Dilek Dayınlarlı

Türkiye Endüstri 4.0’a nasıl adapte olabilir?

25 Kasım 2017
Son dönemde herkes 'Dördüncü Sanayi Devrimi'nden bahsediyor. Yine de sanki hiç kimse gerçekten ne olduğunu tam bilmiyor. Belki de içinde bulunduğumuz devrimi ancak 5. endüstri devrimine geçtiğimizde anlayacağız.

Muhtemelen 19. yüzyılın tekstil işçilerine de sorsaydık, endüstri devrimini bize anlatmakta zorlanırlardı. Daha iyi anlamak için ilk 3 sanayi devrimi ile birlikte göz atalım.

Nasıl bir süreç sonunda ortaya çıktı?
• İlk sanayi devrimi, 19. yüzyılda tarımdan buhar ve makineler ile fabrika üretimine geçildiği erken Viktorya döneminde gerçekleşti. 

• İkinci devrim 1850'lerin başından I. Dünya Savaşına kadar olan dönemde elektrik ve montaj hattındaki seri üretim ile gerçekleşti.

Yazının Devamını Oku

Elon Musk’ın şirketleri Türkiye’de olsa ne olurdu?

12 Kasım 2017
Bu hafta yazacak çok şey birikti, Elon Musk’ın Türkiye ziyareti, Peak Games’in dünyanın en büyük oyun şirketlerinden birine bir kısmını satması ve Amerika’da yeni öğrenilenler.

Elon Musk kimdir?
Bu hafta Türkiye’yi ziyaret eden Elon Musk çok ilgi gördü. Dünya da Elon Musk gibi iyi tanınan ve saygı duyulan çok az sayıda iş insanı vardır. Bir dizi alanda yarattığı başarılar – elektrikli arabalardan uzay araçlarına – onu önemli bir isim yaptı.

1971’de Güney Afrika’da doğan Musk’ın ilk teknolojiye adımı 10 yaşında Commodore bilgisayar üzerine yazdığı oyunu 500 dolara satması ile başlıyor. İlk girişimini sattıktan sonra aldığı parayla, 1999 yılında online e-posta ile ödeme şirketi X.com’u kuruyor. 1 yıl sonra X.com rakibi Confinity ile birleşiyor ve ardından ismi Paypal oluyor. İlk ciddi servetini ise Paypal’ın eBay’e 1,5 milyar dolara satılması ile kazanıyor ve eline 165 milyon dolar kalıyor.

SpaceX: Dünyanın yörüngeye uzay aracı atan özel şirketi

Yazının Devamını Oku

Silikon Vadisi ile bağlar güçleniyor

29 Ekim 2017
Teknoloji dünyasının merkezi San Francisco’dan herkese sevgiler! Yoğun geçen iki haftada yazacak çok şey birikti ve hepsini paylaşmak için sabırsızlanıyorum.

Yeni müşteriler, yatırımcılar dışında geçen haftanın en güzel haberlerinden biri TÜSİAD’ın Silikon Vadisi açılımı oldu.

TÜSİAD’dan gelen heyet ile birlikte Vadi’nin önemli şirketleri ile temaslarda bulunup Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezi’ni ziyaret ettik. Belki de en keyiflisi ise gün sonunda Vadi’deki insanlarla bir araya gelip bol konuştuğumuz ve paylaştığımız etkinlik oldu.

Kamu kurumlarının ya da doğrudan devletin, TÜSİAD gibi STK’ların ve şirketlerin Silikon Vadisi ile etkileşiminin neden önemli olduğunu ve bölgenin kendine has avantajlarını şöyle özetleyebiliriz:

- 3 milyon nüfusu ile dünyanın sadece binde 1’i olan Silikon Vadisi, dünyanın neredeyse en değerli teknoloji şirketlerinin yarısını, 100 milyar dolar değer olarak doğurmuş durumda.

Yazının Devamını Oku

Gelecek için çalışıyoruz!

17 Ekim 2017
İTÜ Arı Teknokent’in InnoGate programı kapsamında seçilmiş ve eğitimden geçmiş teknoloji girişimleri ile Amerika’ya gidiyoruz.

Innogata – aslında manidar bir zamanda - girişimlerin büyümesi ve global olması için Amerika pazarına girişlerini hızlandırıyor. Koçluk yaptığım bu programda yatırımcı şapkamdan farklı bir şapka takıp, şirketlerin başarılı olabilmesi için yanlarında olup destek veriyorum. Bu kadar pırlanta gibi, akıllı ve çalışkan insanların gelişimlerini görmek ve başarılı olmak için onlara destek olmak keyifli ve tatmin edici. Türkiye’ye inanmak için çok güçlü sebepler var.

Nedir Innogate?
Innogate, İTÜ ARI Teknokent’in İstanbul Kalkınma Ajansı’nın verdiği destekle gerçekleştirdiği, Türkiye’deki girişimlerin global marka olmasını hızlandırmayı hedefleyen bir program. Takip edenler bilir, teknolojide global hikayeler yaratmak en büyük amacım, bu nedenle programın çıktıları hepimiz için çok önemli.

Programda neler oluyor, girişimler nasıl değişiyor?
Innogate Programı kapsamında seçilen firmalar önce bir eğitimden geçiyor. Eğitimin ilk aşaması İstanbul’da, ABD pazarına giriş stratejileri, pazar araştırması, ürünün rekabetçi avantajlarını konumlandırma, fiyatlandırma ve iş modeli gibi bizi global bakmaya hazırlıyor.

Yazının Devamını Oku

Savaşın ortaya çıkardığı İkinci Yeni Silikon Vadisi: İsrail

3 Ekim 2017
Önceki haftalarda Singapur ve Orta Doğu’nun girişimcilikteki strateji ve başarılarından bahsetmiştim. Bugün sırada, Silikon Vadisi’ne en fazla yaklaşan ve en başarılı ekosistem olarak nitelendirebileceğimiz İsrail var.

İsrail olmayan doğal kaynaklarına, savaşlar ile dolu türbülanslı geçmişine rağmen teknolojide çok başarılı olmayı başardı. 8,4 milyonluk ufak nüfusuna rağmen kendisini “Girişimci Ulus” olarak tanımladı ve marka olmayı başardı – İsrail, Amerika ve Çin’den sonra NASDAQ borsasında en çok şirketi olan ülke. 2015 yılında ülkenin teknoloji ihracatı 12 milyar doları geçti.

Peki İsrail bunları nasıl başardı?
İsrail’in etrafındaki kısıtlamalar aslında başarısında önemli rol oynuyor. Çevresi ile savaş içinde olduğu dönemde savaş teknolojilerine yatırım yaptı - özellikle siber güvenlik. Savaş bittikten sonra ordunun bu elit okullarından çıkan ve gerçek savaş ve siber güvenlik uygulaması yapmış mezunları ise kendilerine yeni bir girişim dünyası yarattı. Ekosistemin içinden olan insanların kimine göre doğru zaman doğru yer -yani savaş sonrası boşta kalan eğitimli insanlar- en büyük sebepti ama İsrail devletinin bilim odaklı stratejisi ve sorumluluk alan yaklaşımı önemli rol oynadı. Devletin polisi “neutrality” oldu, yani kazananları seçen veya karan veren değil, pazarın taleplerine ve işaretlerine cevap veren oldu. Politikaları ve kuralları belirleyenler, pazarı sürekli inceleyip ekosistemin ihtiyaçlarını anlamaya çalıştılar ve özel sektörün yatırım yapmadığı en riskli sektörlere yatırım yaptılar.

Ekosistemin öne çıkan yönleri
Derin teknolojiye odaklanma: İsrail limitli doğal kaynaklara sahip, ancak içinde bulunduğu savaş sonrası birçok yüksek kalitede insan gücü oluştu. Bu durumu ikinci dünya savaşı sonrasında endüstriyel devrimi hızla yakalayabilen Almanya’ya benzetebiliriz. Bayer, Volkswagen ve Siemens gibi Fortune 500’deki dünya devi markalar savaş sonrası ortaya çıktı.

Yazının Devamını Oku

Girişim ekosistemi Dubai’de şekilleniyor

18 Eylül 2017
Bu hafta iş için Dubai’deydim. Teknoloji girişimleri, yatırımcılar ve önemli ekosistem oyuncuları ile konuşup, birçoğunu yakından tanıma fırsatım oldu.

Dünya Bankası 2016 raporuna göre, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), iş yapma kolaylığı global endeksinde 31. sırada. Merak edenler için biz 79. sıradayız. Birçok kategoride ilk 10’da yer almayı hedefleyen BAE, 2021’e kadar girişimcilik hedeflerini yakalamak için çalışıyor.
Son yıllarda, dünya petrol rezervlerinin yüzde 60’ından fazlasını bulunduran bölge, petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle ekonomik olarak risk altına girdi. Bu sebeple dünyanın en hızlı büyüyen beş metropolitanından biri olan Dubai, ekonomisini çeşitlendirmek için dünya çapında bir teknoloji merkezi olmak için çalışıyor.

Girişimcilik ve KültürKamuoyuna açıklanan rakamlara göre, geçtiğimiz yıl Orta Doğu bölgesinde yapılan teknoloji yatırımlarının toplamı 3 milyar doların üzerinde. Yine merak edenler için Türkiye’de bu rakam geçen sene 70 milyon dolardı.

Büyük ölçüde ülkeye dışarıdan gelenlerin ilgisinden kaynaklanan bu değişimin en çarpıcı örnekleri arasında şunlar yer alıyor:
- Mart ayında Amazon.com, yerlileri şok ederek Dubai merkezli bir e-ticaret platformu olan Souq.com'u 580 milyon $ karşılığında satın aldı.

Yazının Devamını Oku

Bir yatırımcının Göcek güncesi

10 Eylül 2017
Bu bayramda Göcek’te tatildeydik. Son üç yıldır gittiğimiz otelin hizmeti, güler yüzlü çalışanları ve denizinden çok memnunuz. Bilmeyenler için Göcek aslında Bodrum ve Alaçatı kadar büyük bir yer değil ama altı adet marinasıyla mavi yolculuğa çıkacak turistlerin en önemli çıkış noktası. Yani Türkiye’de belki de en çok para bırakabilecek turistlerin geçtiği yer.

Benim en sevdiğim restoranlardan biri D-Marina’da. Her gittiğimizde insanlar, çok güler yüzlü, bilgili ve en önemlisi yemekleri çok iyi. Nedendir bilinmez, gittiğimiz diğer restoranlarda hüsrana uğradık. Hatta en iyilerinden biri diye tavsiye edilen birinde oldukça kızdım. Mezeler kötüydü, balıklar donmuştu, servis berbat denecek kadar vahimdi. Hatta bir de servis, kuver gibi şeylerle menüde olmayan bedellerle kazıklamaya çalışan bile oldu. Ayrıca, menüler gereğinden fazla genişlemiş, yani kebap, balık, meze, pizza aynı menüde. Bütün yaz boyunca Yunanistan’a giden arkadaşlarımızın nasıl deniz mahsullerinin iyi olup, fiyatların düşük olduğunu dinledik.

Bu iki uç deneyimden sonra düşünmeye başladım. İkisi de neredeyse aynı fiyatlara servis sunarken nasıl bu kadar aralarında fark olabiliyor. Bunun üzerine iyi ve kötü restoran çalışanları ile konuşmaya ve anlamaya çalıştım.

Şimdi diyebilirsiniz ki; “Dilek niye teknoloji ve yatırım köşende restoranları anlatıyorsun?” Aslında teknoloji girişimleri olarak bu restoran deneyimlerinden çıkartılacak çok önemli dersler var. Çok sevdiğim ve çok iyi olan restorana Beyaz Restoran diyelim, iyi olduğu iddia edilmesine rağmen kötü olana da Siyah Restoran.

TEK HEDEFİNİZ PARA OLMASIN

Yazının Devamını Oku

Girişim de yaparım kariyer de!

28 Ağustos 2017
Hem mühendis hem de teknoloji yatırımcısı olarak, yönetim kurullarında, yatırımcılar arasında odada büyük çoğunlukla tek kadın oldum.

Dünyanın ilk programcısı bir kadın. 1843 yılında, Ada Lovelace modern bilgisayarın yaratılmasından yüzyıl önce ilk teorik yazılım algoritmasını geliştirdi. Lovelace’in vizyonu Silikon Vadisi’nin can damarını şekillendirdi. Fakat mirası, modern programcının imajıyla sarsılıyor- tehlikeli biçimde cinsiyete dayanan bir programcı imajıyla.

Eğer takip ediyorsanız, son zamanlarda endişelendirici seviyede artan kadınların eşitsizlik ve cinsiyet ayrımı sorunlarını görüyorsunuzdur. Özellikle teknoloji şirketleri hedef tahtasına yerleştirildi. Dünya devi olarak tanınan Google, Facebook, Uber ve Tesla gibi şirketler adaletsiz maaş, cinsel saldırı ve cinsiyet ayrımcılığı gibi sebeplerden dava edildiler. Özellikle bir Google çalışanının şirkette yapılan kadına pozitif ayrımcılık politikasına karşı yazdığı ve kadın erkek arasındaki biyolojik farktan dolayı farklı kariyer çıktıları yarattığını tartıştığı e-postası sektörü salladı. Birçok insan – hatta bilim insanları dahi- matematik, mühendislik ve bilimdeki cinsiyetler arası farkı biyolojik farklar ile açıklamaya çalıştı.

Hem mühendis hem de teknoloji yatırımcısı olarak, yönetim kurullarında, yatırımcılar arasında odada büyük çoğunlukla tek kadın oldum. Yıllarca cinseyette önyargı ve ayrımcılık olmadığını düşündüm, ta ki kızım olana ve kariyerimde daha da yükselene kadar. Özellikle anne olduktan sonra, kadınların erkekler ile aynı seviyeye gelmesi için çok daha fazla çalışması gerektiği, daha az para aldığı ve diğer ön yargılar olduğunu düşünmeye başladım.

Bu iddialara değinmek için birbiriyle ilişkili üç soruyu incelemek lazım:

Yazının Devamını Oku