ANGİAD: O suların markaları açıklansın

Sağlık Komisyonundan Sorumlu ANGİAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. A.Buğra Buyrukçu’nun bu konudaki açıklaması söyle:
Yapılan tahlillerde hayvan ve insan dışkılarında bulunan bakterilere rastlanan su firmalarını bilmek en doğal hakkımız.
Gıda hilecilerinin teşhiri halk sağlığı için büyük önem taşıyor. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bozuk gıdalara yönelik çalışmalarını, halk sağlığını tehdit eden firmaları teşhir etmesini takdirle izliyoruz.

Aynı davranışı bekliyoruz

Aynı davranışı Sağlık Bakanlığı’ndan da bekliyoruz. İstanbul’da 55 farklı su markasına ait damacana sularının 41’inde hayvan ve insan dışkılarında bulunan bakteriler çıktı. Bu vahim bir tablodur. Bugün kentlerde damacana suların girmediği ev yok denecek kadar azdır. Zehirli sular yaşamımızı tehdit etmektedir.
İçme sularını kirleten hileciler her gün on binlerce zehirli damacanayı evlere-işyerlerine servis ediyor, buna mutlaka “dur” denilmesi gerekli. Sağlık Bakanlığı’nın olaya el koyduğunu, söz konusu firmaları yakın takibe aldığını biliyoruz. Ancak kesinlikle bu takip çok zaman almamalı, biran evvel sonuçlandırılmalıdır. Suyunda zehirli bakterilere rastlanan firmalar kesinlikle açıklanmalı, teşhir edilmelidir. Tahlili yapılan sular ünlü firmaların taklidi ise bu daha da vahimdir. İnsan sağlığını direkt ilgilendiren bu konuda kaybedilecek bir gün bile yoktur ve derhal harekete geçilmelidir.
Özellikle 19 litrelik damacana suları uzun yıllardır tartışma konusu. İnsan sağlığına zararlı olup olmadığı yıllardır konuşulan damacanaların özellikle dolum esnasında hijyen kurallarına fazlasıyla riayet edilmeli, ciddi biçimde denetim altına alınmalıdır. Üretim sahası hijyenik olmayan dolum tesislerinin muntazam denetimden yoksun oluşu, halk sağlığı için önemli tehdittir. Markası ne olursa olsun, bizlerin sağlığını bozacak her firma bunun cezasını çekmeli, kamuoyu da sağlığıyla oynayan hilecileri bilerek ona göre adımını atmalıdır.

KISA... KISA...

EMEK Mahallesi Bosna Hersek, Bişkek ve Azerbaycan Caddeleri özellikle akşamları bu bölgedeki lokantaların bacalarından çevreye yayılan aşırı duman ve yağ kokusu ile kaplanmaktadır. Rüzgar olmayan ya da rüzgarın ters estiği zamanlarda lokantaların civarındaki evlerde bırakın balkonda oturmayı, camlar kapalı olmasına rağmen evlerin içi yanık yağ kokusuyla dolmaktadır. Acaba belediyeler bu tip işyerlerinin bacalarına filtre takmaları veya bizim bilmediğimiz bir çözüm getirmeleri konusunda işyeri sahiplerini uyaramıyorlar mı?
L. A.