Antremanımuz bitmiştur

Tam yirmi dokuz sene önce bugün, alabileceğimiz en kötü haberlerden birini aldık biz.

Haberin Devamı

Bizim kuşağın çocukları.

 

Ne olup bittiğini hiç anlayamayan çocuklar.

 

Sobalarda kitapların yakıldığını gören, arka odalarda abilerin ablaların saklandığını bilen, evlerde ölüm, işkence, idam, gözaltı laflarından başka bi şey duymayan çocuklar.

 

O çocuklar o korkunç günlerin gecelerinde rahat uyuyabildilerse ondan sebeptir.

 

Üstünden 12 Eylül’ün tanklarının geçtiği bir kuşak çocuğa, elleriyle ısıttığı bir bardak süt uzatmıştır. O çocuklar, çocukların duymaları gereken şeyleri bi tek ondan duymuştur. O çocuklar o ılık sütleri içip uyumuştur.

 

Haberin Devamı

Komik-i Şehir Naşit Özcan’ın kızı Adela Özcan. Biz Adile Naşit diye biliriz. O çocuklar Adile Teyze diye.

 

Adile Naşit, önce memleket tiyatrosunun, sonra sinemasının başına gelen en güzel şeylerden biridir. Hafize Ana’dır. Yaşar Usta’nın sonbaharı Melek Hanım’dır. “Misafir değilim hanım, çocuklarımın anasıyım”dır. “Hadi ordan Rukiye de hanım ağzını yırtarım”dır. “Vay benim elektrikçim elektrikçim”dir.

 

Nuri Ergün’ün yönettiği, senaryosunu Sadık Şendil, Bülent Oran ve Burhan Bolan’ın yazdığı, 1975 yapımı Karadenizli ve Kayserili iki ailenin hikayesinin anlatıldığı “Sevgili Halam” filminin Sevgili Halası’dır.

 

O filmde Trabzonspor efsaneleri ile enfes bir antrenman sahnesi vardır. Döpiyesi çekmiş, ayağında topuklu ayakkabılar, boynunda kravat “Uyy yedum sizu da! Ha futbol mu oynaysunuz yoksa dans mı edeysunuz? Dizilin bakayum karşuma! Top hakkında size malumat vereyum.” diye basar antrenman sahasını. 

 

Futbolcuları karşına diker.

 

“İlk peşun ben kimim onu deyun.” diye sorar. Futbolcular hep bir ağızdan “Sevgili halamızsın!” derler. “Daha başka?” diyince “Trabzonspor’un kurucusu!” diye bağırır futbolcular. “Trabzonspor’u dünyanın en buyuğu etmek onemlidur!” der, “En büyük olacağuz!” diye söz verirler. Sonra ders başlar:

 

Haberin Devamı

“En buyuk olmak için sokakta sürtmek değil aklıni zihnini tekmilnen topa vermek gerekir!”

 

“Vereceğiz!”

 

“Karadeniz’in soylu evlatlarının nam-ı şöhretlerini tekmil dünyanın her bucağına yayacak bir nevi muharebe demektur. Fitbol maçını kaybettiniz mu gozükmeyun gözüme! Fitbol demek Tirabzon’un en buyuk olduğunun ispatı demektur! Antremanımuz bitmiştur!” der çeker gider. Baksanıza, Adile Naşit Trabzonspor’un başına gelmiş en güzel şeylerden biridir.

 

Yirmi dokuz yıl önce bugün, 11 Aralık 1987’de Adile Naşit gittiğinde bizim kuşağın çocuklarının da antrenmanı bitmiştir.

 

Adile Naşit başımıza gelmiş en güzel şeylerden biridir.

 

Bizi hep rahat uyuttu o da rahat uyusun. 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları