Aşırı uçtakilerden gezi öyküleri

Bir hareketin tartışılabilmesi için, muhakkak edebiyatta yer alması gerekir. Edebiyatçıların yorumu, katılan ya da katılmayan herkesin algılaması için en gerekli yoldur. Gezi Parkı öyküleri bu açıdan bir önem taşıyor.

Haberin Devamı

Bir olay, bir hareket, bir protesto kâğıda geçmedikçe unutulur gider.
Bir hareketin tartışılabilmesi için, muhakkak edebiyatta yer alması gerekir. İnanıyorum ki ilerideki zamanda yeni öyküleri, hatta romanları bile yazılacak Gezi Parkı’nın.
Edebiyatçı yazmadıkça, eylemlerin etkisi, niçin yapıldığı sorularının yanıtları silinip gider. Daha doğrusu gündelik hayata ne kadar sirayet ettiği tam olarak anlaşılamaz...
Gezi Parkı öyküleri bu açıdan bir önem taşıyor. Edebiyatçıların yorumu, katılan ya da katılmayan herkesin algılaması için en gerekli yoldur.
Türkiye’deki siyasal, toplumsal bütün haraketler edebiyata geçti, çünkü o olayların mağdurları, tanıkları arasında edebiyatçılar da vardı. Bu çapta olaylar, romana, öyküye, şiire geçtiği oranda iz bırakır.
Kadir Yüksel’in hazırladığı ‘Bağzı Şeylere Öyküler’in kapağındaki altyazı şu: 28 Yazardan Gezi Parkı Öyküleri.
Kitapta öyküleri yer alan yazarlar kimler?
Ferit Edgü, Necati Tosuner, İlhan Durusel, Zafer Doruk, Celal İlhan, Remzi Karabulut, Kerem Işık, Özcan Öztürk, Türker Ayyıldız, Sinan Sülün, Mahir Ünsal Eriş, Fuat Sevimay, Zeynep Ünal, Vuslat Çamlerten, Adnan Özyalçıner, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Tansu M. Gülaydın, Aziz Gökdemir, Hakan Bıçakcı, Gamze Güller, Zeynep Sönmez, Berna Durmaz, Mehmet Fırat Pürselim, Şenay Eroğlu Aksoy, Onur Çalı, Hakkı İnanç, Murat Taş, Semih Öztürk.
Gerçeklikle duyarlığın, yazar sorumluluğunun izlerini taşıyor bu öyküler.
İleride yazılacak bilimsel ve edebî kitaplarda, hiç kuşkusuz edebiyatçıların emeği fazlasıyla değerlendirilecektir.
Kadir Yüksel’in ‘Öyküyü O Gençler Yazdılar’ı, kitaba bir hazırlık niteliği taşıyor:
“İki ağacın köklerinin ne kadar güçlü olduğunu, sökülmeye çalışıldığında nasıl da dirençli olduğunu görmek hepimizi sarstı, silkeledi, kendimize getirdi.
Asıl öyküyü o gençler yazdılar... En ustalıklı öyküyü, en acemi sanılan elleriyle yazdılar. Hepimize okumak düşüyor, dönüp dönüp yeniden okumak. Gençlerin sokakta yazdıklarını okudukça genç kalmak...”

GEZİ-YORUM

Haberin Devamı

Gezi Parkı üzerine birçok gazete, dergi yazısı okudum. Nice makaleleri hatmettim ama hiçbiri Ferit Edgü’nun Gezi-Yorum şiir öyküsü kadar etkilemedi.Her şeyi, hareketin özünü, anlamını, çıkış noktasını, tarihî seyir içindeki yerini çok daha derinden algılayacaksınız bunu okuduktan sonra. Birlikte okuyalım:
Herşey bir ilkle başlar:
Şiir bir sözcükle
Aşk bir dokunuşla
Gelecek bir adımla.
Unutma
Hiçbir güç senden daha
Güçlü değil.
Onlar geçmişi inşa etmek istiyor
Gençlik ise yepyeni bir geleceği.
Dün dündür bugünse yarın
Her gecenin bir sabahı vardır
Bu ülkede bile.
Oturmayın
Geleceğiniz için gezi-nin.
...Ve bir anı: De Gaulle 1968 gençliğine
“Maskaralar” dedi.
Ama sonunda evinin yolunu tutan
O oldu!
Yazarların Gezi Parkı ile ilgili öyküleri, aynı olayı edebiyatçıların değişik yorumlamalarını içermesi bakımından, sınırlı düşünmeyi, yorumlamayı sınırsızlığa dönüştürüyor.
Olayın yazarları etkileyen yanı, sadece siyasal, toplumsal olmaları değil. Genç kuşağın kalkıştığı bir özgürlük, yeniliği arama çabası özelliği.
Adnan Özyalçıner, gerçekle gerçeküstülüğü bir arada yakalamış öyküsünde:
“Park benim gibi her yerden gelen genç yaşlı, kadın erkek insanlarla dopdoluydu. Çadırlar kurulmuş, ağaçların altına oturulmuştu. İş makineleri parktan uzaklaştırılmıştı. Bütün ağaçlar, rengârenk çiçekler, yemyeşil çimenlikler parkın masmavi gökyüzüyle uçuşup duran kuşlarıyla birlikte koruma altına alınmıştı.
Bugün direnişin onuncu günü. Ağaçlarla, çiçeklerle, insanlarla, gökyüzüyle, kimisi yaralanmış uçamıyor olsa da kuşlarla iç içeyiz. Ben artık buradayım. Mahalleye dönmüyorum.”
Hakan Bıçakçı
da bir gözlemin, tanıklığın, sıcak bölgenin çağrışımlarını yansıtıyor:
“Öksürerek ilerledim. Ne maskem vardı, ne gözlüğüm, ne solüsyonum, ne üzerimde beş kuruş param...Çırılçıplaktım sanki. Yürümeye devam ettim. Meydan sakindi. Mağazalar, restoranlar, büfeler kapalıydı. Hatta oteller bile... Kepenkleri açık olan tek yer ilerdeki teknoloji mağazasıydı. Vitrinindeki son model, incecik ama kocaman siyah televizyonlar ışıl ışıldı.”
Hepsi ‘aşırı uçtan’, ‘marjinal’ yazarların, aşırı uçtaki marjinal çapulculara ve onların yaptıklarının yarattığı etkiye dair öyküler. İnanıyorum ki Gezi Parkı daha çok şey yazdıracaktır yazarlarımıza...

Haberin Devamı

Bağzı Şeylere Öyküler – 28 Yazardan Gezi Parkı Öyküleri
Haz.: Kadir Yüksel
Aylak Adam Yayınları

Doğan Hızlan’ın seçtikleri

İsmail Saymaz
Sözde Terörist
İletişim

Maksim Gorki
Çocukluğum
Can

Cem Selcen
Tek Kişilik Din
Sel

Edith Wharton
İki Kız Kardeş
Kırmızı Kedi

Yazarın Tüm Yazıları