‘High As Hope’ ile gelen huzur

Florence + The Machine’i ilk keşfetmem 2009 senesine kadar uzanıyor.

Haberin Devamı

O dönemde en çok dinlediğim iki şarkıdan biriydi ‘Dog Days Are Over’. Tam anlamıyla kendimi Ally Mcbeal dünyasında sanıyordum şarkı her çaldığında. Bana anlamadığım bir şekilde motivasyon veren bir şarkıydı ‘Dog Days Are Over’. Hala bugün bile aynı enerjiyi hissediyorum şarkıyı her dinlediğimde.

İlk albüm ‘Lungs’ daha sonra ‘Ceremonials’ ve ardından sıfatlar yetmeyecek dev albüm ‘How Big, How Blue, How Beautiful’ geldi. Şimdi ise 4. Stüdyo albümüyle yeniden yüzümü güldüren kızıl saçlı İngiliz hanım ‘High As Hope’ ile yeniden bizlerle.

Bir önceki albümü ‘How Big, How Blue, How Beautiful’ kalp kırıklığı teması üzerine örülmüşken Florence bu albümde daha çok yalnızlığını ele almış. Hani her albüm sonrasında ‘bu albüm çok kişisel oldu’ der ya sanatçılar, Florence ‘diğer albümler de beni anlatıyordu elbette ama en çok ‘High As Hope’ tam anlamıyla beni özetliyor’ demiş. Yalnızlığını, kendini dinleyip anlamasını açık seçik şarkılara aktarmak kendi deyimiyle bir uyanış olmuş. İnsanların ‘bu benim de başıma geldi’ dediği, kendine ortak hissettiği durumların aslında bir anlamda iyileşmenin bir parçası olduğunu fark etmiş ‘High As Hope’u yazarken.

Haberin Devamı

‘High As Hope’ ile gelen huzur

‘High As Hope’ Nasıl Oluştu?

Aslında albümün adına ‘The End of love’ (aşkın sonu) olarak koymayı düşündüğünü belirten Florence, takıntılı bir şekilde sevmenin sonuna gelmekle alakalı bir başlık olarak bu ismi kullanmak istediğini belirtmiş. Bu sebeple de albümün adını ‘High As Hope’ yapmaya karar vermiş. Florence, ‘How Big, How Blue, How Beautiful’ albümünü yaparken, çektiği aşk acısının kendisini nasıl daha da körüklediğini, neden daha çok içtiğini, daha çok kendisine acı çektirdiğini anlatırken, bu albümde çektiği acıların kendi kendiliğinden geçtiğini anlatmak istemiş. Diğer bir deyişle zaman ile bazı durumların kendiliğinden geçtiğini, yaş almakla bazı şeylerin daha anlaşılır olduğunu fark ettiğini belirtmiş.

‘Bu albümü yazarken hiç zorlanmadım’ diyen sanatçı, şarkıların deyim yerindeyse su gibi kendisine aktığını söylüyor. ‘High As Hope’ ile yeniden neşeyi ve mutluluğu bulduğunu belirtirken, çok hızlı ve sabırsız çalışan biri olduğundan biraz şikâyetçiymiş. Şarkıların demolarını bir oturuşta yazan Florence, daha sonra stüdyoda bestelerini yaparken çok hızlı ve dağınık çalışıp, çaldığı enstrümanların aynı ivedilikle kaydedilmesi gerektiği için biraz huysuz olduğunu itiraf etmiş. Bu süreçte birlikte çalıştığı kayıt mühendisinin ‘High As Hope’ boyunca tam anlamıyla kendisine büyük bir sabırla tahammül ettiğini belirtirken diğer yandan da bu şekilde çalışma halinin bir anlamda büyük bir özgürlük olduğunu, ilk albümünden beri bu şekilde çalıştığını söylemiş.

Haberin Devamı

Florence Welch önceki albümlerinde bazı işleri başkalarına devrederken kendisinin ağırlıklı olarak şarkıların alt yapısıyla, sözleriyle ve bestesiyle ilgilendiğini belirtirken, bu albümde albümün uçtan uca her ince detayıyla ilgilendiğini söylüyor.

Albümdeki ‘Hunger’ şarkısı aslen bir şiirden şarkıya dönüşmüş. Welch, içindeki boşluğun üzerine düşünürken ‘Hunger’ı yazmış. Bazen kafamızdaki düşüncelerin tam bir cevabı olmasa da, ‘bir pop şarkısında bu fikirlere dans ederek de cevap bulabilirsin diye düşündüm’ demiş. Diğer yandan söz konusu şiir şarkıya dönüştüğünde ortaya çıkan çalışmanın bu kadar kişisel bir işe dönüşeceğini hiç tahmin etmediğini de eklemiş ve yine de albüme eklemekten hiç çekinmemiş.

Haberin Devamı

‘High As Hope’ ile gelen huzur

Patti Smith’e Şarkı: Patricia

Albümdeki ‘Patricia’ şarkısı Patti Smith’e yazılmış, bu sebeple de haliyle çok özel bir şarkı. Florence özellikle Patti Smith’in kendi hayatındaki yerini düşününce, bir anlamda onun için büyük bir kahraman olduğundan, ona bu şarkıyı yazarken çok çekindiğini belirtmiş.  Patti Smith’in büyük şöhretine rağmen, sade ve vakur bir insan oluşunun, hayatı her gün yaşarken küçücük şeylere dahi mucize olarak bakışının Florence’in vizyonuna büyük katkı sağladığını, bu şarkıyı yazarken de bütün bunları tekrar hissettiğini söylemiş.

Kariyerinin başlarında Florence Welch, popstar olmayı bir sürü davete ve partiye katılıp, her gün her gece eğlenceden eğlenceye koşmak olarak görüyormuş. Seneler içinde bunun aslında o kadar da eğlenceli olmadığını anlamış. Ünlü bir sima olmak, kırmızı halılar ve davetlerde boy göstermek zorunluluğunu kimi zaman beraberinde getirse de bunların yerine Welch aslında kitap okumak, arkadaşları ve ailesiyle birlikte olmak, bisikletine binip sakin ve huzurlu vakit geçirmenin daha büyük bir hazine olduğunu son senelerde farkına vardığını belirtmiş.

Haberin Devamı

Elbette bu kişisel uyanış, bir anlamda popstar hayatına doymakla gelen sakinlik, yeni şarkılar ve farklı bir iç huzurla dolu Florence yaratmış. Bir önceki albümü kadar deli dolu olmasa da, Florence’in sesi beni her daim mutlu ediyor. Yeni şarkıları kendisinin de belirttiği gibi daha huzur dolu. ‘High As Hope’ daha önceki Florence patlamalarından bir tutam uzak olsa da kendisinin sesine ve hikâye anlatışına hayranlığım bu albümde de perçinlendi.

Yıldızlar: June, Sky Full Of Song, Big God, South London Forever


Oscar’ımı verdim gitti:
Hunger, Patricia

Yeni albümü ‘High As Hope’un yayınlanmasıyla birlikte Florence Welch aynı zamanda ilk kitabı ‘Useless Magic’i de geçtiğimiz hafta piyasaya sürdü. Yeni albüm ve kitap derken elbette ufukta bir de yeni turne var. ‘High As Hope’ albümünün turnesi 12 Temmuz’da İspanya’da başlıyor. Sanatçı İspanya’nın hemen ardından Kanada ve Amerika’ya rotasını çevirerek sonbaharda anavatanı İngiltere’de turnesine devam edecek. 22 Kasım The O2 Arena konserinde Florence’ı nihayet canlı canlı izleyeceğim için resmen yaz hemen bitsin, sonbahar geçsin ve çabucak konser vakti gelsin istiyorum. 2019’un ilk aylarında Avustralya’yı turlayıp tekrar Avrupa’ya geçecek olan Florence + The Machine bu sene bu turne kapsamında yakalamak isteyenlere önemle duyurulur.

Yazarın Tüm Yazıları