Ankara’dan dönerken...

BİRKAÇ gün Ankara’daydım. Sanatçılarla birlikte yaşanan güzel saatler, “özlenmiş” uzun sohbetler ve saire...

Haberin Devamı

Sizlerle paylaşılacak küçük öyküler getirdim yedeğimde:

* * *

Bir enstrümanı, yaşama biçimi ile bütünleştiren kendisiyle barışık gerçek sanatçılar, “çalgıcılık yapıyoruz” diye alttan alır ve bu yüzden hep üstte kalırlar. Bu dostlarımdan küçük bir grup, bütün zamanların lokomotif sektörü sayılan konut piyasasında, son zamanların gösterişli projelerinden birinin açılışına davet edilmiş; müzik yapmaları için... Akort, sahne düzeni gibi hazırlıklar sürerken de kendi aralarında, satışa sunulan lüks villaların fiyatını tahmin etmeye çalışıyorlarmış. Tartışmaya, dudak uçuklatan, bol sıfırlı bir bedel telaffuz ederek ve elindeki altın anahtarlığı sallayarak katılmış “site sakinleri”nden biri: (çalgıcılıklarını ima ederek) “Oooo” demiş, “Çok para; öyle çalmayla alamazsınız...” Arkadaşlarımdan “sakinliği ve çelebiliği ile ünlü” biri, “Duramadım ve bu beye mecburen cevap vermek zorunda kaldım” diye anlatıyor cahillik ve görgüsüzlüğe atılan tokadı:
“Yanılıyorsunuz, bizler de ancak çalmayla alınabileceğini düşünüyoruz...”

Haberin Devamı

İzmir’deki “var”lar ve “yok”lar...

Ankara Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu, geçtiğimiz perşembe akşamı, açılış konseri ile müzikseverlere “merhaba” dedi; oradaydım. İlk gecenin repertuvarı, “Şevkî Bey’in eserleri”ne ayrılmıştı. İzmir’deki Elhamra Sahnesi’ni çağrıştıran Devlet Resim Heykel Müzesi Konser Salonu’nda heyecan verici bir “güldeste” dinledik. İzmir için “şarkılardan fal tuttum”. Sevgili Deniz Sipahi’nin “iflâh olmaz iyimserliğim” dediği samimi ruh halini destekleyen bir eser çıktı.

* * *

“Emel-i meyl-i vefâ sende de var, bende de var
Heves-i ayş-ü safâ sende de var, bende de var
Zâil olmaz dil-i âşüftemizin sevdâsı
Tâb-ı meyyâl-i hevâ sende de var, bende de var.

Arayıp yâr-i vefâdarı gönül bulsa bile
Dil-i firkâtzedemiz vâsıl-ı bezm olsa bile
Bilemem aşkımız olmaz
yine zâil bizden
Bu tabiat ne aceb sende de var, bende de var...”

* * *

Bu Bayâti bestenin güfte sahibi bilinmiyor. Ama zaten benim İzmir’i yönetenlere bakınca aklıma gelen güfte bu değildi. “İflah olmaz muhalifliğim”in çağrıştırdığı “devam satırları”nı saklamak da benim samimiyetime yakışmaz diye düşünürüm:

* * *

Haberin Devamı

“Emel-i aşk-ı hevâ, sende de yok, bende de yok
Heves-i naz-ü edâ, sende de yok, bende de yok
Dilde asar-ı safa, sende de yok, bende de yok
Çünkü ümmid-i vefâ, sende de yok, bende de yok

Susalım dinle beni, vazgeçelim sevdâdan
Ne çıkar sanki, kuru lâf ile vaveylâdan
Cezb-i dilse, ne gâm-ı aşkı garaz icradan
Öyle bir tatlı sedâ, sende de yok, bende de yok...”

Yazarın Tüm Yazıları