A. Emin Yalman niye vurulmuştu

TARİH, 22 Kasım 1952.Dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Malatya’yı ziyaret ediyor; kendisini izleyen gazeteciler arasında Vatan gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman da bulunuyor. Yalman yaşıyla bağdaşmayacak kadar heyecanlı ve ateşli bir gazeteci. Olay peşinde koşmaktan zevk alıyor.

Gerisini, 1974’te Ecevit hükümetinin Turizm ve Tanıtma Bakanı Orhan Birgit’in, geçenlerde Doğan Kitap’tan çıkan tek parti dönemi ile çok partili düzene geçiş ve DP dönemini ayrıntılı anlatan "Evvel Zaman İçinde" adlı kitabından özetleyerek sunuyoruz:

"Gece, başyazısını telefonla İstanbul’a yazdırmak için gittiği Malatya Postanesi’nden kaldığı otele dönüşte 6 el ateş edilen Yalman ağır yaralanarak hastaneye kaldırılıyor. Saldırganın Elazığ Lisesi son sınıf öğrencisi Hüseyin Üzmez olduğu anlaşılıyor. Girişimden sonra kaçtığı Elazığ’da ertesi gün yakalanıyor.

ÜZMEZ’İ AZMETTİREN

Üzmez,
kendisini olaya azmettiren kişinin adını da söyledi: Hafız Abdülkadir, Üzmez’i maddi ve manevi etki altında bulunduran ve daha sonra da saldırı emrini veren kişiydi. Ahmet Emin Yalman’ı, II. Dünya Savaşı’nda müttefikleri desteklediği için Türkiye’deki Alman yanlıların yanı sıra, mürtecilere karşı yayınlarından ötürü de radikal İslamcılar sevmiyordu. Özellikle Necip Fazıl Kısakürek’in ’Büyük Anadolu’ dergisinde aleyhinde yazılar yayınlanıyordu. Saldırı hükümetin bir süreden beri içinde bulunduğu radikal sağla ilgili sorunları boyutlandırıyordu. Malatya ve çevresinde Büyük Doğu Cemiyeti’yle İslam Demokrat Partisi mensuplarından 15 kişi tutuklanmıştı.

Öte yandan Nihal Atsız’ın verdiği konferans, Türk Milliyetçiler Derneği adlı kuruluşun da büyüteç altına alınmasına yol açacaktı. Isparta dolaylarında daha aktif halde bulunan derneğin üyeleri arasında, DP Isparta milletvekilleri Sait Bilgiç ve Tahsin Tola ile İrfan Aksu geçiyordu. Derneğin önde gelen bir başka üyesi de 1960’tan sonra AP milletvekili olarak Meclis’e girecek olan Osman Yüksel Serdengeçti’ydi.

Malatya olayının radikal uçların ilk uyarısı olarak algılayan Menderes, 8 Ocak 1953’te İstanbul Üniversitesi’nde gençlerle bir söyleşi yapıyor; "gençlerin inkılapların korunmasında büyük rol sahibi olduğunu" söylüyor. Sokaklara dökünülmemesini, hükümete güven duyulmasını" istiyor.

DİNİ VE SİYASİ MÜRTECİ

Birgit’
e göre, Menderes, 17 Ocak’ta Gaziantep il kongresinde sinirli bir şekilde şöyle konuşuyor:

"Siyasi mürteci, dini mürteci, komünist ve diğer sapıklar, hürriyetin düşmanıdırlar. Bunlarca mücadele edeceğiz."

Daha sonra Türk Milliyetçiler Derneği Genel Merkezi’yle 100’e yakın şubesi kapatılıyor, üye milletvekilleri DP’den çıkarılıyor. Nurcular hakkında ilk kez soruşturma açılıyor ve Saidi Nursi mahkemeye veriliyor.

Daha sonra Cevat Rıfat Atılgan ile Osman Serdengeçti, 23 Ocak’ta Yalman’a suikast girişimiyle ilişkili oldukları ileri sürülerek tutuklanıyor. Aralık ayının son günlerinde ’Büyük Doğu’ dergisindeki yazılarından dolayı 9 ay 10 gün hapse mahkum olduğu için tutuklanan Necip Fazıl Kısakürek, Yalman suikastıyla bağlantısı olduğu ileri sürülerek Malatya’ya sevk ediliyor.

Daha sonra Millet Partisi’nin, ’dini çıkarlarına alet etmek ve Atatürk devrimlerini yok etmek’ iddiasıyla faaliyetine son verildiğini yazan Orhan Birgit, "Ayrıca ’sosyalist’ Ruhi Su, Aclan Sayılgan, Ulvi Ural, Kemal Bekir, Dr. Şefik Hüsnü Deymer tutuklanıyor; Halkevleri ’kamulaştırılıyor’, CHP’nin mallarına el konulmak üzere bir yasa çıkartılıyor" diyor.

Birgit’in anıları geçmişten günümüze dersler çıkartıyor.

Bazı ergin yaşta olanlar, Hüseyin Üzmez (bugün Vakit yazarı) olayı ile Trabzon’da rahibin öldürülmesi olayı arasında paralellik kuruyor.

Ancak o günlerde Üzmez neler yaşadı, hangi psikoloji içindeydi, bunu bir tek kendisi bilebilir. O dönemdeki duygularını Trabzon olayı ile paralellik kurup yazsa, bugünkü kuşaklara aktarsa yararlı olmaz mı?

Tecrübeli bir suikastçı

HÜSEYİN Üzmez, bu olayla ilgili son yazılarında, "Trabzon cinayetini kim yapmış ve kimler yaptırmış olabilir" diye soruyor. Sonra da "Evvela bu menfur olayı maneviyatçılar yapmış ve yaptırmış olamaz" diyor.

1960’larda, Başbakan İsmet İnönü’ye makam arabasından inerken iki el ateş eden ancak isabet ettiremeyen Malatyalı hemşerisi ’dindar ve muhafazakar’ Mesut Suna adlı kişiye o zaman sahip çıkan Üzmez, bu kişinin eşi ve çocuklarının gözaltına alınması üzerine görüştüğü Başbakan Yardımcısı Kemal Satır’a şöyle dediğini yazıyor:

"Bu zavallılar da Malatya hadisesinde bizim başımıza gelenlerin hemen hemen aynısını yaşıyorlardı. Eski ve tecrübeli bir suikastçı olarak huzurunuza geldim. Hiçbir ana baba evladına ’Oğlum git de şu suçu işle, ya da şu adamı öldür’ demez. Bu zavallıların ne kabahati var."

O.A.
olayında çeşitli kesimler farklı görüşler ortaya atıyorlar.

Peki bu olayı kim yaptı?

GÜNÜN SÖZÜ

"İstediğini değil, adil olanı yap,"

(İran sözü)

Başkent deyip geçme

TV haber bültenleri bazı ülkelerin başkentleri konusunda devamlı yanlış yapıyor ve bu yanlışlar insanlarımızın kafasına doğru diye yerleşiyor. Bir kanal, Brezilya ile ilgili bir haberde başkent Rio de Janeiro demişti, oysa Rio eski başkentti, şimdiki başkent Brasilia... Bir başka kanal, Avustralya ile ilgili bir haberde başkent Sydney dedi. Halbuki doğrusu Canberra.

TV’lerin biraz özen göstermesi gerekmiyor mu?

Ertuğrul GÖKÇE-İSTANBUL

Biliyor musunuz

"KOCAELİ Demokrat Gazetesi’nin, Genel Yayın Müdürü Ufuk Saka’nın "Her eve bir demokrat" sloganı ile bugünden itibaren yayın hayatına geçeceğini...

TOÇEV'in 'Yaşasın Okulumuz' kampanyasında, Show TV'de yarın akşamki özel yayında Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ, Ata Demier ve Fatih Terim'in yer alacaklarını...

PET üyelerinin 'Kürke Hayır Platformu' olarak 'Çin'in İstanbul Başkonsolosluğu önünde, bu ülkede yaşanan kedi ve köpek kürkü vahşetini kınamak için eylem yapacaklarını..

TRT’nin dün sabahki gazete başlıkları programında sadece Zaman ve Türkiye gazetelerinin okunduğunu, TRT’yi arayan izleyenlere "Burası Oran, gazetelerin tümü sabah erken gelmiyor, bu yüzden oldu, büyütmeyin" dendiğini...
Yazarın Tüm Yazıları