Güzin  Abla

Güzin Abla

guzinabla@hurriyet.com.tr

Hamile olunca yine adet görmek mümkün mü?

27 Mart 2003
Merhaba ablacığım, ben 21 yaşında bir genç kızım. Ben bir süre önce erkek arkadaşımla belirli bir yakınlaşma yaşadım. Gerçek bir ilişki değildi. Ancak yine de endişelerim var. Bu olaydan sonra düzeni bozulmadan adet gördüm. Ancak endişem sürüyor. Çünkü bu defa adet sürem daha azdı. Acaba hamile kalmış olabilir miyim? Bir arkadaşım bana bazen hamile olan kadınların bile adet gördüğünü söyledi. Böyle bir şey gerçekten olabilir mi? Bu korkuyla test yaptırdım. Negatif çıktı, ama yine de korkum geçmedi. Sizce bu bir kuruntu mu, yoksa hamile kalmış olabilir miyim? Geceleri uyuyamıyorum, aklımı kaybedeceğim, lütfen bana yardım edin.

Rumuz: Pişmanım



AH
sevgili kızım, sizlerden böyle mektuplar aldığımda ne yapacağımı gerçekten bilemiyorum. Bu üzüntülerinizi ciddiye alıp cevaplasam bazı kimseler ‘‘Bu zamanda böyle şey olur mu, bu kızlar ayda mı yaşıyor bu ne cehalet... Güzin abla da bunlara inanıp cevaplıyor’’ diyorlar. Cevap vermesem, bu tür mektuplar o kadar çok ki. Gerçekten öyle büyük bir üzüntüyü yansıtıyor ki. Bu defa ben görevimi yapmamışım gibi bir duyguya kapılıyorum. Tenkit eden insanlara, gerçekten ülkemizde yaşanan bu cehaletin boyutlarını tekrar tekrar anlatsam da anlayamıyorlar. Çünkü onlar olayı kendi çevreleriyle, kendi eğitim durumlarıyla, kendi gözlüklerinin arkasından bakarak değerlendiriyorlar. Onlar Türkiye'de, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerde bile, hálá gençlerin büyük bir cinsel eğitimsizlik, büyük bir bilgi eksikliği içinde olduklarının farkında değiller. Bir de, daha küçük kentleri, daha geri kalmış çevreleri bir düşünün. Şimdi gelelim sorununa. Kızım, anlattığın şekildeki bir yakınlaşmadan hamile kalınmaz. Ayrıca test yaptırmışsın, negatif çıkmış ya, daha ne istiyorsun? Arkadaşının dediği gibi, hamile oldukları halde adet gören kadınlara rastlanıyor. Buna halk dilinde ‘‘üste görmek’’ denir. Tıbben mümkün olan bu durum, yalnızca ilk iki ya da üç ay gerçekleşebilir. Ama, bu adetlerde bazı anormallikler dikkat çeker hem şeklinde hem süresinde, hem yoğunluğunda. Sanırım artık için rahat eder, bundan böyle rahat rahat uyuyabilirsin. Ama hepinize sesleniyorum güzel kızlarım, cinselliği yaşamak için acele ediyorsanız, lütfen önce bilgilenin. Bu konuda uzman doktorlar tarafından yazılmış ciddi, eğitici kitaplar okuyun. Bilgilenin öğrenin ki, sizi endişeye sürükleyecek davranışlardan kaçının.
Yazının Devamını Oku

17 yaşında bir sevgilim var

25 Mart 2003
Merhaba ablacığım, benim 17 yaşında bir sevgilim var. Ben ise 24 yaşındayım. Yani aramızda 7 yaş fark var. Aslında normalde kendimden bu kadar küçük bir genç kızla çıkma düşüncesi bana çok ters geliyordu. Ama gönül ferman dinlemiyor. Ben üniversite mezunuyum. O ise henüz liseye gidiyor. Onunla birlikte olmaya başladıktan sonra her şey ters gitmeye başladı. İş hayatımda stres yaşıyorum. Onunla zor olacağını bildiğim halde, yine de üç ya da dört yıl sonra evlenme planları yapıyoruz. Ancak son zamanlarda çok sık kavga etmeye başladık. Elimde olmadan ona sesimi yükseltiyorum. Onu çok seviyorum ama bu güvensizlik sanırım biraz da yaşından kaynaklanıyor. Ayrıca bazı şeyleri ona anlatamıyorum. Düşünün ki, 24 yaşında bir erkek olarak bazı ihtiyaçlarım var ve onu çok arzulamama rağmen, onunla beraber olmam mümkün değil. Bu şartlar altında geleceğimizi nasıl görüyorsunuz? Rumuz: Güvenemiyorum



SEVGİLİ
oğlum, bu yaş farkı endişesi yeni çıktı. Eskiden erkeklerle kadınların arasında altı hatta sekiz yaş fark çok doğal karşılanırdı. Bunun bir nedeni kadınların yaşadıkları ağır şartlar nedeniyle erken yaşlanmaları olduğu kadar, erkeklerin yapı olarak kadınlardan daha geç olgunlaştıkları düşüncesiydi. Bugün artık kadınlar pek çok kozmetik ve tıbbi yardımlar sayesinde genç kalmayı başarabiliyorlar. Ayrıca genç kalmayı öğreniyorlar. Erkeklerin de çok erken yaşta çalışma hayatına atılmaları, daha erken yaşta ilişkilere girmeleri nedeniyle olgunlaştığı görülüyor. Bu yüzden artık gençler kendi yaşlarında, ya da bir iki yaş farkla beraberlikler kurmayı seçiyorlar. Bir erkeğin kadından biraz daha büyük olması, aslında o genç kızı eğitmesi, sevip, koruması bakımından çok da hoş olabilir. Madem onu seviyor ve evlenmeyi düşünüyorsun, o halde onu üzeceğine, tam tersine ona sevgiyle, şefkatle, sıcaklıkla yaklaşmalısın. Gencecik bir kız çok kırılgandır oğlum. Onu kazanmak istiyorsan, bazı fedakárlıklar yapacaksın. Onu kırmayıp üzmemeye özen göstereceksin. Eğer böyle davranırsan neden evlenmeyeceksiniz ki? Onun zaman zaman çocuksu özellikleri olabilir, kaprisleri olabilir. Zamanla bunlar geçecektir, olgunlaşacaktır. Ama bu olgunluğu, senin ters davranışların sayesinde değil, gördüğü sevgi ve ilgiyle edinmesi, sana daha çok bağlanmasına yol açar elbette. Sonuçta her şey sende bitiyor.
Yazının Devamını Oku

Nerede o eski musikiler!

24 Mart 2003
Sevgili Güzin abla, saygılar. Ben 30 yaşında evli, çocuksuz bir genç kadınım. Ablacığım ben yaşıma göre nostaljik yapıda bir insanım. Yani gençlerin tabiriyle nostaljik takılıyorum. Kasetlerim arasında pop müzik yerine Dede Efendiler, saz eserleri, Münir Nurettin Selçuk'lar var. Kısacası Türk Sanat Müziği. Ben gerçekten geçmişe ve eskilerin o romantik ve büyülü çağına özlem duyuyorum. İnsanların birbirlerine şiirler yazdıkları, aşklarını musiki aracılığıyla dile getirdikleri, bir udun tınısı, bir kanunun inleyen nağmeleri, bir kemanın hayale daldıran sesi beni öylesine mest ediyor ki, anlatamam. Çevremde beni anlayabilen kimse yok. Bu yüzden de kendime göre bir dünya yaratmak istiyorum. Çalışan bir hanım olmadığım için de, boş vakitlerimi böyle sevdiğim bir işe ayırmak, musiki dersleri almak istiyorum. Ud, kanun, şan olabilir. Batı müziğiyle ilgili kurslar her yerde var ama Türk Sanat Müziği ile ilgili bir kurs bulamadım. Sizin çevreniz geniştir, benim için araştırır mısınız? Biliyorum okurlarınız için her türlü yardıma hazırsınız. Hem belki benim gibi düşünen, benim beklentimdeki okurlarınıza da buradan ışık tutmuş olursunuz.

Kadıköy'den Gülşen D.



SEVGİLİ
okurum, seni çok iyi anlıyorum ama zaman zaman beni şu reklamlardaki Meltem Cumbul'un canlandırdığı peri gibi, her isteğinizi anında gerçekleştirebilecek biri gibi görüyorsunuz. Eh ben de elimden geleni yapmaya gerçekten çabalıyorum. Hep aşk, meşk konularını ele alacak değiliz ya. Bu tür isteklerinizle de sıkça karşılaşıyorum. Sizin için araştırdım. Kadıköy yakasında oturduğunuza göre, isteğinize uygun kurslar buldum. Konservatuvardan eğitimli müzik hocaları tarafından Türk Sanat Müziği, şan, ud, kanun, keman, bağlama hatta gitar dersleri verilen Bahariye Altıyol'da bir kurs var. Hatta konservatuvar imtihanlarına da hazırlıyorlarmış. Ayrıca resim, ahşap-cam boyama, minyatür gibi dallarda da eğitim veren bir kurs bu: www.erguvansanat.com web sayfasında ayrıntılı bilgi alabiliyorsunuz. Bir de Kadıköy Söğütlüççeşme Camii karşısında bulunan Kadıköy Boğaziçi Musiki Vakfı'nda, Türk Sanat Müziği ağırlıklı eğitim veriliyor. Sizi böyle bir özlem içinde olmanız, genç yaşınıza rağmen musikimize bu kadar yakınlık duymanız ve bu çabalarınız nedeniyle yürekten kutlarım. İnsan sevdiği bir uğraş edindiğinde her türlü stresten arınır, çok daha mutlu olur, mutluluk yayar. Size başarılar dilerim.
Yazının Devamını Oku

Ben Moldovalı bir Türk’üm

22 Mart 2003
Rumuz: Kaybetmek Korkusu. Merhaba ablacığım, siz herkese yardım ediyorsunuz umarım bana da yardım edebilirsiniz. Ben 6 yıldır Türkiye'de yaşayan yabancı uyruklu ama aslen Gagavuz Türklerinden bir Moldovalıyım. Beni 16 yaşındayken ülkemde evlendirdiler. 17 yaşımda oğlumu, 20'sinde kızımı dünyaya getirdim. Şu anda 30 yaşındayım. Kocam beni terk etti. Başkasıyla evlendi. Ben de tekrar evlendim ama bir yıl sonra 1997'de dışgebelik teşhisiyle ameliyat oldum. Sağ yumurtalığımı ve kordonlarımı almışlar. Bu yüzden artık hamile kalamıyorum. Eşim beni boşadı. Şimdi yeni biriyle tanıştım. O bir Türk ve onu çok seviyorum ve kaybetmekten çok korkuyorum. 7 aydır beraberiz ama evlenemiyoruz. Çünkü evraklarımı tamamlamak için çok paraya ihtiyacım var. Yine de karı-koca gibi yaşıyoruz. Ama günün birinde o da benden bir çocuk isterse, benim çocuğum olmadığı için beni terk ederse ne yaparım? Memlekette doktorlara gittim ama beni Türk olduğum için muayene etmek istemediler. Çünkü bizde din ayrımı yaparlar. İstanbul'da ise doktorlar çok pahalı. Bana akıl verir misiniz?

SEVGİLİ kızım, bilmem burada çalışıyor musun? Çalışma iznin var mı? Sosyal güvencen olduğunu sanmıyorum ama, devlet hastanelerinde, üniversite hastanelerinde özel muayenehanelerden daha düşük ücrete muayene olabilirsin. Ancak bir tek yumurtalığın alındıysa, rahmin ve diğer yumurtalığın alınmadıysa, bildiğim kadarıyla biraz daha zor da olsa yeniden hamile kalabilirsin. Ama her iki yumurtalığın ve rahmin alındıysa elbette hamile kalman mümkün değil. Bu durumu buradaki uzmanlar sana anlatabilirler. Onlara sana uygulanan ameliyatı, gerekli raporları vermelisin. Ultrasonografi yapıldığında her şey belli olur. Eğer bu adam seni seviyorsa, çocuğun olmasa da seni terk etmez. Hem belki de onunla evlenirsen, çocuklarını da yanına aldırtırsın. Bu evrakları getirtmenin söylediğin gibi neden çok masraflı olduğunu anlayamadım. Yoksa söylemediğin başka nedenler mi var? İkinci eşinden tam olarak boşanamadın mı? Bu durumda, önce orada boşanmalısın tabii. Bir Türk'le evlenirsen, Türk tabiyetine girersin. O zaman çalışma iznin olur ve SSK gibi bir sosyal güvence kazanırsan hiç değilse sağlığınla ilgili sorunlarını ücretsiz çözümleyebilirsin. Ama mutlaka önce evlilik için gereken muameleyi yaptırmalısın. Umarım bu genç adamla artık mutluluğu yakalamışsındır.
Yazının Devamını Oku

Kendi evimde yapayalnızım

20 Mart 2003
Size kaç kez faks çektim, yanıt alamadım. Güceniyorum artık. Umarım bu defa yanıtlarsınız. Ben 19 yaşında bir genç kızım. Evli ve iki çocuklu bir adamı sevdim.Eşinden boşanıp beni alacaktı. Annem de biliyordu ve kabul ediyordu. Umutla bekledik ama, sonuç sıfır. Şimdi hiç durmadan kavga ediyoruz. Bana küfür bile ediyor. Oysa ben onu kırmamaya özen gösteriyorum. Ama o hiçbir sözüme katlanamıyor. Üzerime yürüyor. Babamla annem boşandıkları için evde erkeğimiz yok. Bu yüzden bize geliyor. Annemden de yüz bulduğu için evi gibi girip çıkıyor. Ama bana haksız yere çok hakaret ediyor. Anneme ‘‘Onu eve sokmayalım’’ diyorum, ama söz dinletemiyorum. Çünkü biz ev yaptırıyoruz. O da bize borç para veriyor. Annem de bu yüzden ona yüz veriyor. Hatta ağabeyim ve ablam da bana karşı geliyorlar, ‘‘Sen saygısızlık ediyorsun’’ diyorlar. Kendi evimde kendimi yapayalnız hissediyorum. Çok mutsuzum ve beni bu hale annemle babamın ayrılması ve bu adamla ilişkim getirdi. Delirecek gibiyim. Ya evden kaçacağım, ya da kendimi öldüreceğim.

Antalya'dan Sevgilerle...



BENİM
canım kızım, sakın böyle sözler söyleme. Ancak şunu bil ki, aslında herkes biraz yalnızdır bu hayatta. Senin mektubuna biraz geç cevap veriyorsam, beni bağışla. Bu evli erkek-genç kız ilişkileri o kadar çok sıklıkla karşıma çıkıyor ki, artık zaman zaman bu konuyu bir süre ele almayayım diyorum. Ama böyle üzülmen, hele hele bu adamın boşanıp seni alacağım deyip de seni kandırması pek çoklarına örnek olacağı için geç de olsa yanıtlamak istedim. Sevgili yavrum ben hep söylemiyor muyum evli erkek eşini boşamaz, boş yere umutlanmayın diye. Beni okuyorsan, bu konudaki düşüncelerimi çok iyi biliyorsundur. Ancak burada ailenin tutumuna şaşırmadım desem yalan olur. Yani annen, ablan ve ağabeyin, bu adamla yakınlığına ses çıkarmıyorlar, sırf evinizi yaptırmanız içni borç para verdiği için öyle mi? İnsanların böylesine maddi ve çıkarcı olması beni gerçekten yaralıyor. Ama bu gerçekle de sık sık karşılaşıyorum. Her seferinde kafama balyoz yesem de... Yani bir anne kızının mutluluğunu istemez de ne bekler? Kızının mutsuz olduğunu ve bu adamın onu resmen kullandığını, evleneceğim diye kandırdığını, üstelik hakaretler yağdırdığını göre göre, aldığı borç para uğruna, bütün bunlara göz yumuyorsa, ne diyeyim bilemiyorum. Ama kızım, sen güçlü olmalısın. Ailene rğmen bu adama artık yüz vermemeli, isteklerine boyun eğmemeli, onunla beraberliğine mutlaka bir nokta koymalısın. Ölmek intihar etmek de ne demek? Evden kaçmak da çözüm değil. Kendine uygun bir iş bul ve çalış. Evden bu şekilde uzaklaş ve kendine yeni bir dünya yarat. Ailene muhtaç olma. O adama da. Sen, ayaklarının üstünde durabildiğin zaman hiç kimse sana zarar veremez. Onlarla mücadele edebilirsin. Baktın olmadı, ayrı ev tutar, çıkarsın. Ailenin seni göz göre göre satmasından da kurtulmuş olursun.
Yazının Devamını Oku

Eski nişanlısıyla yeniden berabermiş

19 Mart 2003
Sevgili Güzin Abla, ben 23 yaşında 6 yıllık evli bir genç kadınım. Mutlu bir evliliğim vardı. Çok genç yaşta evlendim. Eşim ağabeyimin arkadaşıydı. Bu yüzden birbirimizi çok sevmemize rağmen ailem karşı çıktı. Yakışık almaz diye. Ama binbir zorlukla sonunda evlenebildik. Önceleri kayınvalidemlerin evine yerleştik. Birlikte oturmak zorundaydık. Çünkü eşim askere gidecekti. Gerçekten de evlendikten 6 ay sonra askere gitti. Ben asker yolu bekledim. Hiç de kolay olmadı. Çünkü ailesiyle anlaşamıyordum. Annesi her şeyime karışıyordu. Daha sonra eşim askerden döndü ama, bizim çocuğumuz olmadı. Benim adetlerim düzensizdi. Ancak iğneyle adet görüyordum. İki yıl tedavi oldum ama yine de çocuğumuz olmadı. Bu da aramızda sorun olmaya başladı. Eşim de bunalıma girmişti. Eşimin annesi beni hiç sevemedi. Eşim işe girdikten sonra biz evimizi ayırdık. Ancak eşimin benden önce nişanlandığı bir kız varmış. Daha sonra ayrılmışlar. Ama ailesi o kızı hep sevmiş. Kız da biriyle evlenmiş ve bir de çocuğu olmuş. Ama eşiyle anlaşamayıp ayrılmış. Eşimin onunla yeniden görüşmeye başladığını öğrendim. Bir gün cebinden o kızın resmi çıktı, bu artık katlanamayacağım bir şeydi. Son noktayı koydum ve ayrıldık. Ama onu hálá seviyorum. Amcasının oğulları nişanlandığını söylüyorlar. Ama o inkár ediyor. Böyle bir şey yok diyor. Halen de görüşüyoruz. Ve benimle yeniden birleşmek iistiyor. Bana bir akıl ver ablacığım.

Ankara'dan Berfin.



CANIM
kızım, evlendiğinden beri rahat yüzü görmemişsin. Belli ki eşinin ailesiyle yıldızın hiç barışmamış. Ama tam evden ayrılıp ikiniz başbaşa kaldığnız ve rahata ereceğiniz zaman da bu eski nişanlı konusu çıkmış ortaya. Şimdi kadınlar gerçekten çok rahat ve düşüncesiz davranabiliyorlar. Eminim eşinden ayrıldıktan sonra bir şekilde seninkinin peşine düşmüş olabilir. Bunu çok sık duyuyorum. Evlenip boşanıp yeniden eski sevgililerini ya da eski nişanlılarını arıyor, o evli bile olsa araya girmekten kaçınmıyorlar. Ama madem eşin, onunla nişanlanmadığını, seninle yeniden birleşmeyi düşündüğünü söylüyor. Neden ona inanmıyorsun? Seni gerçekten istemese, neden böyle söylesin? Bir neden var mı? Bence kızım, evliliğinizde hep kara bulutlar dolaşmış. Hazır yeniden birleşecek noktaya gelmişsiniz, bu eski hikáyeyi unut gitsin ve kocana dön. Ailesinin dedikodularına da kulak asma. Çocuk yonusu ise hallolur. Yalnız her ay iğneyle adet görmen normal değil. Daha kökten bir tedavi olmalısın. Ankara'da bu konuda uzmanlaşmış birçok doktor olmalı. Üniversite hastanelerinde de tedavi görebilir, bir an önce özlediğin bebeğe kavuşursun. Sevdiğin adamla yeniden mutlu bir aile kurabilirsin.
Yazının Devamını Oku

Menopozdan sonra cinsel istek azalıyor

17 Mart 2003
Sevgili Güzin Abla, 35 yıldır evli, orta yaşlı bir hanımım. Kısacası, çocukları evlendirdik. Eşim emekli olacak yaşta. Ben ise beş yıl önce menopoza girdim. Bugüne kadar eşimle aramızda çok ciddi bir sorun yaşamadık. Ancak son zamanlarda ben de cinsel açıdan müthiş bir soğukluk ve isteksizlik başladı. Eşim de eskisi kadar olmasa da, hiç değilse bir ya da 10 günde bir olsun, beraber olmamız için beni zorluyor. Bu beraberlik benim için sıkıntı ve sorun olmaktan başka bir anlam taşımıyor. Eşim bana, yakın çevremizdeki birkaç yaşıtımız olan hanımı örnek gösteriyor. Onların hala genç, bakımlı, güzel ve seksi olduklarını anlatıyor. Benim bu halimin normal olmadığını söylüyor. Oysa bence, o hanımlar numara yapıyorlar. Ya da ben böyleyim, ne yapabilirim? Numara yapmayı da hiç beceremem. Bana akıl verir misiniz?

Rumuz: Suç Bende



SEVGİLİ
okurum, bir yandan size hak veriyorum. Çünkü cinsel beraberlik asla zorlamayla yürümez. Her iki tarafın da aynı isteği göstermesi gerekir. Aksi halde zevk değil, azaba dönüşür. Belirli bir yaştan sonra herkes aynı isteği taşımayabilir. Siz böyle hissediyorsanız yapılacak bir şey yok. Ancak sırf kendinizi yaşlı ve artık hoş olmayan bir kadın gibi gördüğünüz için, bunu kendi kendinize aşılıyorsanız o zaman hatalısınız. Çünkü bilim adamlarına göre cinsel istek bir ömür boyu sürer. Tabii genç bir delikanlının ya da genç kızın heyecanlarıyla, 60 yaşındaki bir erkeğinki ya da kadınınki bir olmaz. Ama, cinsel birleşme arzusu tükenmez. Ancak kadınlarda menopozla hormon salgısı zayıflar, erkeklerde de aynı şekilde hormonlardaki zayıflama ve kalp ve damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi nedenler cinsel ilişki heyecanını giderek azaltır. Bir de bu işin psikolojik yanı vardır. İnsanlar yaşlandıkça, ‘‘Artık benden geçti, bu yaşta ayıp olur’’ diye düşünerek kendi kendilerine bu konuda telkin yaparlar. Duygularını baskılarlar. Sanıyorum sizinki biraz da bunu hissettiriyor. Oysa doktorlar, cinsel yaşamı sürdrümenin sağlık açısından çok yararlı olduğunu söylüyorlar. Kendinize biraz da bu yönde telkin yapabilirsiniz. Ama sonuçta istemiyorsanız, eşiniz de sizi asla zorlamamalı. Çünkü bildiğiniz gibi cinsel beraberlik kadın açısından asla bir görev değildir.
Yazının Devamını Oku

Menopozdan sonra cinsel istek azalıyor

17 Mart 2003
Sevgili Güzin Abla, 35 yıldır evli, orta yaşlı bir hanımım. Kısacası, çocukları evlendirdik. Eşim emekli olacak yaşta. Ben ise beş yıl önce menopoza girdim.Bugüne kadar eşimle aramızda çok ciddi bir sorun yaşamadık. Ancak son zamanlarda ben de cinsel açıdan müthiş bir soğukluk ve isteksizlik başladı. Eşim de eskisi kadar olmasa da, hiç değilse bir ya da 10 günde bir olsun, beraber olmamız için beni zorluyor. Bu beraberlik benim için sıkıntı ve sorun olmaktan başka bir anlam taşımıyor. Eşim bana, yakın çevremizdeki birkaç yaşıtımız olan hanımı örnek gösteriyor. Onların hala genç, bakımlı, güzel ve seksi olduklarını anlatıyor. Benim bu halimin normal olmadığını söylüyor. Oysa bence, o hanımlar numara yapıyorlar. Ya da ben böyleyim, ne yapabilirim? Numara yapmayı da hiç beceremem. Bana akıl verir misiniz?Rumuz: Suç BendeSEVGİLİ okurum, bir yandan size hak veriyorum. Çünkü cinsel beraberlik asla zorlamayla yürümez. Her iki tarafın da aynı isteği göstermesi gerekir. Aksi halde zevk değil, azaba dönüşür. Belirli bir yaştan sonra herkes aynı isteği taşımayabilir. Siz böyle hissediyorsanız yapılacak bir şey yok. Ancak sırf kendinizi yaşlı ve artık hoş olmayan bir kadın gibi gördüğünüz için, bunu kendi kendinize aşılıyorsanız o zaman hatalısınız. Çünkü bilim adamlarına göre cinsel istek bir ömür boyu sürer. Tabii genç bir delikanlının ya da genç kızın heyecanlarıyla, 60 yaşındaki bir erkeğinki ya da kadınınki bir olmaz. Ama, cinsel birleşme arzusu tükenmez. Ancak kadınlarda menopozla hormon salgısı zayıflar, erkeklerde de aynı şekilde hormonlardaki zayıflama ve kalp ve damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi nedenler cinsel ilişki heyecanını giderek azaltır. Bir de bu işin psikolojik yanı vardır. İnsanlar yaşlandıkça, ‘‘Artık benden geçti, bu yaşta ayıp olur’’ diye düşünerek kendi kendilerine bu konuda telkin yaparlar. Duygularını baskılarlar. Sanıyorum sizinki biraz da bunu hissettiriyor. Oysa doktorlar, cinsel yaşamı sürdrümenin sağlık açısından çok yararlı olduğunu söylüyorlar. Kendinize biraz da bu yönde telkin yapabilirsiniz. Ama sonuçta istemiyorsanız, eşiniz de sizi asla zorlamamalı. Çünkü bildiğiniz gibi cinsel beraberlik kadın açısından asla bir görev değildir.
Yazının Devamını Oku