Yaşaması kolay ve huzurlu

Geçtiğimiz yıl Ankara’daki görevine başlayan Meksika’nın Ankara Büyükelçisi Jose Luis Martinez y Hernandez, pandemi gölgesinde geçse de geride kalan bir yılı ‘Çok güzel bir deneyim’ olarak niteliyor. Ankara-İstanbul dengesini çok beğendiğini belirten Hernandez, “Ankara, yaşamanın çok kolay olduğu, huzur içinde yaşadığınız bir şehir iken, İstanbul duygu ve eğlence dolu bir kent” dedi. Büyükelçi Hernandez, pandemi sürecini, iki ülke ilişkilerini ve Ankara’daki yaşantısını anlattı.

-Yaklaşık bir yıldır Ankara’dasınız. Geride bıraktığımız yıl sizin için nasıl bir deneyim oldu?

Çok güzel bir deneyim oldu. Türklerin sıcaklığından ve Ankara’daki diplomatik camiadan, özellikle Latin Amerika ülkeleri ve İspanya büyükelçileri tarafından çok iyi karşılandım. Aynı zamanda İspanyolca konuşan bakanlık yetkilileriyle de iyi bir iletişim içindeyiz. Öte yandan Ankara-İstanbul dengesini çok beğendim. Mesela Ankara, yaşamanın çok kolay olduğu, huzur içinde yaşadığınız bir şehir iken, İstanbul duygu ve eğlence dolu bir şehir.

-COVID-19 dönemi size ne öğretti?

İnsanlar arasındaki yüz yüze ilişkilerin önemini fark ettim, ki bu ilişkileri kolaylaştıran büyük teknolojik gelişmeler olsa bile yeri doldurulamaz. Ayrıca sinemaya, konsere ve oyunlara gitmek gibi dışarı çıkma, seyahat etme ve kültürel etkinliklere katılmanın önemini bir kere daha anladım.

YÜZ YÜZE ETKİNLİKLERİ ÖZLEDİM

Bu dönemi nerede ve nasıl geçirdiniz?

Genelde Ankara’da büyükelçiliğin resmi ikametgâhında geçirdim. Mart ortasından 1 Haziran’a kadar evden çalıştık. Pandemi sırasında birçok kitap okudum, film ve dizi izledim. En çok özlediğim şeyler yüz yüze kültürel etkinlikler, konserler, tiyatro ve sinema oldu. Ancak bu programlardan bazılarını seyredebileceğim televizyon kanalları buldum.

-Türkiye ile Meksika arasındaki ilişkilerden bahseder misiniz? Hangi alanlar daha öncelikli?

Tüm alanlar önemli. Siyasi açıdan bakıldığında, her iki ülkenin sahip olduğu ve bu yıl tekrar yapılmasını umduğumuz, farklı komiteleri içeren üst düzey ikili komisyon mevcut. Ayrıca, parlamentolar arasındaki ilişkiler, mükemmel bir seviyede ve farklı alanlarda işbirliği anlaşmalarımız var.
İkili ticaretimiz çok büyük olmasa da (2019’da 1.4 milyar dolar), Türkiye Meksika’nın dünya çapında 37. ticaret ortağı. Ayrıca Türkiye’de Nemak, Kidzania, Gruma gibi Meksikalı şirketler de var. Kasım ayında bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalanması için müzakerelere yeniden başlayabileceklerini umuyoruz.
İki ülke arasında turizm alanında birçok fırsat var. 2019’da 66 bin 557 Meksikalı’nın Türkiye’yi, 14 bin 819 Türk’ün de Meksika’yı ziyaret etmesi turizm rakamlarında artış anlamına geliyor. Bu büyük ölçüde Türk Hava Yolları’nın İstanbul-Meksiko-Cancun-İstanbul direkt uçuşunun Ağustos 2019’da hizmete girmesinden kaynaklanıyor.

BENZER ÖZELLİKLERE SAHİP

-Görev süreniz boyunca hangi konulara odaklanacaksınız?

Tüm alanlar önemlidir, bu nedenle iş ilişkileri, turizm, kültür ve tabi ki siyasi boyut da dahil olmak üzere her türlü ikili ilişkilerimiz üzerine yoğunlaşmaya çalışacağım.

-İki uzak ülke arasında diplomasi yapmak zor mu?

Bu durumda değil, çünkü Türkiye işbirliğine çok açık bir ülke ve Meksika ile ilişkiler dostane ve olumlu.

-Ülkenizi Türklere nasıl tanıtmak istersiniz?

Turistler için tüm ideal özelliklere sahip bir ülke. Meksika, hem bir sahil destinasyonu hem de tarih ve arkeoloji sevenler için bir destinasyondur. Sıcakkanlı insanlarla dolu, Türkiye ile pek çok benzerliği olan bir ülke. İnsanlar çok sıcak, açık ve müzikseverler.

BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA

-Sinema ve diğer sanat dallarıyla ilgileniyor musunuz? Türkiye’de bu konudaki sanatsal faaliyetleri takip edebildiniz mi? Son zamanlarda izlediğiniz hiç Türk filmi var mı?

Geçtiğimiz günlerde ‘7. Koğuştaki Mucize’ filmini izledim ve çok beğendim. Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ filmini de çok beğendim. Müziği seviyorum ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Direktörü Cemi’i Can Deliorman ile ortak projeler yapma konusunda iletişim halindeyim. Resim konusunda ise Ardan Osmanoğlu’nun eserlerini beğeniyorum.

-Pandemi döneminde çok sayıda dizi ve film izlediğinizi, kitap okuduğunuzu söylediniz. Film, dizi veya kitap tavsiye edebilir misiniz?

Pandemi sırasında Gabriel García Márquez’in ‘Kolera zamanında Aşk’ adlı kitabını tekrar okudum, şu an Peter Frankopan’ın ‘İpek Yolları’nı okuyorum. Büyükada’da yapacağımız etkinliğe hazırlık olarak Troçki’nin kitaplarını da tekrar okudum. Dizi olarak ise Fatih Sultan Mehmet hakkındaki ‘İmparatorluğun Yükselişi’ ve ‘Atiye’ yapımlarını çok beğendim.

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ FAVORİM

-Ankara’da iş dışında zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz?

Elimden geldiğince dışarı çıkmayı seviyorum. Eymir Gölü’nde dolaşmayı seviyorum. Sokağa çıkma yasakları olduğunda zamanımı televizyon izleyerek ve kitap okuyarak geçirdim.

-Ankara’yı gezme ve keşfetme fırsatınız oldu mu? Burada en çok ne yapmaktan hoşlanırsınız?

Benim favorim Anadolu Medeniyetleri Müzesi. Ulus sokaklarında ve Türk yemekleri restoranlarının olduğu öğrenci mahallesi olarak sevdiğim Hamamönü’nde gezmeyi seviyorum. Türk yemeklerini seviyorum ve gittiğim et ve balık restoranları var.