10 yıl önce... 10 yıl sonra...

Çok haklı...
10 yıl-20 yıl önce bu olaylar olsa polis coplarla girer, kafa göz kırar, insanları sakat bırakır, sadece sokakta dövmekle kalmaz, gözaltında da ağır işkenceden geçirirdi...
Başbakan doğru söylüyor, bizim üniversite yıllarımızda yani 90’larda polis çok daha sertti...
Ama 80’leri yaşayan abilerimizin anlattıkları yanında da bizim 90’larda yaşadıklarımız hiçbir şeydi...
Ona bakarsan çok daha eskiden Bolşevik Devrimi’nde de, Fransız Devrimi’nde de halk sokaklarda kurşuna diziliyordu...
Dünya eski dünya değil...
Ne artık insanları sokakta kurşuna dizebilirsiniz...
Ne 12 Eylül’deki gibi 90 gün gözaltında tutabilirsiniz...
Ne de bizim üniversite yıllarımız gibi aşırıya kaçabilirsiniz...
Bu ülkede demokrasi var diyorsak, geliştik, modernleştik, rol model ülke olduk diyorsak polis elbette bunların hiçbirini yapmamalı zaten.
10 yıl önceki gibi davranmaması marifet değil, olması gereken bu...
Hatta eylemciyi çekip vurmaması, eli soplalı sivillerin sokaklara dökülmemesi, otoparkta kıstırıp ölümüne vurmaması da ‘olması gerekenler listesi’nde...

Fazlası zarar şeyler...

Mitingin fazlası: Başbakan her gün konuşuyor... Mitingde, grup toplantısında, açılışta, kapanışta her yerde konuşuyor. Erdoğan’ın açıklamasının olmadığı gün neredeyse yok... Geçen gün taksiye bindim, “Yine mi konuşuyor ya” diyerek radyoyu kapadı taksici. Dikkatinizi çekerim oyunu Erdoğan’a vereceğini söylüyordu. Ona bile gına gelmiş.
Polisin fazlası: Antalya’da Gezi Parkı eylemlerine katılan üç genç bir otoparka saklanıyor. 20 polis ava çıkmış gibi sızıyorlar otoparka, bir köşede kıstırdıkları gençlere saldırıyorlar. Kayıtlar güvenlik kamerasında var. Coplarla, yumruklarla, tekmelerle acımasızca, insafsızca dövüyorlar. Orantısızlığın bu kadarına bakalım ne yapılacak?

Parke taş dönemi bitti!

İstanbul’da hummalı bir çalışma var...
Parke yaya yolları sökülüyor, kaldırımlar değiştiriliyor.
Yerine asla sökülemeyecek, kaldırıp polise atılamayacak, barikat kurmada kulanılamayacak beton dökülüyor.
Çünkü bu hummalı değişimin nedeni şehirdeki çapulcular ve Gezi Parkı olayları! Dolmabahçe yolunda baştan sona parkeler kaldırıldı, yerine beton dökülüyor.
Gümüşsuyu tarafı aynen, yayalaştırılan Taksim meydanı zaten şu anda beton.
Yani hiç kimsenin kaldırım parkelerini ve taşlarını yerinden sökmesi mümkün değil artık.
Gezi Parkı’nı kurtaralım derken, estetikten uzak yaya kaldırımlarına sahip olduk iyi mi...

Meydan da beton mu olacak?

Biz on yıllardır bir İstiklal Caddesi’nin parke sorununu çözebilmiş değiliz, yaylaştırılma çalışmaları süren Taksim Meydanı’nın parke sorununu nasıl çözeceğiz merak ediyorum...
İstiklal’de Çin malı granit denedik, Türk malı parke denedik...
Söktük taktık, taktık söktük...
Olmadı, bir türlü yapamadık...
Her seferinde o parkeler kısa sürede çöktü, kullanılamaz hale geldi.
Şu an İstiklal yine vahim durumda.
Peki Taksim meydanının parkeleri nasıl olacak?
Şu anda beton dökülmüş durumda bazı yerler...
Eylemciler sökmesin diye, tamamına beton mu dökülecek...
Dünyanın bütün güzel meydanlarında ve caddelerinde parkeler vardır.
Yıllarca çökmez, kırılmaz, dökülmez o parkeler...
Bizim belediyeler son yıllarda beton dökmeyi keşfetti.
Korkarım Taksim Meydanı’nda da parke yerine beton tercih edilecek ve korkunç olacak.