört gün evvel ‘‘Kırk asırlık Türk yurdu’’ dediği ve karşı sahilden dağlarının silüeti görünen Antakya'yı, belki doğduğu Selanik'i, belki o kadar iyi bildiği Türk Rumeli'yi belki...

Keşke okumasaydım.

(İsmail Habib Sevük)

İZMİR'DE OLMAZDI

‘‘Şapka giymek için neden Anadolu'nun en çok bağnaz görünen bir bölgesini seçtiğini sormuştum. Dedi ki:

- O tarafa ilk defa gidiyorum. Halk o kadar beni görmek merakındaydı ki, başımda ne ile görse öyle kabul edecekti. İzmir tarafına gitseydim, yalnız şapka görürlerdi.’’

(Falih Rıfkı Atay)


DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİ


Önce Çizgi Vardı - Çizgide 60. YılTurhan SelçukCumhuriyet Kitapları

Portreler Lütfi ÖzkökDünya Kitap

Ölümün Yakasına İliştirilmiş Hayatlar Coşkun AralAlkım

Nietzsche'nin Son Rüyası Joachim Köhler - Çeviren: Aysal BoraDoğan Kitap

Da Vinci Şifresi Dan Brown - Çev. Petek DemirAltın Kitaplar
Yazarın Tüm Yazıları