10 küçük Türk yalanı

1- Özgü Namal şirin bir kızdır: Ailesinin aşırı şımartması nedeniyle lüzumsuz bir özgüven oluşturmuş sinir kızlara benzeyen Özgü Namal’ın, "ülkemizin en sempatik kızı" gibi takdim edilmesi küçük bir Türk yalanıdır. Allah hepimizi daha büyük yalanlardan korusun.

2- Murathan büyük yazardır: Hikayede tutturamadı, romanda skandallara imza attı, şiirde eskileri kırpıp kırpıp yıldız yapmakla meşgul... Sonuç şudur: Murathan Mungan büyük yazar falan değildir. Olsa olsa "Büyük şarkı sözü yazarı"dır. Tıpkı Aysel Gürel gibi... Çiğdem Talu gibi...

3- Hülya evlenirse kurtuluruz: Hani deprem uzmanlarının hepimizi gıcık eden, "Depremle yaşamaya alışmalıyız" diye bir geyikleri var ya... İşte o hesap: Biz de Hülya ile yaşamaya alışmalıyız. Yani boş yere "Evlenirse kurtuluruz" falan diye hayale kapılmamalıyız. Düşünün: Boşanmasından bu kadar büyük elektrik çıkaran biri, evliliğinden neler çıkarmaz?

4- Cem Yılmaz matrak adamdır: Sahnede çok komik ve soğukkanlı olan bir adam, kendisine yönelik eleştiriler karşısında burnundan kıl aldırmayan bir adama dönüşüyorsa, matraklığı çok tartışmalı bir hale gelir. Yani demem o ki, matrak adam, her yerde ve her zaman matraktır.

5- Deniz irticaya prim veriyor: Kadir Gecesi türbe ziyaret etti ya da biraz Mevlana okudu diye ünlü magazin filozofu Deniz Akkaya’nın irticaya prim verdiğini iddia edebilir miyiz? Tabii ki hayır! O halde hep birlikte haykıralım: Deniz laiktir, laik kalacaktır.

6- Teoman aykırı rock’çıdır: Aykırı adam, meselesi olan adamdır: Kuralları takmaz, otorite dinlemez, risk alır, şaşırtır falan... Peki bizim "hedonist" Teoman’ın bunlarla ilgisi var mıdır? Ya da şöyle soralım: Cebi para gören her Anadolu delikanlısının yapmayı arzu ettiği şeyleri hem de en bayağı şekilde yapmanın adı ne zamandan beri "aykırılık" oldu?

7- Burhan Altıntop çok komiktir: Engin Günaydın, "Burhan Altıntop" karakterini canlandırırken, aşırı abartılı bir tutum takınmasa ve kendisini paralamasa hiç kuşkusuz daha komik olacaktır. Ama bu haliyle seyredenlerde sadece ve sadece aşırı yorgunluk hissi uyandırmaktadır.

8- Nurgül sinemanın sultanıdır: Bundan yıllar önce birisi "Nurgül sinemanın yeni Türkan Şoray’ıdır" dedi diye Nurgül’ün "sultan" diye takdim edilmesine razı olacak değiliz. Bu nedenle "Ezo Gelin" dizisinin tanıtımlarında geçen "Milyonların gönlüne taht kurmuş bir sultan: Nurgül Yeşilçay" cümlesine itiraz ediyoruz.

9- Bodrum kışın güzeldir: Yağmur altında kıyılarda serazat dolaşmak güzel ama her şeyini yaza göre ayarlamış bir şehirde insan ne kadar mutlu olabilir ki? Ya da şöyle soralım: Terk edilmişlik, hüzünden başka ne katar insana?

10- Eğitim şarttır: Seray Sever’in "Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü" mezunu olması nedeniyle karizması yerle bir olan bir tezdir. Bundan böyle "Eğitim şart" diyen birine "İyi ama Seray Sever’e ne buyurulur?" diye yanıt vermek farz olmuştur.

Suçluyuz

Konya’da 50 metrekarelik bir dükkan kiralayıp kapısına "holding" tabelası asan madrabazlar, Almanya’da gariban vatandaşlarımızın paralarını "din-iman-cihat" diyerek götürürken ortalığı ayağa kaldırmadığımız için suçluyuz.

Bin markı bir arada görmemiş birtakım açıkgöz adamlara, milyonlarca mark emanet edilirken "Durun kalabalıklar! Bu cadde çıkmaz sokak" diye bağırmadığımız için suçluyuz.

Gariban gurbetçilerin tuvalet temizleyerek kazandıkları paraları, camilerde cihat nutukları atarak tokatlayanlara "Bu yaptığınız din istismarıdır" diye haykırmadığımız için suçluyuz.

Mümin banker edasındaki madrabazların, "Biz daha çok kár payı veriyoruz" yarışına girerek bir tür "mücahit Kastelli" kesilmeleri karşısında sus pus olduğumuz için suçluyuz.

"İslami edebiyat", "İslami moda", "İslami medya" falan derken bir de "İslami holding" icat ederek her şeyin ideolojik alternatifini üretme merakına saplanıp kaldığımız için suçluyuz.

Tek bir fizibilite raporu falan okumadan, gariban işçilerden topladığı milyonlarca markı bir uçak şirketine yatırıp safi zarar eden adama, "Babanın parasını mı harcıyorsun" diye itiraz etmediğimiz için suçluyuz.
Yazarın Tüm Yazıları