‘‘Alo’’dan başlayıp kablosuz internete






Deniz SİPAHİ
Haberin Devamı

TELEFONU açtığımızda niye ‘‘Alo’’ diyoruz biliyor musunuz?

Hemen hemen hergün kimbilir kaç kez kullandığımız ‘‘Alo’’ sözcüğü, gerçekte bir sevgilinin kısaltılmış adıdır.

Sevgilinin tam adı Allessandra Lolita Oswaldo'dur.

Bu sevimli genç kız telefonu icat eden Alexander Graham Bell'in sevgilisiydi.

Bell, telefonu icat edince ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti.

Atölyesinde telefon çalınca arayanın sevgilisinden başkası olamayacağını bildiği için Bell, telefonu açar açmaz ‘‘Allessandra Lolita Oswaldo’’ diyordu.

Bell, zamanla sevgilisine adını kısaltarak hitap etmeye başladı.

Telefonu her açışında onu ‘‘Ale Lol Os’’ diye karşıladı.

Çalışmaları uzadıkça Graham Bell, sevgilisinin adını daha da kısalttı iki heceli bir ad buldu.

Bu kısa ad ‘‘Alo’’ idi.

Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip tüm kente yaymaya çalıştığı telefondan başka birşey düşünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca, Graham Bell'i telefonuyla başbaşa bırakıp onu terketti.

Yaşlı Bell, sevgilisinin birgün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı.

Kentte çekilen telefon hatlarının sayısı da giderek artmaya başlamıştı.

Bell'i artık başka kişiler de arıyordu.

Fakat o telefonun her çalışında kendisini sevgilisinin aradığını sanarak telefonunu ‘‘Alo’’ diyerek açıyordu.

Sonrasında kentte herkes ‘‘Alo’’ demeye başladı.

‘‘Alo’’ sözcüğü işte o günlerden günümüze uzanıyor.

*

BELL, diksiyon profesörü bir babanın oğluydu.

İlk resmi görevi ilkokul çocuklarına müzik ve güzel konuşma dersi vermek olan Bell, daha sonraki yıllarda ses ve iletişim çalışmaları üzerinde yoğunlaştı.

Ardından babasının yöntemini geliştirerek sağırlara da konuşma öğretilebileceğini kanıtladı.

Usta bir makine tamircisi ve tasarımcısı olan Thomas Watson'la tanışması kendisi için bir şans oldu.

Bell'in 7 Mart 1876'daki patent başvurusunda telefon için şöyle bir cümle kullanmıştı.

‘‘Ağızdan çıkan seslere ya da başka seslere eşlik eden, hava titreşimlerine benzeyen elektrik titreşimleri yaratarak, ağızdan çıkan sesleri ya da başka sesleri telegrafik olarak iletmeye yönelik bir yöntem ve aygıt...’’

Bu başvurunun bir yıl sonrasında aygıt üretilerek piyasaya sürüldü ama aynı dönemde sayısı 100'ü bulacak hukuk davaları açılmaya başlandı.

O güne değin bir oyuncak olarak görülen ve yaratıcısına da garip bir insan gibi bakılmasına yol açan telefon, tarihin en karmaşık patent davalarından biri olmuştu.

Alexander Graham Bell'den sonra iletişim sektörünün en önemli ismi cep telefonunun mucidi Martin Cooper, yakında kablosuz internetin de hayatımıza gireceğini söylüyor.

Bir sevgilinin baş harflerinden, ‘‘Alo’’dan başlayıp kablosuz internete uzanan iletişim sektörü...

Artık hiçbir şey bizi şaşırtmıyor.

Yazarın Tüm Yazıları