70 yaş, artık orta yaş

Dünyada ve ülkemizde 65 yaş ve üzeri insanların sayısı giderek çoğalmakta. 65 yaş sınırının yaşlılığın başlangıç noktası olarak alınması artık sadece nüfus istatistiklerinde kaldı. Şimdi 65-74 yaş grubu için genç yaşlılar, 75-84 yaş grubu için orta yaşlılar, 85 yaş ve üzeri için ise ileri yaşlılar deyimlerini kullanılıyor. 70 yaş değil, neredeyse 80 yaş bile orta yaş haline
gelmekte.

YAŞLANMA, sürekli, içten gelen durdurulamaz ve fizyolojik bir süreçtir. Yaşlanmayı önleyemezsiniz, ama yavaşlatabilirsiniz. Genetik mirasınız yani birinci zarınız ne olursa olsun, doğru beslenerek, düzenli egzersiz yaparak, bazı besin desteklerini, vitamin ve mineralleri bilinçli kullanarak, doğru uyuyarak, stresinizi azaltarak daha geç ve daha genç yaşlanabilirsiniz.

YAŞLANMAK SANATTIR

Sağlıklı, geç ve genç yaşlanma çabanıza konunun uzmanı bir doktorun desteğini de katabilirsiniz. Böylece hipertansiyonun, yüksek kolestrol ve trigliseritin, hormon eksikliklerinin, depresyonun ve daha pek çok şeyin yaşlandırıcı etkilerinden korunabilirsiniz. Ayrıca kansere, şeker hastalığına, görme, işitme ve hafıza sorunlarına, kemik kırılmalarının artışına ve romatizmal problemlere karşı koruyucu bazı programlardan da (Longevity programları) yararlanabilirsiniz.

GENÇKEN HAZIRLANIN

Yaşlılığa karşı alacağınız bu bilimsel destekler, yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan kas gücü ve kemik kayıplarınızı azaltacak, sizi kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyacak, yaşlılığa hálá gören gözlerle, iyi duyan kulaklarla, güçlü bir bellekle, sağlam kas ve kemiklerle, genç ve elastik damarlarla girebilirsiniz. Muhtemelen uyku sorunlarınız, idrar yapma veya kaçırma problemleriniz, romatizmal ağrılarınız, yürüme ve hareket güçlükleriniz de pek olmayacaktır. Kısacası, hem geç yaş ancak hem de genç yaşlanacaksınız.

Ailenizde şeker hastalığı, şişmanlık, yüksek tansiyon, damar sertliği ve buna bağlı kalp krizleri, kalp yetmeziği, inmeler, bunama, Alzheimer hastalığı öyküsü mevcutsa yaşlılığa mümkün olduğunca genç bir yaşta hazırlanmalısınız.

‘‘Longevity’’, yeni ve moda ismiyle ‘‘Anti-aging’’ programları sizi daha iyi bir hayatın, daha genç ve geç yaşlanmanın ipuçlarını verecektir. Bu programlara her yaşta katılabilir, eğitim alabilir, program desteklerinden faydalanabilirsiniz. Bizim gözlemlerimiz, Longevity programlarına kadınlarda 35, erkeklerde 40 yaş ve öncesinde başlanması halinde sonuçlar daha güvenli ve yüz güldürücüdür.

GENÇ, YAŞLI VE BİLGE

Hızlı ve sağlıksız yaşlanmanın ana oyuncuları olan serbest radikal hasarından ne kadar erken korunmaya başlarsanız, egzersiz ve beslenmeye ne kadar çok önem verirseniz şansınız o kadar çoğalacaktır. Bu programlar, yaşlanma sınırını sürekli olarak ötelemekte, toplumlardaki sağlıklı ve üretken yaşlı sayısını artırmaktadır.

Yaşlılık bilgeliktir. Eğer geç ve genç yaşlanabilmişseniz, birikimlerinizi yeni nesillere aktarabilir, yol gösterici, eğitici ve üretici fonksiyonunuzu sürdürebilsiniz. Büyük başarıların özellikle günümüzde kol gücünden ziyade beyin gücü ile kazanıldığı unutulmamalıdır. İçinde yaşadığımız bilgi çağında sağlıklı yaşlı sayısı çok olan toplumlar bilgeleşen, kalitesi yüksek, katma değerli ürünleri daha fazla üreten toplumlardır.


Şeker hastalığı riskiniz var mı


YAŞ: Yetişkin tipi şeker hastalığı genellikle 45 yaşın üzerinde ortaya çıkar. Riskiniz siz yaşlandıkça artar. Kilo fazlalığı, şişmanlık, hareketsizlik gibi sorunlar bu tip şeker hastalığının daha genç yaşlarda da ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.

ŞİŞMANLIK: Beden kitle indeksi 27'nin üzerinde olanlarda risk daha yüksektir.

GENETİK EĞİLİM: Birinci derece akrabalarında diyabet olanlar yüksek riskli grupta yer alırlar.

KAN YAĞLARI: Faydalı kolesterol (HDL) düzeyiniz düşük (35 mg/dl ve üzerinde) ve/veya trigleserit düzeyiniz yüksek (150 mg/dl ve üzerinde) ise yüksek riskli gruptasınız.

HİPERTANSİYON: Hipertansiyon sorunu olanların riski daha fazla.

METABOLİK SENDROM: Karın çevresinde yağ birikimi, kilo fazlalığı, ürik asit yüksekliği, kan basıncı artışı ve insülin direnci yüksek olanlarda erişkin tipi diyabet daha sıktır.


Bu belirtiler varsa kan şekerinizi hemen ölçtürün


Baş ağrısı ve titreme

Ani gelen yorgunluk, terleme ve sinirlilik

Yoğun bir susuzluk ve sık tuvalet ihtiyacı

Çarpıntı

Görme bulanıklaşması

Açlık hissi

Solgunluk

Sinirlilik, gerginlik ve aşırı hassasiyet

Konsantrasyon güçlüğü, bellek karmaşası

Uyku eğilimi ve mantıksız davranışlar hissediyorsanız,

Nezle ve grip olduğunuzda

Kusma ve ishal gibi durumlarda,kan şekeriniz fazlaca yüksek ya da düşük olabilir. Söz konusu belirti ve koşullarda beklemeden kan şekerinizi ölçmeli, kan şekeri yüksekliği (hiperglisemi) ve düşüklüğüne (hipoglisemi) karşı önlem almalısınız.
Yazarın Tüm Yazıları