HABER

Hablemitoğlu suikastı soruşturmasında Bulgaristan, Levent Göktaş'ın Türkiye'ye iadesine karar verdi

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturması kapsamında hakkında kırmızı bülten çıkarılan Mustafa Levent Göktaş'ın, Türkiye'ye iade talebi Bulgaristan tarafından kabul edildi.

Akademisyen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun, 18 Aralık 2002'de silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında aranan ve hakkında kırmızı bülten çıkarılan emekli albay Mustafa Levent Göktaş, Bulgaristan'ın Svilengrad kentinde yakalanmıştı.

Hablemitoğlu suikastının faillerinden Göktaş'ın Türkiye'ye iadesi için çalışma başlatıldı. Bu kapsamda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iade talepnamesi hazırlandı.

Talepname Adalet Bakanlığı'nca Dışişleri Bakanlığı'na gönderilerek 5 Eylül'de Bulgaristan'a ulaştırıldı.

Hakkında, 'tasarlayarak öldürme' ve 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma' suçlamaları bulunan Göktaş'ın Türkiye'ye iadesi talebi, Filibe İstinaf Mahkemesi'nin 14 Aralık 2022 tarihli kararıyla kabul edildi. Kararın nihai nitelikte olduğu belirtildi.  

20 YIL SONRA DAVA

Akademisyen Necip Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili hazırlanan 364 sayfalık iddianame, 22 Kasım 2022'de Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede 1 numaralı şüpheli FETÖ lideri Fetullah Gülen oldu. İddianamede, eski MAK Alay Komutanı Mustafa Levent Göktaş‘ın silahlı suç örgütü kurduğu anlatılarak, “Örgütün amacı örgüt liderinin talimatı ile adam öldürme eylemleri icra etmektir” denildi.

Suikastın, Hablemitoğlu’nun FETÖ’yü yazdığı ‘Köstebek’ adlı kitabı ve adının MİT Müsteşarı olarak geçmesi nedeniyle gerçekleştirildiği öne sürüldü.

SUİKASTIN DETAYLARI İDDİANAMEDE

Savcı Zafer Ergün tarafından hazırlanan iddianamede, soruşturma aşamasında tanık olarak dinlenen Zihni Çakır’ı ifade vermeye yönlendiren Nuri Gökhan Bozkır'ın olayın içinde olduğu tespitinin yapıldığı aktırıldı. İfadede adı geçen Mustafa Özcan’ın Enver Altaylı ile Altaylı’nın ilişkide olduğu tespit edilen Aydın Köstem’in, emekli Albay Levent Göktaş ile olağan dışı irtibatının ortaya çıkartılmasının soruşturmada çorap söküğü etkisi yaratması sonucu olayın aydınlatıldığı aktarıldı. Hablemitoğlu’nun öldürülmeden önce FETÖ/PDY terör örgütünün ülkemizdeki legal görünümlü aslında illegal amaca hizmet eden faaliyetlerini deşifre etme yönünde çalışmaları olduğu, buna ilişkin kamuoyu önünde söylemlerde bulunduğu aktarılarak, yazdığı ‘Köstebek’ isimli kitabın örgüt içerisinde büyük rahatsızlık uyandırıldığı belirtildi.

Bu kitabın ardından da Gülen hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından terör soruşturması başlatılmasının Hablemitoğlu’nu ölüme götüren süreci hazırladığına dikkat çekildi. İddianamede, "Tüm yaşanan süreçte maktulü bir an evvel durdurmaya çalışmak isteyen örgütün sözde Türkiye imamı olan Mustafa Özcan’ın 2002 yılı ikinci yarısından itibaren en temel meselesi Necip Hablemitoğlu'nu durdurmaya çalışmak olmuştur. Aynı dönemde Mustafa Özcan, İstanbul’dan Ankara’ya gelerek kendilerine yardımcı olabileceğini bildikleri Enver Altaylı ile görüşmeler gerçekleştirmiştir. Enver Altaylı ise Hablemitoğlu’nu öncelikle tanıyan kişiler üzerinden ikna etmeye çalışmış, bunda başarılı olmamıştır" denildi.

'GÖKTAŞ'IN KURDUĞU SUÇ ÖRGÜTÜ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR'

Altaylı’nın, iknada başarısız olunca yakın adamlarından Aydın Köstem üzerinden dönemin Özel Kuvvetler Komutanlığı Muhabere Arama Kurtarma Alay Komutanı olan Mustafa Levent Göktaş ile irtibata geçtiği aktarılarak, "Fetullah Gülen, Mustafa Özcan, Enver Ataylı ve Aydın Köstem’in, Mustafa Levent Göktaş’ı azmettirmesi sonucunda Necip Hablemitoğlu, Göktaş’ın kurduğu suç örgütü tarafından öldürülmüştür" ifadeleri yer aldı.

Hablemitoğlu’nun ölümüne yakın dönemde bazı çevrelerce isminin Milli İstihbarat Teşkilatı müsteşarlığı ile anıldığı, Göktaş’ın da aynı dönemde çevresindekilere kendisinin Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı olacağını ifade etmeye başladığı aktarılarak, "Maktulün bu göreve getirilip getirilmeyeceği bilinmez bir konu olsa da kendi çevresine bu duruma ilişkin düşüncelerini anlatmaya başlamış, keza Göktaş da bu göreve hiçbir zaman getirilmemiş; ancak onun için bu husus sürekli talep edilen bir durum haline dönüşmüştür. Olay tarihinde Hablemitoğlu ve Göktaş’ın içinde bulunduğu bu durum, suikasta sebep olan bir başka konu olarak görülmesi gerekmektedir" denildi.

GÜNCELLENME

Bunları da beğenebilirsiniz

Son Dakika Haberler