Girişimcilik Neden Kamunun Öncelikleri Arasında Olmalı

Daha önceki köşe yazımda, Türkiye’nin Kalkınma Planı için davet edildiğim konseyden bahsetmiştim.

Haberin Devamı

Sanırım hayatımda ilk kez fiilen ülkeme yardım ettiğimi hissettiğim günlerden biriydi. Birçok konu konuştuk. Hem ScaleX olarak hazırladığımız detaylı araştırmadan hem de bu yoğun toplantıdan sonra en önemli konunun girişimciliğe daha stratejik bakılması gerektiği oldu.

Peki, girişimcilik bu seviyede ne ifade ediyor ve neden önemli?
Aslında ilk önce girişimciliği iyi tanımlamak gerekiyor. Bir girişim yatırımcısı olarak bu temel tanımın çok karıştırıldığını düşünüyorum. Çok kısa özetleyecek olursak girişimcilik, teknoloji üreten ve hızlı büyüme hedefi olan şirketlerdir. En kritik konu ise ölçeklenebilir olmalarıdır. Bu girişimleri önemli kılan en önemli nokta ise inovasyon, yarattıkları katma değer ve iş gücü. Eğer ülke olarak büyük hedeflerimiz varsa bunlara ulaşmak için en önemli araçlardan birisi olarak girişimciliği ilk sıralara koymalıyız. Hatta Schumpeter’e göre, bir ülkenin büyümesini gösteren şey o ülkenin girişimci kalitesiyle eşdeğer.

Bu kaliteyi arttırmak içinse girişimci ekosisteminin çalışması ve başarılı olması çok önemli. Aslında köküne baktığımızda iyi ekosistemlerin çoğunda devlet bir şekilde ilk adımların atılmasında önemli rol oynuyor. Örneğin Silikon Vadisi’nin ilk döneminde kamunun müşteri olması ve yatırımı, ilk kıvılcımları oluşturmakta çok rol oynadı.

3 Adımda Neler Yapabiliriz
ScaleX olarak ekosistemi detaylı analiz ettiğimiz bir araştırma yayınladık. Detaylıca ekosistemi analiz edip, önerilerimizi paylaştık. Kısaca eğer elimizdekileri iyi kullanırsak nasıl potansiyelimiz var şöyle özetleyebiliriz:

•“Ekosistem” etrafında farkındalık: Girişim ekosistemi dediğimiz aslında birbirinden bağımsız olmayan ve hatta birbirini çok etkileyen aktörlerden oluşuyor. Girişimciler ekosistemin elbette ana oyuncusu ama onların başarılı olması için yatırımcı, yetenek, destek sağlayan avukat ve muhasebe uzmanları gibi meslek gruplarının yanı sıra üniversiteler, müşteri olacak kurumlar, mentörler ve devlet önemli rol oynuyor. Ekosistemin gelişmesini ve başarılı olmasını sağlayan ise yarattığı başarı hikayeleri ve exit’ler. Örneğin; New York ekonomik olarak o kadar gelişmiş olmasına rağmen, Double Click’in 1 milyar dolar üzerine Google’a satılması üzerine ekosistem canlanıyor. Bu exit ile zenginleşenler, yatırım yapmaya, şirketin tüm yaşamını görenler başka girişimler kurmaya başlıyor.

• Başka pazarlara erişim: Türkiye, Dünya Bankası’nın 2016 değerlendirmesine göre, dünyanın en büyük 18. pazarı. Çoğu genç 80 milyon nüfusu ile pazar olarak çok önemli bir potansiyel taşıyor. Ancak diğer tarafta da orta büyüklükte pazar problemi yaşıyor. Peki, orta pazar problemi ne anlama geliyor? Başarılı olan ekosistemlere baktığımızda ya Amerika ve Çin gibi çok büyük pazarlar olduğunu ya da çok küçük olup ilk günden global düşündüklerini görüyoruz. Türkiye’de ne sadece yerel kalarak oluşturulabilecek kadar büyük ne de ilk günden global düşündürecek kadar küçük bir pazar olması strateji oluştururken doğru hedefler konmasının önüne geçebiliyor. Yapılması gereken ise Türkiye’de ortaya çıkarıp globalde ürününü satabilecek girişimler yaratmak. En güzel örneklerinden biri daha önceki fonumda yatırım yaptığım Insider. Yarattığı pazarlama teknoloji platformu ile 11 ülkede operasyonu ve müşterisi var. İnanılmaz bir başarı. Bir diğer örnek ise Opsgenie. Ankara’da Türk mühendislerin yazdığı ürünün tüm dünyada 3000 müşterisi var. Benim yatırımcılarından biri olduğum Picus ise yine Türk mühendislerinin yazdığı siber güvenlik ürünü ile global pazarda önemli talep görüyor. Insider, Opsgenie ve Picus Security gibi örneklerin sayısını arttırırsak, ekosistemimiz çok değişir.

• Yatırımı arttırma: Türkiye’nin girişimcilik konusunda hem yetenekli hem de istekli olduğunu kesin. Türkiye’den çok iyi fikirler çıkmasının yanı sıra yurtdışında da çok başarılı işler yapan Türkler var. Ancak yatırım tarafında çok büyük eksikliğimiz var. OECD Ülkerlerinde Gayri Safi Milli Hasılaya göre, VC yatırımı yüzde 0,46 iken ülkemizde bu rakam yalnızca yüzde 0,02. Bizden tam 23 kat daha fazla, gidecek çok yolumuz var. 

Martin Luther King’e saygıyla benim de girişimcilik ve ülkemiz için bir hayalim var: Teknolojisi bu ülkeden çıkan, yaptığı iş ve markasıyla dünya çapında çok büyük başarı hikayeleri yaratmak. Ve eminim bunu yapabilecek potansiyelimiz var.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları