2009 için post-it’ler

2009’da girişimci ol. Başbakan’ın 102 TL’lik simit açılımı mühim.

Dik duran simit yap, ampul şeklinde simit yap, Başbakanlık civarında takıl. Zabıta gelirse "Melih Bey için ön ödemeli susamsız simit hazırlattım, buyurun. Oooh, çıtır çıtır!" filan de.

Latif- Nilüfer aşkını Vatan’ın sürmanşetinden öğrenmek Ertuğrul Özkök’ün sinirini oynatmış olabilir.

Sürpriz aşklara karşı uyanık ol. "Cameron Diaz da hoş hanım di mi Sayın Oktay Ekşi?.. Yalçın Doğan senin bu Heidi Klum’a bakışlarından pek hoşlanmıyorum..." tarzı tuzak sorularla yazar/çizer tayfasının durumlarını kontrol altında tutmaya çalış.

Acun’a ulaş ve "İçmekteyiz" adlı projeyi hayata geçirmeye çalış. Format belli. 5 kişilik ekip her gece bir evde rakı sofrası kuruyor. "Yolluğumdan kıl çıktı... Tekila şatları kaloriferde ısıtmış arkadaş, büyük hata..." tarzı muhabbetler işte, malum konsept!

İlk bölüm için büyük gazetelerin yönetmen ve yazarlarının şarap kavları ilginç olabilir. "Issız bir akşama düşseniz, hangi şarabı içerdiniz?.." anketiyle konuyu köpürt.

Bülent Ersoy’un Baha Tevfik’in "Felsefe-i Ferd"ini okumasını sağla. Türk Anarşizm Tarihi’nin bu potansiyel liderinin teorik yönlendirmeye ihtiyacı olabilir.

Kamer Genç’in kürsüde konuşma hakkı için vatandaş desteği mühim. Vatandaş uyuma, vekiline sahip çık. Kamerist/Gençist hareket engellenemez! Mutlu seneler ey şanlı liderim...

Gazeteye Kürtçe bilen düzeltmen alınması gerekiyor, rapor hazırla. Veya hazırlama, ne bileyim...

Ama ne bulvarmış!

MELİH Gökçek 15 yıldır Ankara’yı yönetiyor. Benim açımdan Ankara’da yaşamadığıma sevinmek için yeterli sebep; denizsizlik filan sonra gelir.

Yeniden aday olamayacak diye endişelenmiştim. Şimdi o ne kampanya yapar Karayalçın’a karşı! Otur, Avrupa Yakası gibi seyret...

Başbakan dün Gaziantep’i ve Erzurum’u anlatırken örnekleri bol tuttu. Kaldırımların, yeşil alanların metrekaresi artmış, gayet güzel.

AKP jargonunda "Medeniyet Birimi" olarak kullanılan "köprülü kavşak"tan kaç adet dikilmiş, hangi yollar dublelenmiş öğrendik.

Söz Ankara’ya gelince Erdoğan’ın bir şekilde komik olduğunu zannettiği, en az 4 kere dinlediğim "Ankara’ya gelenler gecekondu ışıklarına bakıp ’Ne güzel villalarmış bunlar’ diyordu. Ha-ha-ha!"yı bir daha dinledik.

Bir de Turgut Özal Bulvarı’nı.

O bulvar öyle bir bulvarmış ki; yokmuş eşi benzeri...

15 yıl oldu yahu!

Ne bulvarmış, ama ne bulvarmış!

Önümüzdeki 15 yılda bir de Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı çaktı mı Ankara’ya, hiçbir şey olmaz artık Melik Gökçek’e.

Sonra isterse Türk Futbolu’na "Allah büyük, Beşiktaş’ı yendik" açılımını kazandıran oğluna Messi’yi alsın.
Yazarın Tüm Yazıları