Şampiyonluğu getiren 4 isim
G.Saray’ın 23. Süper Lig zaferi nasıl geldi? Bu zorlu yolculukta kimler öne çıktı? Türkiye tercihi İcardi için kariyer sorunu haline gelebilirdi ama tersi yaşandı. Erden Timur, G.Saray’ın saha dışındaki İcardi’si oldu. Buruk yıldızlarla dolu kadroda müthiş bir liderlik yaptı. Başkan Özbek de Timur hamlesi ile iktidarını paylaşma ve gücünü ikiye katlama cesaretini gösterdi.
Premier Lig’de M.City’nin şampiyonluğunun ardından yapılan bir ankette (The Ahtletic) City’nin ve ligin en iyi oyuncusu olarak Kevin De Bruyne işaret ediliyordu. Futbol severler bir sezonda 36 gol atarak Premier Lig rekorunu kıran Haaland’a tercih etmişti Belçikalı oyuncuyu. Aynı ankette futbol izleyicisinin yüzde 52’si Manchester City’nin şampiyonluktaki en büyük itici faktörünün harcama gücü olduğunu söyledi. Yüzde 32’si de Pep Guardiola’nın koçluğuna bağladı. İngilizler Pep’in, İngiliz futbolunu geliştirip dönüştürdüğüne de inandıklarını söyledi. Sadece yüzde 3’lük bir kesim, rakiplerinin City’e meydan okumada başarısız olduklarının altını çizdi.
NE M.CiTY KADAR HARCAMA GÜCÜ VARDI NE PEP GiBi DÜNYACA ÜNLÜ BiR HOCASI
Galatasaray’ın şampiyonluğundan sonra Manchester City’den söz etmemin bir nedeni var elbette. Ne onlar gibi bir harcama gücü var Galatasaray’ın, ne de Pep Guardiola gibi dünyaca ünlü bir teknik direktörü.
Üstelik Galatasaray’a meydan okuyan rakipleri de vardı.
Fenerbahçe gibi, Beşiktaş gibi...
Bunlara rağmen nasıl şampiyon oldular?
iCARDi iLE TORREiRA G.SARAY’IN HAALAND iLE DE BRUYNE’Si OLDU
Bana sorarsanız bu başarının dört önemli ismi var.
Mauro İcardi’den başlayalım. Paris Saint German gibi yıldızlar topluluğu bir takımdan ayrılarak (Üstelik Premier Lig için ismi geçerken) Türkiye’ye gelmek bir kariyer sorununa dönüşebilirdi.
Ama bunun tam tersi yaşandı. Tıpkı City’teki Haaland- Kevin De Bruyne örneğinde olduğu gibi bir Torreria- İcardi uyumu yakaladı Galatasaray.
YILDIZ OYUNCU TRANSFER ETME REFLEKSi iCARDi iLE GERi GELDi
İcardi’nin transferi skordan önce bir psikolojik üstünlük sağladı Galatasaray’a. Sadece transfer görüşmeleri için İstanbul’a gelen Wanda Nara ve İcardi için 250 bin Euro harcandı.
Bebek Sahili dolaşıldı, en lüks oteller ve SPA’larda ağırlandı. Uzun yıllardır, (F.Bahçe’nin başarısız Mesut Özil hamlesi hariç) yıldız oyuncu transfer etme refleksini yitirmişti Türk futbolu.
Mauro İcardi ile birlikte o refleksi yeniden kazandı. Ve İcardi de bunun karşılığını tam olarak verdi.
Sezon sonunda ayrılır mı? Mutluluğuna ve Erden Timur’un becerisine bakarsanız o ihtimal çok az.
GALATASARAY BiRAZ SALLANDIĞINDA ERDEN TiMUR SAHNEYE ÇIKTI
Erden Timur’dan söz ettim, oradan devam edeyim. Galatasaray’ın saha dışındaki Mauro İcardi’si diyorum ben kendisine. Tüm dünyada olduğu gibi futbol bir ‘Güç gösterisi’dir.
Galatasaray ‘birazcık’ sallandığında Erden Timur o gücü temsil eden bir isim olarak çıktı ortaya. “Ligi bitirtmeyiz” sözü yüzünden çok yıpratıldı ama bu sözü futbol kamuoyunun aksine G.Saray camiası satın aldı.
YÜZÜN KIPKIRMIZI, BOYUN DAMARLARIN ÇIKMIŞ, EĞER BÖYLE OLACAKSAN LÜTFEN AÇIKLAMA YAPMA
· Satın almayan bir kişi vardı. Erden Timur’un iznini almadan paylaştığım için beni bağışlasın. O sözleri söylediği akşam en büyük tepkiyi eşinden aldı.
1- Sen konuşurken kendini izledin mi?
2- Yüzün kıpkırmızı olmuş, boyun damarların çıkmıştı.
3- Eğer böyle olacaksan, böyle konuşacaksan, lütfen basın toplantısı yapma.
O GÜN YAPTIĞIM AÇIKLAMAMDA BEN ‘BU LiG BÖYLE BiTMEZ’ DEDiĞiMi SANIYORUM
“Ligi bitirtmeyiz” sözü belki de 2022-23 sezonun en tartışılan sloganı haline dönüşmüştü.
Bu sözle ilgili perde arkasını anlatmanın da zamanı geldi.
Erden Timur tutkulu bir iş adamı. Tutkulu ve duygusal.
O basın toplantısında yaşananları daha sonra arkadaşlarına şöyle anlattı.
4- Ben “Bu lig böyle bitmez” dediğimi sanıyordum. Ama duygularım öyle yükselmiş ki, basın toplantısından sonradan beni uyardılar. “Sen ne dedin öyle” diye. Sonra özür diledim ama...
YILDIZLARLA DOLU KADRODA 11 iSMi BELiRLEYiP 15 KiŞiYi iŞSiZ BIRAKMAK ZOR iŞ
Sezon başında Okan Buruk ismi soru işaretleriyle karşılandı.
Başarılı olabilecek miydi?
Yıldızlarla dolu bir kadroda her hafta 11 futbolcuyu belirleyip 15 futbolcuyu işsiz bırakmak müthiş bir liderlik gerektiriyor.
Bu futbolcuların egolarıyla çatışmak, hem de en yüksek verimi almak bir teknik adamın en büyük zorluğu.
ÖNCELiĞiM OTORiTE DEĞiL GÜVENiLMEK SONRA SEViLMEK VE SAYILMAK ÖNEMLi
NASIL başardığını ve takım üzerinde otoriteyi nasıl sağladığını sorduğumda, Okan Buruk’tan aldığım yanıt çok ilginçti.
5- Benim önceliğim otorite değil. Önce güvenilmek önemli. Sonra sevilmek ve sayılmak.
Kadro açıklandığında o hafta işsiz kalan bir futbolcuya verilebilecek en güzel yanıt bu sanıyorum. Sezon başından bu yana bu konuda sadece Gomis ile problem yaşadı Buruk. Ve bunu da kamuoyu ile paylaştı.
Son olarak şunu eklemeliyim. Bir teknik adam için şampiyonluk elbette başarı. Ama Buruk ile G.Saray’da pek çok oyuncunun kişisel performanslarının da nasıl yükseldiği de önemli.
Her oyuncusuna değer kattı. Sacha Boey gibi.
ÖZBEK EGOLARA TESLiM OLMADAN ‘FUTBOLDA TEK YETKi ERDEN TiMUR’DA’ DEDi
Başkanı en sona bıraktım. Okan Buruk’un saha içinde İcardi’si varsa, Başkan Dursun Özbek’in de saha dışında yarattığı bir yıldız vardı.
Egolarına asla teslim olmadan, o gömleği sıyırıp attı ve takımın başına sezon başında tek yetkili olarak Erden Timur’u getirdi. Yönetim kurulunda sınırları çizdi.
Ve o sınırların dışına kendisi dahil kimsenin çıkmasına izin vermedi.
iKTiDARI PAYLAŞTI ŞAMPiYONLUĞU GALATASARAY GiBi HAK ETTi
Türkiye gibi futbol kültürüne sahip ülkelerde ben bunu önemli buluyorum.
Bu coğrafyada futbolun saha içinden daha çok saha dışında oynandığına inanılır.
Dolayısıyla sesiniz ne kadar gür çıkarsa, o kadar güçlü olduğunuz düşünülür. Dursun Özbek, Erden Timur hamlesi ile iktidarını paylaşma ve gücünü ikiye katlama cesaretini gösterdi.
Üstelik bunu son derece sakin ve akıllı hamlelerle yaptı. Ve hak etti bu şampiyonluğu. Tıpkı Galatasaray gibi...
ÖNCE SAMiMiYET DAHA SONRA ALKIŞ
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, hafta sonu oynanacak derbi maçı için, “Fenerbahçe herhalde bizi alkışlayacaktır” dedi. Şampiyon takımın sahaya çıkarken rakip tarafından alkışlanması İngiltere Premier Lig’de (Ve elbette bazı ülkelerde) sık rastladığımız bir spor kültürü. Ama doğru konuşalım. Biz böyle bir kültüre hiç sahip olmadık. Zaman zaman buna benzer alkışlar yaşamadık değil. Ama iki ezeli rakipten birinin diğerini alkışladığı bir ana ben hiç tanık olmadım.
ÖZHAN CANAYDIN’IN BAŞINA GELENLER
Galatasaray’ın rahmetli başkanı Özhan Canaydın’ın, 6-0’lık Fenerbahçe yenilgisinde rakibini alkışladıktan sonra başına gelenler bunun en somut örneği. Bu tür spor geleneğinin başlamasını elbette isterim. Ama sezon boyunca birbirini suçlayan kulüplerin, sezon sonundaki alkışlarını sorgulamadan edemem. Önce samimiyet sonra alkış.
