Dört tarafı tapınaklarla çevrili gizemli ülke: Myanmar

Myanmar, uzun yıllar cuntayla yönetilmesinin ardından 2012 yılında yönetim biçiminin demokrasiye geçmesiyle birlikte kapılarını dünya turizmine açmaya başlamış. Çok yakın bir tarih değil mi? Dört yıl gibi kısa sürede ki, gelişime bakılırsa ülke günümüz dünyasını yakalamaya çok hevesli duruyor.

Siz de benim gibi, bakir ve turizm yozlaşmasından uzak, hijyen kurallarına aykırı ama bir o kadar da naturel ülkeleri seviyorsanız elinizi çabuk tutmak zorundasınız.

Myanmar’ı size tek seferde anlatmam mümkün değil. Bu yüzden yazıma Pagoda tarlası (Budist tapınağı) Bagan ile devam etmek istiyorum. Eski adı ‘Pagan’ olan bu şehir Mandalay bölgesinde yer alan antik bir kent.

Bagan’a İstanbul-Yangon uçuşumuzun ardından minik uçağımızla yaptığımız yeni bir uçuşla varıyoruz.

Bagan vadisi günümüze kalan 2 bin civarı Pagodası ile bizi karşılıyor. 10 bin adet civarı olan bu tapınakların tarihi 12. yy dayanıyor. Myanmar’da pek çok deprem yaşamış.

Bu depremlerde ise yaklaşık 8 bin pagoda yıkılmış, birçoğu da hasar görmüş.

Myanmar’da nereler gezilmeli, hangi lezzetler tadılmalı?

Öncelik sıranız tabii ki pagodaları görmek. Size önerim, kesinlikle uykunuzdan ödün verin ve sabahın karanlığında kendinizi vurun yollara.

Dünyanın sayılı yerlerinde yaşayabileceğiniz muhteşem gün doğumunu izlemek için güneşin doğuşundan en az bir saat önce Pagoda’ya varmış olun. Çünkü turistlerin ve fotoğrafçıların hayal güçlerini zorlayacak bu manzarayı yakalamak adeta bir izdiham yaratıyor.

Karanlıkta güvenlik görevlileri ellerinde fenerleriyle bizi karşılıyor çünkü ışıklandırma yok. En görkemli ve popüler pagoda Shwe San Daw, burası üç ayrı kattan oluşuyor, oldukça dik ve dar merdivenlerden tutunarak dikkatlice çıkmanız gerekiyor.

Karanlık sizi zorlayacaktır dikkat! (Yanınızda fener bulundursanız iyi olur) Pagodalara çıplak ayakla giriliyor, çorapla bile giremezsiniz bilginiz olsun. Kıyafetlerinizde tapınaklara uygun, bacak ve omuzlarınız örtülü olmalı. Ve geliyoruz merakla beklediğimiz, hafızalarımızdan silinmemek üzere yer edecek o an’a…

Tabiat ana güneşin doğuşuyla yaşamınıza mührünü vuracak bir manzaraya tanıklık etmemizi sağlıyor. Bu muhteşem doğa olayı balon turlarının başlamasıyla adeta görsel bir şölene dönüşerek hafızalarımıza kazınıyor.

Bu manzarayı balonun içerisinde karşılamak isterseniz yerinizi haftalar öncesinden ayırtmalısınız. Bagan’da balon turları büyük bir titizlikle yapılıyor.

Son dakika karar verip ertesi gün tura katılayım deme şansınız yok maalesef. Fiyatının 300 Dolar’dan başlamasına rağmen oldukça fazla ilgi görüyor.

Bagan vadisini bisiklet kiralayarak ya da at arabalarıyla gezmeniz mümkün. Ben at arabasıyla gezmeyi tercih etmiştim. Araçla gezmeniz mümkün değil çünkü yollar gerçekten de tarla…

Bu gezinizi akşam saatlerine denk getirip gün batımını görmenizi de şiddetle tavsiye ederim.

Bunların yanında köylerini ve yerel pazarlarını gezmeyi ihmal etmeyin. Halk sıcak ve samimi onlarla sohbet etmeye çalışın, çocuklarını sevin bu ilgi çok hoşlarına gidiyor. Sokaklarda dolanırken turuncu ve bordo kumaşları üzerine dolamış adamları göreceksiniz, şaşırmayın. Bunlar ‘monk’ denilen din adamları yani bildiğimiz adıyla keşişler.

Eh bu kadar gezmenin ardından “Artık güzel bir yemek yiyelim” dediğinizi duyar gibiyim. Bir yandan da az gelişmişlik sizi korkutuyor mu? Açık söyleyeyim benimde yemek konusunda tereddütlerim vardı. Aksine bütün ezberleri bozan muhteşem bir Asya mutfağı bizi karşıladı.

Asya mutfağı sevmeyenler merak etmesinler tavukları, salataları harika. Otel kahvaltıları Avrupa’nın aksine oldukça zengin ve doyurucu…

Restoranlarda kaliteli ve güzel yemek yemenin bedeli 5-10 Dolar arası bu fiyata muhteşem Myanmar biraları da dâhil…

Bagan’da oldukça iyi otellerde günlüğü 20-30 dolara kahvaltı dahil konaklayıp ister havuzda keyif yapabilir, ister SPA’da kendinizi masajla şımartabilirsiniz. Ücreti mi? 15-20 Dolar’a bu keyif sizindir.

Myanmar’da halk nasıl bir hayat sürüyor?

Myanmar halkı oldukça fakir ama gerçekten de bir o kadar da mutlu. Daha iyisini bilmiyorlar, görmemişler. Ülkelerinde geniş asfalt yolları ve bunları süsleyen lüks otomobilleri yok. Budizm’in de verdiği etkiyle dingin, saygılı, sakin ve hürmetkâr bir hayat yaşıyorlar.

Myanmar’ın iklimi bize göre dört mevsimi yaz. Ben yeni yılı Myanmar’da karşıladım ve ilk defa tişört ve terlikle yeni yıla girdim. Aslında bize göre yaz ama oranın kış mevsimi oluyor.

Sıcaklık 30 dereceler olmasına karşın yerel halkın mont ve bereyle geziyor olması sizi şaşkınlığa uğratabilir. Fakat yazın sıcaklığın 50 dereceleri bulduğunu düşünürseniz sanırım biraz olsun nedenini anlayabileceksiniz. Siz akşamları için yanınıza yine de hırka gibi şeyler alın tabi. Malum mevsim kış…

Paramız burada oldukça değerli olduğu için alışveriş ayrı bir keyif olacak sizin için. Ahşap oyma biblolar, tabaklar, tahta kolyeler, el emeği göz nuru takılar, otantik kıyafetler, Asya mutfağına özgü kuru gıdalar yanınızda götürebileceğiniz tropikal meyveler Türkiye’nin yarı fiyatına sizleri bekliyor olacak. Eh tabi pazarlık yapmayı ihmal etmeyin. Söyledikleri fiyatın üçte birini kabul etmekte sizi zorlayabilirler ama kabul edeceklerdir.

Myanmar ile ilgili önemli bilgiler

Yanınıza gıcır gıcır Amerikan doları alın yıpranmış ve hasar gören dolarlarınız bir işe yaramaz. Para bozdurma konusuna dikkat edin. Sokaklarda para bozanlara asla güvenmeyin. İnternet konusunu dert etmeyin 10 Dolar’a çarşı pazar sokak tezgahlarında bile hatlar satılıyor.

İlaçlar eczane bozması dükkâna benzer yerlerde tane işi satılıyor. Ben oradan korka korka da olsa pastil almıştım ama siz ilaç gibi ihtiyaçlarınızı mutlaka yanınızda götürün.

Güvenlik konusunu dert etmeyin. Bir turist olarak dikkat çektiğiniz doğru olabilir fakat laf atılmaz, taciz edilmez, pis bakışlara asla maruz kalmazsınız.

Sizi bilmem ama beni en heyecanlandıran seyahat planları, keşfedilmeyi bekleyen yeni rotalar olmuştur. Myanmar ise bunların içinde en dikkat çekicisi sanırım.

Keşfedilmeyi bekleyen bir dünya var ve sizi bekliyor, hem de sadece bir uçak bileti uzaklığında… Instagram: @sennuraybey