ÇOK değil, bir hafta ara ile iki kez anıldı Alaçatı.
Gündeme geldi, konuşuldu.
Bilenler için sorun değil de bilmeyenler için akıllara kazındı. Biri elbette daha sansasyoneldi, gazete sayfalarında, TV haberlerinde daha çok yer buldu. Alaçatı’nın sevilen Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç önce gözaltına alındı, sonra tutuklandı. Tam yeniden seçilme, beldesine daha çok hizmet verme heyecanı yaşarken. Bu kış bile canlılığını sürdürdü Alaçatı. Sadece Çeşme sevdalıları için değil, nefes almak, farklı bir atmosfer yaşamak isteyenler için de seçenek oldu. Dar yollarında keyifli yürüyüşler. Tek tük açık mağazalarda farklı seçenekler. Hava soğuk olsa da hazırlıkları ile şimdiden yaşayan sörf. Deli rüzgar! Ama mutlaka kalite! Tarih, nostalji. Halis zeytinyağı ile yapılmış yemekler. Enginar, kereviz, turp otu. Ihlamur, kekik, nane... Tertemiz bir hava. Yaza hazırlanan Alaçatı’da şok! Ve ikinci bir dalga. Bu dalga farklı. Yine Alaçatı’yı Türkiye gündemine soktu... Ama... Bu kez bir kadınla... Çağdaş, güzel mi güzel, başarılı mı başarılı bir Türk kadını ile. Bir Türk sanatçısı. Sevgisi uğruna; başarı merdivenlerini tırmanabileceği halde köşesine çekilen bir Türk kadını. Sevgisine sahip çıkan. Sessizliğini koruyan. Ama... İçinde fırtınalar kopan. Şöhreti, gücü kendi lehine kullanıp “servetler edinenler”in yanında köşesine çekilip sevgiyi yücelten... Anıları ile yaşayan, yüreğinin götürdüğü yere giden bir Türk kadını. Ayhan Aydan. Başarılı bir opera sanatçısı. Ve eski başbakanlardan Adnan Menderes’in sevdiği kadın. Tarihte hep “Ben o adamı sevdim” sözleri ile hatırlanan, ama “o sevdiği adamı” hiç malzeme konusu yapmayan Ayhan Aydan. Konuşmayan, Adnan Beyi konuşturmayan, ama gözleri ile konuşan... Onun ismi geçtiğinde gözbebekleri pırıl pırıl parlayan... Alaçatı’da son yolculuğuna uğurlandı. Orada gömülmek istemişti. Çarşıda, pazarda karşılaştığımızda, hoş reveransı ile yüreğimize sevgi salar, havadan - sudan, İzmir’den esintiler yayardı. Son 3-4 yıldır yaşadığı Alaçatı’daki taş evin bir kez daha “taş kestiği” kesin. Ama biliyorum ki; o taşların arasında güzellikler, sevgiler, paylaşımlar ve dayanışmalar gizli. O izler hiç silinmeyecek. Önceki gün cenazede de herkesin “ortak bir dil”le seslendirdiği gibi, aslında değerli devlet adamı “Adnan Menderes belki de şimdi öldü”. Ama... Sevgiler yaşayacak... Anılar da... Ve Alaçatı’daki o taş ev, Türkiye’nin neredeyse 50 yıllık demokrasi, insan hakları, kültür, sanat ve sevgi dünyasında hep farklı bir yerde olacak. Ayhan Hanım nedeniyle... O yüzden de deniliyor ki, o evin kapısına “Ayhan Aydan Sevgi Evi” yazısı asılsın! Ne güzel olur!