18 yaşından büyük tutuculara yassah!

Önemli duyuru: Eğer entel görünümlü bir püritenseniz ya da engel olamadığınız tutucu bir tarafınız varsa; İnsanoğlunun üreme ve boşaltım sistemiyle ilgilenen sanat eserleri gördüğünüzde “Hiiii ne ayıp!” ya da “Bööghh! Şimdi kusarım bak” filan gibi tepkiler veriyorsanız;

Haberin Devamı

Aşağıda bahsedeceğim sanatçıların eserleri sizin için tehlike arz ediyor. Ama bu huylarınızı değiştirirseniz de hem hayattan hem sanattan daha çok zevk alırsınız, onu da söyleyeyim.
Tehlike 1: Canan Şenol’un İbretnüma adlı videosu. Bienal’de önünde sıra olan tek video; çünkü sert, şiddetli ve çarpıcı. Güneydoğu Anadolu’da yaşayan çok güzel ve fakir bir kızın başına gelenleri anlatıyor. Kahramanlar Osmanlı minyatürlerini andırıyor, hikaye de Şenol’un kendi sesinden, Binbir Gece Masalları tarzında aktarılıyor. Temalar kabaca şöyle: Kadın bedeni, kadının güzelliği, cinsellik, ensest, oryantalizm... Çok başarılı ama zor bir video.
Tehlike 2: Mısırlı sanatçı Ghada Amer’in Dirimart’taki tabloları. Konumuz yine kadın bedeni ve cinsellik. Tuval üzerine iğne iplikle son derece provokatif ve pornografik kadın figürleri çizmiş. Amer diyor ki; bir kadın bedenini sevmeli ve onu baştan çıkarıcı bir araç olarak kullanmalı. Amer’e katılın katılmayın, sergi ilginç. Bazıları o kadar ilginç ki biz gazeteye basamıyoruz!

Haberin Devamı

Sanat için çoluk çocuğun diline düştüm

Kardeşim Ali’ye, bilgisayarda mükemmel bir elektrik devresi inşa ettikten sonra kalan boş vakitlerinde, dört basamaklı iki sayıyı kafadan çarpmak dışında yararlı ve eğlenceli şeyler yapabileceğini göstermek istemiştim. “Sevaptır, ufku açılsın” diye düşünmüştüm ama hata ettim. İşte pişmanlığımın hikayesi:
Çocuğu tuttum kolundan, Akbank Sanat’taki “Geriye Dönüşü Olmayan Yolculuk” sergisine götürdüm.
İfadesiz bir suratla birinci kattaki videoları izledi, sonra da “Bu mudur, bu kadarsa gidelim” dedi. “Ne münasebet oğlum, daha yukarıda bir bu kadar daha olmalı!”
Çıktık ikinci kattaki galeri bölümüne ki ne görelim? Molozlar, inşaat demirleri, beton karma makinesi... Pis pis bakıyor bana “hain kardeş Ali”, hani vardı, hani nerede gibilerden... Bana cehennemde bir ömür gibi gelen 15-20 saniye içerisinde şantiyeye benzeyen bu alanın bir sanatçının enstalasyonu olduğunu fark ettim. “Kes be, bu bir sanat eseri, göçün sanatçı üzerinde yarattığı kimlik bunalımını anlatıyor” diyebildim ama pek de muzaffer olmayan bir edayla.
Eve dönerken birkaç çöp konteynırının, doğalgaz tamiratı için açılan çukurların önünde durup “Hmmm, bu çağdaş sanat eserlerini yorumlamaya nereden başlasam bilemiyorum” gibi kötü kötü espriler yaptı.
O sırada ağzının ortasına bir tane çakmayı ihmal ettiğim için, şimdi “Sanat Şaşırtıcı Olduğu için Güzeldir, Ayrıca Ablaya Salak Denmez” başlıklı bir sunum hazırlıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları