Beni anlamaya ve kalbinde saklamaya çalış

Bugün hafta sonunuzu ısıtacak önemli bir konuyla giriş yapıyorum. Geçen gün okuduğum bir hastanenin sağlık makalesinde enteresan bir bilgi ile karşılaştım. Tabi ki bu bilgi her yerde olan bir bilgi ama ben başka bir bakış açısı ile anlam kazandırmaya çalışacağım.

Haberin Devamı

 

Yapılan araştırmalara göre kadın kalbi erkek kalbinden daha hızlı atıyormuş?

Bunu okuyunca çok dikkatimi çekti.

Önce bir tebessüm ettim.

Sonra kendi kendime eee yani dedim.

Ama sonra yaradılış matematiğine göre aynı olması gerekirdi, neden böyle diye düşündüm. Bugüne kadar aynı dinamiklere sahip olduğumuzu düşünüyordum.

Sonra bu yazıyı yazarken birden kalbim attığı için yazabildiğimi fark ettim.

Mesela sizde kalbiniz atarak okuyorsunuz, bunu düşünüyorum.

Düşündükçe kalbim daha hızlı atmaya başladı demesem yalan olur :)

Tamam, durun kızmayın bu meseleyi daha uzatmayacağım. Hemen toparlıyorum.

Düşünsenize bu ne harika bir mucize aslında.

O durduğu zaman hiçbir şey anlamlı olmayacak hayatta. Ama biz bunu hiç böyle düşünmüyoruz ki. O atmak zorunda gibi davranıyoruz. Bize bir iyilik yapıyor ama biz ona bu senin görevin diyoruz. 

Haberin Devamı

Kalbinin sesini dinle derlerken yalan söylemiş olamazlardı zaten.

Baksanıza tüm hikâye ona bağlı…

Peki, Düşünsenize birinin kalbinde olmak nasıl bir şeydir acaba?

Kalbin kimi için atıyor diye sorarlarsa sana ne diyeceksin?

Şimdi suratlar düştü dimi?

Yine sevimsiz bir soru.

Niye kimse kendim için demiyor?

Bir insanın kalbinde atıyor olabilmek ne büyük bir güzellik. Ya da milyonlarca insanın kalbinde kalabilmek nasıl bir lüks…

Şimdi biz kadınların hem de erkeklerin empati yapmasını sağlayacak bilimsel birkaç tespitimi paylaşıyorum. Bu maddelerden sonra daha iyi olacağımızı ve ona göre hareket edeceğimizi düşünüyorum.

1.maddeye göre; kadın kalbi erkeklere oranla daha küçükmüş. Ortalama kadınlarda 118 gramken erkeklerde bu oran 200 gram civarındaymış.

Yani buna bir yazar yorumu katmam gerekirse, alan olarak yerleri bizlere göre daha geniş olduğu için malum gereğini daha fazla sorgulamaya gerek bulmadım.

2.Maddeye baktığımda, kadınların kalp damarları daha inceymiş. Erkeklerin ki ise daha kalınmış. Aynı zamanda kadınların kalp damarları büzüşmeye daha meyilliymiş bu yüzden zaman zaman göğüs ağrılarının tanısı zor koyulabiliyormuş.

Haberin Devamı

Yazar yorumu eklemek gerekirse; kadınlar olaylara karşı daha hassas olurken erkekler damarların kalın olmasından kaynaklı sanırım daha anlayışsız olabiliyorlar diye düşünüp kendi kendimi de üzdüm biraz. Hanımların şu an “Ne olurdu Allah’ım aynı “milimetreye” sahip olsaydık dediğinizi duyar gibiyim.

3.Madde de kadınların kalbindeki hasar zor bulgu verirken hatta EKG ve efor testlerinde bile çıkmazken erkekler de bu hemen tespit edilebiliyormuş.

Yazar yorumu yapmak gerekirse: Kadınlar kalplerindekini güzel gizliyor ve ömür boyu onu özenle saklıyor ama erkekler çabuk yakalanıyor olabilirler.

4.Madde, en önemlisi kadınların kalbi erkeklere göre daha çok atarmış. Örneğin günlük ortalama kalp hızı erkeklerde 70-72 iken, kadınlarda 78-85 arası seyredermiş. Bu yüzden ritim bozukluğu şikâyeti genelde kadınlarda olurmuş. Kadın kalbi pıhtı oluşturmaya daha meyilliymiş.

Haberin Devamı

Yani yukarıdaki bilgilere dayanarak düşünsenize birbiri ile aynı işlevi gördüğünü düşündüğümüz bu mekanizma aslında birbirlerinden ne kadar farklı çalışıyor. Allah bunu yaratırken böyle yaratmış.

Erkek ve kadın arasında en büyük fark meğerse kalp atış frekansı ile başlıyormuş. Şimdi düşünüyorum da biz bir şeyleri heyecanlı heyecanlı anlatırken onların sakince neden suratımıza baktığını. Kadınların neden daha fazla öngörülü olduğunu. Başarılı erkeklerin arkalarında neden kadınlar olduğunu?

Biz aslında kalbimizdeki heyecanı sürekli dinamik tutarken onların bu kalp atışını bazen başka faktörlerle arttırmaya çalışmalarını,

ya da kadınlar erkeklerden daha kolay etkilenirken, o an için etkilendiklerini hızlı anladıkları için erkekten de birden aynı yükselişi neden beklediklerini?

Haberin Devamı

Bakıldığında o zaman Erkekler ’in kalp yavaş attığı için duruma bir türlü hızlı adapte olamıyor ve olayı anlayana kadar iş işten geçiyor.

Bu hikâye doğrudan beyinle bir ilişki kurmuyor mu sanıyorsunuz? Olay beyinde ve sonrasında da beyin ve kalple kurduğu bağlantıdaki öngörü ile son buluyor. Alın size tüm bilimsel açıklaması :)

Şu an hanımlar bir derin nefes alıp erkekler de rahatça kalbimiz yavaş atıyormuş biraz da genişmiş, tüh ya her şey bundanmış diye geri yaslanmasınlar.

Herkes usulüne uygun davransın diye yazdık bu yazıyı :)

Erkeklere demek istediğimiz geniş olan kalbinizi geniş yürekli kadınlara açın. Onların hassas kalbinin içine girmeyi başardıysanız ne büyük bir iş yapmışsınız bilemezsiniz.

Haberin Devamı

Kadınlara demek istediğimiz kalbinize kimi koyduğunuza çok dikkat edin. Çünkü hem yer dar hem damarlar ince güzelim kalbinizi yormayın. Kalbinizdeki coşkunuzu taşıyamayacak erkeklerle zaman kaybetmeyin. 

Dememiz o ki; Öncelikle kendi kalbinizi fethedin sonrası gelir…Kalbinizi koruduğunuz güzel bir hafta sonu dilerim…

Gökyüzünde neler oluyor?

23 ŞUBAT

Ay Terazi burcunda ilerliyor akşam saatlerinde Akrep burcuna geçiyor. Venüs-Plüton gezegenleri kavuşum sergiliyor. Aşkta ve ilişkilerde kontrol dışı gelişen olaylara her zaman müdahale edemeyeceğinizi unutmayın. Bazı durumlarda geri çekilip kabullenici olmak daha doğru olabilir. Şartlarınızı bugün asla zorlamayın.

 

Yazarın Tüm Yazıları