Aşk'ın hikayesi Biz zamanlar bir ada varmış.

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Kibir, Mutluluk, Bilgi ve bu hikayede ismi geçen diğerleri hep bu adada yaşarmış. Ve tabii ki Aşk. Bir gün, her nasılsa, adanın batmakta olduğu anlaşılmış. Bir panik, bir panik! Müthiş bir arbede yaşanmış.

Herkes adayı terk etmek için yollar aramaya başlamış:

Sandallar hazırlanmış, filikalar adaya yanaşmış, ayrıca tekneler ve yelkenliler de varmış.

* * *

Herkes adayı birbir terk ediyor ya...

Aşk direniyormuş!

Bir türlü gitmek istemiyormuş.

Böyle de keçiymiş.

* * *

Ada neredeyse battığı zaman ise...

Anlamış ki Aşk, ne yapsa nafile...

Yardım istemeye karar vermiş.

İşte o sırada şişman Zenginlik'i görmüş, kendisi gibi şişman olan bir tekneye yerleşmekteymiş.

Aşk, en masum haliyle:

- Beni de yanına alır mısın Zenginlik? demiş.

Zenginlik cevap vermiş:

- Çok isterdim ama alamam, biliyor musun teknemde çok fazla pırlanta ve elmas var ben onlardan vazgeçemem. Beni anlıyorsun değil mi, senin için yerim yok Aşk, belki başka sefere demiş.

* * *

Aşk, bu sefer de çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemeye karar vermiş.

Biraz ürkekçe:

- Kibirciğim bari sen bana yardım et, demiş.

Kibir de:

- Edemem Aşk, sen sırılsıklamsın, tüm buraları ıslatırsın, hem sen benim başıma iş açarsın demiş.

Üzüntü de yakınlardaymış.

Aşk yılmamış, usulca ona yaklaşmış:

- Seninle gelsem Üzüntü, olmaz mı? diye fısıldamış.

- O kadar üzgünüm kü Aşk, yalnız kalmaya ihtiyacım var diye yanıtlamış Üzüntü.

Mutluluk da o sırada Aşk'ın yanından gelmiş geçmiş.

* * *

Tam umudunu yitirdiği anda Aşk...

Birden bir ses işitmiş:

- Gel Aşk! Ben seni yanıma alacağım.

Bu sesin sahibi Aşk'tan daha yaşlı biriymiş.

Ama Aşk kendini o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş, o kadar kendinden geçmiş ki, kendisini yanına alan bu kişinin kim olduğunu sormayı o sırada akıl edememiş. Zaten Aşk'ın aklı hiç bir zaman başında değilmiş! Yeni bir kara parçasına vardıklarında, yani kurtulduklarında, Aşk'a yardım eden o kişi yoluna devam etmiş. İşte o sırada bizimki, ona ne kadar da minnettar kaldığını fark edip, koştura koştura Bilgi'yi bulmuş ve sormuş:

- Kimdi o bana yardım eden?

Bilgi cevap vermiş:

- O Zaman idi.

Aşk da demiş ki:

- Peki ama bana neden bana yardım etti?

Bilgi gülümsemiş:

- Çünkü sadece Zaman, Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir!

Hamiş: Bu da böyle bir hikayeydi, evet evet pek bir derindi, orjinal metin bana ait değildi, biraz eklemeler yaptım tabii, Çiğdem Görenel yollamış, kendisine teşekkür ediyor, hepinize bol Aşk'lı Zaman'lar diliyorum.

Erkenci bebeklere kutlama

Amerikan Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi'nde yaşama döndürülen erkenci prematüre bebekler, Divan Oteli'ndeki kutlamada bir araya geldi. Kuruluşunun ikinci yıldönümünü kutlayan Yoğun Bakım Ünitesi'ndeki partiye katılan 279 bebek renkli renkli görüntülere neden oldu.

10 yataklı Yenidoğan Yoğun Bakım Sorumlusu Uzmanı Dr. Gülnihal Şarman, prematüre bebeklerin genel sağ kalma oranının yüzde 95'i bulduğunu söyledi. 1500 gramın altındaki bebeklerde sağ kalma oranının yüzde 90'lara ulaştığını belirten Dr. Şarman, ‘‘Ünitemiz hastalarının yarısını çoğul gebeliklerin sık görüldüğü mikroenjeksiyon sonucu doğan ikiz ve üçüz bebekler oluşturuyor. Uzman kalp cerrahisi grubunun da işbirliğiyle ünitede bugüne dek doğumsal kalp hastalığı tanısıyla yatırılan 9 bebeğe başarılı girişimler uygulandı’’ dedi. Dr. Şarman, ünitelerinde kalan bebeklerin ‘kanguru bakım’ı denilen yöntemle, anne ve babasının kucağına verilerek ten temasıyla olumlu sonuçların sağlandığını söyledi. Dr. Pınar Dayanıklı, prematüreliğe bağlı belli başlı komplikasyonlardan olan retina hastalığının 1500 gramın altındaki bebeklerde yüzde 5.5 oranında saptandığını ve lazer tedavisi uygulandığını söyledi. Dr. Göhkan Mamur da 10 Ağustos'da gebeliğin 27'inci haftasında, 650 gram ağırlığında, 33.5 santimetre boyunda doğan Zeynep Hazal Ceylan bebeğin yaşatılması macerasını duygulanarak anlattı. Dr. Mamur, 66 gün yoğun bakımda kalan minik Zeynep Hazal'ın solunum, dolaşım, sindirim, sinir ve kan sistemlerindeki sorunların kendi gücü, ailesinin sevgisi ve modern tıp onaklaklarıyla teker teker çözüldüğünü söyledi. Ünite ekibi, aileler ve bebekler pasta kestiler.

Yazarın Tüm Yazıları