Altın köprü yıkılıyor mu

1995 yılında iki kardeş ülkenin cumhurbaşkanları tarafından kurulan ve ’altın köprü’ olarak nitelendirilen, o zamandan bugüne dek pek çok öğrenci yetiştiren Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi son günlerde adeta çatırdıyor.

Haberin Devamı

Manas Üniversitesi

Türkiye ve Kırgızistan üzerinden, eğitim yoluyla bütün dünyaya yayılması planlanan bilim sinerjisinin kaynağı olma iddiasını sürdüren Bişkek’teki Manas Üniversitesi oldukça başarılı 10 yılı aşan tarihinde şanssız bir dönemece girdi. Son birkaç aydır üniversite çalışanları arasında yaratılan ve üst yönetim tarafından körüklenen ayrılıkçı yaklaşımlar, önlem alınmaz ise, bugüne kadar güzel işlemiş ’altın köprü’ modelinin yıkılmasına yol açacaktır. Bu durum, sadece kuruluşundan bu yana farklı dönemlerde Manas Üniversitesi’nde çalışmış ve kuruma muhabbet duyanların emeklerinin heba olmasına neden olmakla kalmayacak, ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti’nin ciddi bir maddi ve manevi yatırım kaybına da neden olacaktır.

GÜNÜN SÖZÜ
"Suçtan kim kárlı çıkıyorsa, suçlu odur.
"
(Fransız sözü)

Haberin Devamı

Ortak üniversite için öngörülen yönetim biçimi rektörün ev sahibi ülkeden, rektör vekilinin ise misafir ülkeden olması şeklinde işlemektedir. Bu model son bir yıla kadar oldukça sorunsuz işlemiştir. O kadar ki, üniversitede çalışanlar için ’Manaslı’ olmak, hatta orada okuyan öğrenciler için ’Manaslı’ olmak bir gurur kaynağı haline gelmişti. Bu ortak inanç ve kurum kültürü ile yoğrulmuş olma üniversiteyi de uluslararası alanda saygın bir yere taşımaktaydı. Ancak maalesef son zamanlarda, üniversite biraz da yöneticilerin yaklaşım biçimiyle birlikte ’iki taraf’ olarak kesin ayrışmaya doğru gitmektedir.

Unutulmamalıdır ki iki ülke tarafından ortak olarak kurulmuş olan bir üniversitenin yönetim tarzı, tek ülkeye ait bir üniversitenin yönetim tarzına göre önemli farklar içermelidir. Bu noktada Manas Üniversitesi yöneticilerinin oldukça sağduyulu hareket etmeleri ve üniversite misyonuna uygun olarak, hatta ’dosta düşmana karşı’ yekvücut bir duruş sergilemeleri ve bunu hissetmeleri gerekmektedir.

TÜRK DÜNYASI YARA ALMASIN

Kendi alanlarında uzman bilim insanı olan ve gerek Türkiye’de gerek Kırgızistan’da şimdiye kadar önemli yöneticilik görevleri üstlenmiş olan rektör ve rektör vekilinin arasındaki doku uyuşmazlığının bahsedilen sorunlara yol açtığı anlaşılmaktadır. Kurucu ortak ve misafir ülke olan Türkiye’ye düşen, üniversite içinde havayı ayrımcılığa götüren ve insanları ’taraf’laşmaya iten ve bunun için adeta lobi yapan yönetim kademesini toptan gözden geçirmek, gerekirse kurumun ve bölgenin hassasiyetlerini de dikkate alan yeni bir yönetsel yapılanmayı özellikle misafir ülkece yapılan atamalar yoluyla gerçekleştirmektir.

Yaklaşık 15 yıllık bu üniversitede yetiştirdiğimiz ve yetiştireceğimiz Türk dünyasının evlatlarının geleceğini riske atacak ve gerek çalışanlara gerekse buradan yetişeceklere umut bağlayanlara birkaç yıl daha kaybettirecek bir yaklaşımdan şiddetle kaçınılmalı; üst yönetim atamasında çok titiz ve duyarlı hareket edilmelidir. Ömrünü Türk kardeşlerin dostluğuna adayan yöneticiler dedikodu mekanizmasıyla yıpratılmamalı, ortak üniversitenin yöneticileri geniş bir vizyona sahip ve uluslararası düzeyde yönetim tecrübesine sahip olanlardan seçilmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ve üniversitenin mütevelli heyeti sorunun acil ancak kalıcı çözümü için derhal meseleyi ele almalı ve gerekli uygulamaları yapmalıdırlar.
Prof. Dr. Şahin KARASAR

Çıldır 'Ümitsiz' göl sahipsiz kaldı

KARS üzerinden dün sabah Ardahan’a geçtik. DSP eski Ardahan milletvekili ve halk türküleri sanatçısı Faruk Demir ile Ardahanlılar Vakfı’nın yöreye yaptığı yardımları getirmiştik henüz... Demir, "Bölgeyi tanıman için benimle gelir misin?" demişti. Gezimizin amacı buydu. Ardahan’da ’Tekel 75 İlköğretim Okulu’nda ve mezun olduğu Çanağazı Köyü İlköğretim Okulu’ndaki yoksul çocuklara giysiler dağıtmıştık. Öğrencilerin mutluluğunu anlatmak mümkün değil tabii... Daha sonra Hanak’a geçtik; AKP’den yeni seçilen Belediye Başkanı Taşdemir Çoban’ı ziyaretten dönerken Ümit Kılıç’ın vefat ettiği haberini aldık.

Hiç ölmeyecek gibi yaşayan birisiydi Ümit... Kars ve Ardahan yörelerinin en etkin gazetecisiydi. DHA’ya yıllardır hizmet veriyordu. Onu, Çıldır Gölü’nün kıyısında annesi ’Gül Nine’nin pişirdiği sazan balığının tadını Sezen Aksu’dan Uğur Yücel’e, Reis Çelik’ten Doğan Hızlan’a kadar bilmeyen yoktu. Geniş bir dost çevresi vardı. Çıldır Gölü’nü dış dünyaya tanıtmak için uğraş verirken, Çıldır Gölü Koruma Derneği Başkanlığı’nı da yürütüyordu. Birçok kez de kaçak avlanmalara karşı çıktığı için dayak yemişti Ümit... Kamuoyu kendisini şu haber ve görüntülerinden tanır: Çıldır üzerindeki atlı kızaklar ve buz kırılarak yapılan balık avı ve Kaz Festivalleri...

Biz eğitim için bir şeyler yazmak isterken, bu acı olayla karşılaştık.

Keyfimiz kaçtı.

29 Mart seçimlerinden bir ay önce İstanbul’da birlikte olmuştuk; küçük kardeşi mimar Yüksel Kılıç’ın CHP’den Esenler belediye başkan adaylığı kampanyasını yürütüyordu. Ama orta kulak iltihabı sonucu Çapa Tıp Fakültesi’ne kaldırılmış ve 20 gündür komadaydı. Ardahan’daki dostları dün öğleden sonra acı haberi aldılar. Çıldır Gölü artık sahipsiz kalmıştı. Cenazesi bugün İstanbul Esenler’den kaldırılacak.

Biliyor musunuz

CHP’nin PM üyelerinin, milletvekillerinin, il başkanları ve sayıları 507’yi bulan büyükşehir, il, ilçe ve belde belediye başkanlarının yarın sabah Anıtkabir’i ziyaret ettikten sonra Deniz Baykal’ın ’seçim değerlendirmesi’ni dinleyeceklerini...

MESAJ PANOSU

Haberin Devamı

"SABİH Kanadoğlu’na ’Cumhuriyet Ödülü’ veren ve turp gibi sağlıklı görünen ÇYDD Başkanı Türkan Saylan, Ergenekon’un 12. dalgası sebebiyle televizyonlara ağır hasta görüntüsü vermişti" ifadesini kullanan Vakit Gazetesi’ne soruyorum: Peki geçen sene tekerlekli sandalye ile gezen Erbakan Hoca nerede?
Zafer YÖNDEM

BU
memlekette rahat etmek için öyle "Baba Beni Okula Gönder" gibi kampanyalar yürütmeyeceksin... Deniz Feneri gibi dernekler kurup vatandaşın parasını yürüteceksin...
Haldun ERTEM

Yazarın Tüm Yazıları